03 Aralık 2015

HDP DAEŞ’ten farklı mı sanki!

25 Kasım günü, “Rusya'nın terör diplomasisine dikkat” başlığıyla kaleme aldığım yazıda, Rusya'nın olası terör eylemleri ile Türkiye'yi esir almaya çalışacağına vurgu yaparken İstanbul ve Gaziantep'e dikkat çekmiştim.

Bu bölgede belirli olaylardan sonra yaşanacakları bilmek için kâhin olmaya gerek yok.

Bölgenin, terör ve bunun getirdiği şiddet ve savaşla dizayn edilmeye çalışıldığı, kontrollü çatışmalarla bu kontrolün sürekli hale getirildiği gerçeği malum.

Türkiye'nin senelerdir bölgeye müdahil olmasının, bölgedeki satrancın dışına itilmesinin de terör eliyle sağlandığını yazdık çizdik.

Şimdi tam da bölge üzerinden sistem yenilemesi yaşanır, 100 yıllık haritalar yeniden masaya yatırılırken, Türkiye'nin haddine mi o masa etrafında haritaya müdahil olmaya çalışmak.

1.Dünya Savaşı sonrasında hapsedildiği coğrafya yetmedi diye 1915-1923 arası coğrafyaya yeniden sahip olmayı aklından geçirmek ne haddine Türkiye'nin…

Tabii ki yeniden 90'ların istikrarsızlığına, iç sorunlarda boğulma kadersizliğine mahkum etmek isteyeceklerdi.

Nitekim, Türkiye Ortadoğu'daki yeni oyun masasına kurulma arzusunu güçlü hissettirdikçe başına gelmeyen kalmadı.

Hatta bu arzuyu en güçlü bir şekilde hissettiren, bu arzunun tetikleyicisi ve mihmandarı aynı zamanda bu ülkenin yeni yüzyıl Lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan onlarca suikast planı ile 2004'lerden bu yana gelen darbe plan ve teşebbüslerinin sebebi de buydu.

Bitkisel hayattayken tam fişini çekmek istedikleri Türkiye'yi 2002'de yeniden şaha kaldıran, tarihi mirasıyla kucaklaştıran Recep Tayyip Erdoğan, batı için en büyük tehdit halini aldı.

Ortadoğu ve İslam dünyası için yeni binyılın Selahaddin Eyyübi'si dedikleri Erdoğan ve onun yönetimindeki Türkiye'yi ne yapıp edip durdurmaları gerekiyordu.

Ortadoğu enerji kaynaklarının paylaşımı ve küresel pazara taşınması dahil olmak üzere emperyalizmin kendini yenileme hamlesinin önündeki en büyük engel olan Türkiye, gerekirse bir iç savaşla parçalanmalı, kumanda ettikleri kuklalar eliyle bu parçalar sistemin emrine sokulmalıydı.

Bütün bu oyunları, Erdoğan ve onun başlattığı siyasi harekete olan halk desteğini bir türlü engelleyememeleri bozdu.

Halk, küreselci işbirlikçiler eliyle oluşturulan yolsuzluk algısı dahil olmak üzere hiçbirine inanmadı. İnanan kesimler de devletin bekasını öncelik saydı.

Ve şimdi de aynı saiklerle, Türkiye'nin bilhassa Bayır Bucak Türkmenleri ve Türkmen Dağı konusundaki duruşu partili partisiz herkes tarafından taktirle karşılanıyor.

İşte bu yekvücut desteği kırmak için, bir iç kargaşa ve kaosun fitilini ateşleyecek suikast ve bombalı eylemlerin yaşanma riski şimdi çok daha fazla.

Bu nedenle İstanbul ve Gaziantep'e dikkat çekmek kâhinlik değildi. Sadece bir durum tespitiydi. Ve bugün hala o durum tespitinde ısrarcıyım. İstanbul Bayrampaşa'daki düşük yoğunluklu patlama kimseyi rehavete sürüklemesin.

PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Washington'da ABD yönetiminden bazı yetkililerle bir araya gelecek olması, HDP Kongresi öncesi bu ziyaretin gerçekleşmesi, içerdeki işbirlikçilerin nerelerden kumanda edildiğini göstermiyor mu?

Zannediyor musunuz ki ABD ve batının Ortadoğu'yu dizayn için yarattığı tek örgüt DAEŞ…

HDP DAEŞ'ten çok mu farklı zannediyorsunuz… Yanılmayın artık.

 

zihnicakir@gmail.com