29 Nisan 2016

HDP’nin siyasi akıl eksikliği

HDP, “Kürt Siyasi Hareketi” olarak tanımlanmasıyla beraber kendine yüklenen büyük misyonun ne olduğunu anlayamadı. 7 Haziran seçimleriyle beraber elde ettiği yüzde 13'lük oy oranı ve 80 Milletvekiliyle 3. Parti olmanın ağırlığı altında kaldı.

HDP hareketi önceki iki genel seçimde bağımsız adaylarla bir tür hülle yaparak girdiği mecliste Kürtleri temsil etme işinde özellikle de, Çözüm sürecinde ön plana çıktı. Bir yandan Öcalan'la görüşen bir yandan hükümetle masaya oturan taraf olarak kendisine yüklenen “Barışı getirecek Kürt partisi” misyonuna PKK'nin ağır baskı ve yüklenmesi nedeniyle sahip çıkamadı. Oysa ki, CHP ve MHP'nin iktidara alternatif oluşturamadığı bir ortamda HDP bir alternatif olmasa da ciddi manada kilit rol üstlenebilecekken, PKK'nin etki alanından çıkamaması sonucu eline geçirdi tarihi fırsatı heba etmiş oldu.

Meydanlarda bulunan tüm Kürtler HDP'ye barış getireceği zannıyla HDP çizgisinin asla almadığı belki de bir daha asla alamayacağı kadar büyük bir oy oranıyla karşılık verdiler. Söylemlerinde barışı getireceğiz, savaşı bitireceğiz diyen HDP, 5 Haziran Diyarbakır mitinginde patlayan bombanın da etkisiyle bir anda kilit konuma geldi. Demirtaş, HDP'nin seçim zaferinin tüm Kürtlerin ve onlara destek çıkanların zaferi olduğunu belirtirken kendini hiç olmayacak yüzde 60'lık blok hikâyesinin büyüsüne kaptırdı. Belki de kulağına fısıldanan Ak Partiyi gönderecek kahraman masalının nerede biteceğini bilememenin ağırlığıyla yaptığı yanlışın altına kalmıştı. Seçim akşamı “AKP, seni iktidar yaptırmayacağız! Erdoğan seni başkan yaptırmayacağız!” Açıklamaları iktidar ortağı olma şansını noktalarken yeni bir maceraya sürüklenen Kürtlerin başına geleceklerin işaret fişeği olarak durduğunu kimse anlayamadı.

PKK ya raporlar dizen zevatın artık her şey olgunlaştı. Halk sizi bekliyor hikâyelerine inanan yıllardır Kürt Sosyolojisinden bihaber olan PKK yönetimi “Hendek-Çukur” siyaseti için start veriyordu. Kendi raporlarında 600 bin kişi sizi bekliyor hadi gelin ve bizi kurtarın diyenler! Bir anda ortalıktan yok olurken PKK ve Devlet karşı karşıya kalıyordu. 7 il ve 11 ilçede 400 bin kişi evlerini terk edip, PKK yı hendeklere mahkûm ediyordu. HDP siyasal akıl sahibi olamamanın derin acısını çekerken kendisine oy veren binlerce kişi kendisine lanet getiren bir pozisyona geçiyordu. Çatışmalar iki merkez dışında bitmek üzere bu ülkenin 4 binin üzerinde ferdi toprağa girmiş durumda, Demirtaş 7 Haziran öncesi duruma dönmeye çalışıyor, lakin bu kadar ölüm ve yıkımdan sonra ne düzelebilir?

Bölgede şiddetin yoğunlaşmasıyla beraber siyasetin sahası daraldı, HDP'nin önemi azaldı. Şiddetin tırmanmasıyla da her geçen gün etkisini yitiren HDP, belirleyici bir aktör olma vasfını kaybetti. Barışı HDP getirir yerini HDP çözümsüzlük getirdi şekline evrilmiş durumda.

Demirtaş'ın 7 Haziran öncesi pozisyonuna dönmesi iyi bir gelişme lakin bu saatten sonra yeni bir çalışma başlar mı, Devlet aklı buna izin verir mi, süreci görmekten başka hiçbir şey tam olarak cevap olamaz. PKK nın bölgesel aktör olarak öne sürülmesi, HDP'nin yanlış politikaları çözüm masanın daha uzun süre olamayacağını gösteriyor.

Devletin de bu süreçte bazı şeylerden ders alması gerekiyor. Uzayan çatışma süreci halkı yordu ve özellikle gelecek kaygısı yaşayan halk devletten duygusal bir kopuş yaşayabilir, evi yıkılmış, talan edilmiş ve ne olacağını bilemeyen büyük bir kitle var. Sadece para bazı şeyleri çözmüyor. ‘Devlet adildir ama topaldır' yaklaşımı son derece zarar verici olacaktır. Hele de kimsenin giremediği Sur'un yıkık sokaklarında birileri özel izinlerle klip çekip “sıkın kafalarına, kesin kafalarını” diyorsa o zaman kimse kazanılamaz. Özellikle spor müsabakalarında bölge takımlarına yönelik saldırılar durdurulamaz ve suçlulara en ağır şekilde cezalar verilmez ise verilen mücadelenin bir önemi yoktur.

Kimsenin kimseyi dinlemediği bir zamandan geçiyoruz, aşırı milliyetçi duyguların kabarması, kabartılması geleceğimize zarar verir. Atılan her adımda itidal bizim için esas olmalıdır. Her sorunumuzu oturup konuşmayı da öğrenebilmeliyiz.

Selam ile efendim.