24 Şubat 2018

İnsandan umrana: Neşet Ertaş

Bâlâ'ya...

Türklerin türkülerle vatan kıldığı yerdir Türkiye. Bu vatana bakıp irfanla severiz insanı bu yerde. Neşet Ertaş rahmetlik bu cümleden bakar bu topraklar ve denizi seyretmek gibidir bozkırda gökyüzünü seyretmek derken göğe bakar gibi insana bakar irfanıyla ve umutla yaşar: Darda kaldım diye umutsuz olma, yok iken dünyayı var eden vardır diyerek denizi seyreder gibi bozkırın göğünü umutla seyreder ve okur. Bize sade ve sükûnetli bir irfanın sesiyle ve sazıyla bizi anlatır.   

İşte o saz ve söz, Sözüm var türküsü, dinle sana bir sözüm var kimseyi hor görme kardaş kim nasıldır Allah bilir kötüleyip yerme kardaş diyerek türküsüyle hoş gör, kötü görme kardaş diyerek huzura çağırır. İşte saz burada hakikate yol olur, türküden umrana varılır. Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünyaya kimse kalmaz diyen Yunus sözü saza söze yeniden gelmiş gibidir.

İşte o saz ve söz, Sözüm var türküsü, dinle sana bir sözüm var kimseyi hor görme kardaş kim nasıldır Allah bilir kötüleyip yerme kardaş diyerek türküsüyle hoş gör, kötü görme kardaş diyerek huzura çağırır. İşte saz burada hakikate yol olur, türküden umrana varılır. Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünyaya kimse kalmaz diyen Yunus sözü saza söze yeniden gelmiş gibidir.

Peki bu nasıl olacak? Neşet Baba burada da söyler sözünü, İkilik noktası çıksın aradan Birdir Allah adı hoş değil midir? İnsanları bir yaratmış Yaradan İnsanlar hep bir kardaş değil midir? Garibin sözleri birlik içindir Birliğin içinde dirlik içindir Doğru çalış aileni geçindir Eğrinin emeği boş değil midir? Müminler kardeştir irfanının bir türküde ifadesi ancak bu kadar güzel yorumlanabilir. İnsan için çalıştığı kadarı vardır diyen ses bu kadar yürekten ulaşır gönlümüze, irfanın dili dolaysızlaşır birden. Türkü Türk'ü var eder o yerde. Allah adı hoş değil midir? Eyvallah hoştur baba bir olalım, diri olalım, ikiliği kaldırıp tanış olup biz olalım.

Birlik nasıl olacaktır elbette sevgiyle. Gel sevelim sevileni sevelim Sevgisiz suratlar gülmüyor canım Nice gördüm dizlerini döveni Giden ömür geri gelmiyor canım Özü gülmeyenin yüzü güler mi Sevgisiz muhabbet hakka değer mi Seven insan kaşlarını eğer mi Zorunan güzellik olmuyor canım Özü gülmeyenin yüzü güler mi? İkiliği kaldırıp hor görmeyi hor gören vicdan işte burada inşa ve ihya oluyor. Bozkır bizi bir kere daha insan ediyor. Peki, mefhumu muhalifi ile sevgisiz olursak, sevmeden kalırsak ne olur? Sevgisiz olanın olmaz hayası Fesatlık üretmek olur gayesi Sevgisiz kalanın bir gün mayası Nerde, belli olmaz; kokar mı kokar! Garib'im; can Hak'tır, gör; denilmezse Bunu bir kendine sor; denilmezse Cehalete dur; dur denilmezse Hakk'ın binasını yıkar mı; yıkar! Hayâ gider, fesat yayılır ve mayası bozulanın kokusu çıkar ve Hakkın binası işte bu irfanın cehaleti yıkmasıyla yıkılmaktan kurtulur. Türkü ve saz bizi umranımız içinde bozkırın denizleşen göğünde özümüze taşıyor.

Tüm bu söyledikleriyle Neşet Baba bir nereden geldik nereye gidiyoruz muhasebesi yaparken bu vatanın özünü yanık bir sesle, inleyen sazın yoldaşlığında koyar önümüze ve özümüze: Can yakıp kalp kırma, ey insanoğlu Senin de gül benzin solacak birgün. Her canlının kalbi Allah'a bağlı Herkes ettiğini bulacak birgün. Garib'im ölmeden kendini tanı Unutma o Hakk'ı, atma vicdanı Alır toprak, bir gün verdiği canı Ruh, Allah'a teslim olacak bir gün.

Neşet Ertaş türküleri, sözlerinde ruhumuza bozkırdan yeşeren bir ormanın sevdasını söyler. Bu gariban, belki sahipsiz, kimsesiz, kadri bilinmez bir hikâyedir ama umranımız var ise hep o muhtevayla dirildi: Garibim engin ol, uyma cahile Şeytanın kazancı nafile hile Sana at takarlar üzülme bile Zengin isen ya bey derler ya paşa Fukara isen ya abdal derler, ya cingan haşa. Engin olmak ne güzel bir tabirdir, kınayanın kınamasına üzülmeden insanı sevmek ve özüne sadık kalmak ne hoştur. Hor görülse de hoş gören, Kendi kendisinden utanmayan, yeryüzünde hiç kimseden utanmaz. Kendini bilen, bilmeyenin kusuruna bakmaz!" diyerek bize hatırlamakla bile mutlu olduğumuz bir insanlık davasının özünü anlatır. Neşet Ertaş'ın sazı, sözü ve çağırısı sade, gösterişsiz, sükûnetli, hor görmeyen, her daim umutla yaşayan, Yaratanın kardaş kıldığını her daim seven, can yakıp kalp kırmaktan kaçınıp, Hakkın binasını yıkan cehalete karşı duran, geldiği yer ile gideceği yeri unutmadan yaşayan, dikte etmeyen kardaş sözü olarak içten ve samimi, kendini bilip birliğe çağıran bu ses Türk'ün türkülerindeki umranının sesidir.

Eyvallah Bozkırın tezenesi! Issız, yıkık ama gürül gürül bir bozkır çeşmesi gibi özüne susayanlara hikmet akıyor çeşmenden, yattığın yer nur olsun!