İnsanın yüzüne bakın !
Bu yazımızda insana verdiğimiz mesajın karşı tarafa iletilmesi,
doğru şekilde anlaşılmasına değineceğiz. Askerde bir komutanın emir eri var.
Komutana bir misafir gelmiş. Komutan da emir erini 2 tane Fruko gazoz alması
için kantine gönderiyor. Fakat kantin yakın olmasına rağmen emir eri gelmiyor
bir türlü. Aradan geçen uzun bir sürenin sonunda asker kan ter içinde geliyor.
Kucağında da araçların kaldırılmasını sağlayan bir kriko var. Komutanım iki
tane bulamadım bir tane bulabildim diyor. Komutan da olum ben senden kriko
değil, soğuk içecek Fruko istedim diyor. Mesajımız anlaşılıyor mu acaba? Biz ne
istedik, ne söyledik o ne anladı acaba? Bizler de karşı tarafa bir mesaj
veriyoruz ama karşı tarafın anladığından emin olmadan, aman canım ben verdim
mesajı, ister anlasın ister anlamasın gibi bir tutum takınmamalıyız. Bunun için
kimseye, muhatabımıza anladın mı demek yerine sık sık anlatabildim mi,
anlatabiliyor muyum, fark ediyor musunuz, soracağınız bir soru var mı
demeliyiz.
Yıllar önce televizyonda yayınlana bir reklam filmi vardı.
Times marka bir saatin su geçirmezliği ile ilgili reklam filmi çekilmiş. Bir
dalgıç koluna saati takıyor, oksijen maskesini takıyor ve suya dalıyor. Yüzüp
geliyor ve sudan çıkıyor. Ardından saatini göstererek Times diyor. Reklamın
akabinde pazarlamacılar işe yarayıp yaramadığını kontrol ediyorlar fakat
reklamın markaya, satışa bir katkısı olmadığını görüyorlar. Tekrar bir
araştırma yapıyorlar ve izleyenler bu saatin sadece dalgıçların kullanabileceği
bir saat olduğunu düşünüp kimse önemsememiş. Böylece verilmek istenen mesaj
verilemedi. Bizler de mesajımızı verirken ben ne söyledim ve karşıdaki ne
anladı bunu görmeliyiz. Mevlana hazretleri diyor ki siz ne söylersiniz karşı
taraf ne anlar, sizin söylediğiniz karşıdakinin anladığı kadardır.
Günümüzde her şey fastfood gibi mesajlar da hızlandı ama bu
şekilde olmamalı. Verilmek istenen mesajı düşüneceğiz, hızlı hızlı değil, 10
cümle yerine 1 cümle söyleyeceğiz. Muhatabın yüzüne bakarak göz teması kurarak
vermek istediğimiz mesajı vermeliyiz.
Toplantılarda musafaha, tokalaşma yapılıyor ve karşıdaki
muhatabın yüzüne bakılmıyor, yandakinin yüzüne bakılıyor. Bu hareket çok
yanlış. Mutlaka bir 5 saniye el sıkılmalı ve muhatabın yüzüne bakılmalıdır.
Değerli okurlarım, bu yazıyı okuyan sizler de bu yazıyı yazan kardeşiniz de bunlara dikkat edelim, tebessümü yüzümüzden eksik etmeyelim !