İsrail ne yapmaya çalışıyor, savaşın gidişatı ne olabilir?
Ölümü görüp sıtmaya razı olmak. Savaşın devamı İsrail ekonomisi için gerçekten büyük bir sıkıntı ama İsrail sosyolojisi için daha büyük sıkıntı. İsrail eğer savaşa devam ederse çok ciddi bir şekilde çözülme, gardını indirme ve bölgedeki bütün ektiklerini biçmekle karşı karşıya kalacak. Ancak başka bir alternatifleri de yok. Amerika’nın İsrail’in yanında durduğu en önemli konulardan biri bu. Nedeni belli. Dün Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, ABD hükümetinin şu anda Gazze Şeridi'nde ateşkes yapılmasını kabul etmediğini söylemişti. Kirbi’ye göre ateşkes artık Hamas'a fayda sağlayacak. Başka çareleri yok. Sürekli bir savaş İsrail için korkunç olsa da İsrail'in savaşı sürdürmekten başka gerçekten bir alternatifi yok.
İsrail şu anda çaresizce
kendisini kurtaracak bir el bekliyor. Her ne kadar gaddarlıkla insanlık
tarihinin en ağır katliamlarından birini yapıyor olsa da uçakların roketten
kaçmak için her tarafa ısı atması gibi İsrail de şu anda bütün tuşlara basarak
bu vahim kıskaçtan çıkmaya çalışıyor. Gazze’ya ağır saldırılar, suikastler, Hizbullah, 1 yıllık tehditler ve
sembolik propaganda amaçlı zafer iddiaları gibi bir ton tuşa basarak bu süreci
atlatmaya çalışıyor.
İsrail şu anda sağa sola yem
atıyor. Bu savaşı Lübnan savaşı formatından çıkarmaya çalışıyorlar. Batı
Şeria'da sürdürdükleri ve ev ev ilerleme operasyonunu oturtmaya çalışıyorlar.
İsrail Genelkurmay Başkanı dünkü açıklamasında en azından Gazze’nin kuzeyinde
bunu başardıklarını İsrail iç kamuoyuna anlatmaya ve kamuoyunu ikna etmeye
çalışıyordu. İsrail, Z kuşağının tanımı ile ifade edeyim; bütün tuşlara basıyor.
Bütün tuşlara basarak bu süreçten en az zararla kurtulmaya çalışıyor.
Dünyanın giderek zulme daha aşina
olması ve sessizleşmesi ise İsrail'in işine gelen bir durum. Hem öldürmeye
devam ediyor hem de katliamları dünya gündeminden düşerse bu İsrail için
muhteşem bir durum olur ancak suyun akışını değiştiren bir şey değil. İsrail 50
bin değil 60 bin kişiyi şehit ederse her bir şehit ve ailesi için dünya tamamen
değişmiş olacak ancak İsrail ancak denize dökülme tarihini daha erkene çekmiş olacak.
İsrail için olasılıklar korkunç. Hizbullah,
kuzeyin ateşi, Lübnan'ın işe dahil olması yahut en uzak ihtimaller bile büyük
baskı yapıyor; Mısır'ın devreye girmesi, Ürdün'ün devreye girmesi. Acı olan şu;
Türkiye’nin devreye girmesini konuşamıyoruz dahi. Her neyse. İsrail karşı
saldırılar ile bu büyük kıskacı dağıtmaya, ön almaya çalışıyor. Bir şekilde denge
politikası. Bu savaş sürecinde çok kullandıkları tehditleri çokça kullanmak
üzere psikolojik üstünlüğü elinde tutmaya çalışıyor İsrail. Fakat özellikle 7
Ekim’den sonra kesinlikle psikolojik üstünlüğü kaybetti.
Askeri sahadaki durum olayın
belki %30-40'ı. Mental ve zihinsel durum esastır. Savaş mental ve zihinsel düzlemde
devam ediyor. Sonuçta İsrail dediğimiz yer Ankara kadar bir yer. Bütün mücadele
fiziksel manada burada devam ediyor. Fiziksel manada İsrail’in Gazze’de
yaptıkları ve işlediği soykırım suçu akışı değiştiren bir şey değil. İsrail
Gazze’yi tamamen ele geçirse de akışı değiştiremiyor. Daha önce yaşadık, İsrail
hangi işgal ile akışı değiştirebildi? İsrail, bugün HAMAS’ı Gazze’den çıkartmak
istediği gibi eskilerde Filistin Kurtuluş Örgütü’nü Lübnan’dan çıkartmak için
inanılmaz bir enerji harcamıştı. Netice değişti mi peki?
Hizbullah olaya dahil olacak mı?
Zaten devam eden sıcak çatışma daha büyük bir çatışmaya evrilir mi? Bence bu
sorudan ziyade bizim açımızdan hangisi daha iyi olur sorusunu düşünmeliyiz. Peki, bizim için hangisi iyi? Mesela Hizbullah'ın
şu anda devreye girmesi mi yoksa İsrail Hamas'a karşı bütün enerjisini bitirdikten
sonra girmesi mi? Farz edelim ki İsrail-HAMAS savaşı 1 yıl sürdü ve İsrail
Gazze’yi dümdüz ettikten sonra bu defa Lübnan ile keskin bir savaşa girmeye
gücü yetecek mi İsrail’in? Gazze’de en az 100 bin şehit demektir bu. Korkunç
bir şey ama İsrail için Gazze ile kıyas edilemeyecek derecede korkunç sonuçları
olur bunun. Üstüne bir de Lübnan ihtimali bugünden çıldırtır Yahudileri. Peki
ya Batı Şeria? Batı Yaka’daki ateş her geçen gün büyüyor. İsrail’in hepsi ile
başa çıkması imkansız. Asıl mücadele askeri alanda devam etmiyor ama askeri
manada da İsrail için korkunç bir kıskaç bekliyor.
Tabi ki bunları tek tek ele almak
İsrail'in işine geliyor ama bunun en önemli şartı kısa bir sürede olmasıdır. Gazze’deki
savaşın uzaması her dakika İsrail’i apayrı çıkmazlara sürüklüyor. Kesin ve
tartışılmaz bir zafer gelmiyor, gelmez. Yemen’de, Irak’ta, Suriye'de olanlar, Türkiye'nin
İdlib'de uçak göstermesi filan hep böyle tedirgin edici unsurlar Yahudiler
için. İsrail Ordusunun “bir yıllık bir savaşa hazırlanın” ifadesi çok önemli.
Bu, “bir yıl boyunca bombalayıp öldüreceğiz” demek. Bu da kabaca bir hesapla
100 bine yakın şehit demek. Korkunç. Ama savaşın sonuçları İsrail için daha
korkunç. Bu süreçte İsrail'in yapacağı küçük hataların ve kayıpların da ayrıca büyük
sonuçları olacaktır. En basitinden geçenlerde İsrail yanlışlıkla bir kilise
vurdu ve anında Vatikan üzerinden tadını kaçırdılar. Mesela daha önceki savaşta
yanlışlıkla bir Amerikan botunu vurmuşlardı, işler karışmıştı. İsrail hep
teyakkuzda olurken Gazze için maalesef onca kayıp artık alışılmış bir durum
olmaya başladı. Bu durum, sadece Müslümanların aleyhine değil, İsrail için çok
daha ağır.
İsrail, 80 yıllık zulüm
geçmişinde güvenlik prensibi olarak 1’e 1000 karşılığını hep kullandı. Bunu
sadece güvenlik stratejisi olarak değil Yahudi zihninin bir karşılığı olarak da
görüyoruz. Peki binlerce kayıp veren İsrail 500 bin Filistinliyi katledebilecek
mi? İsrail emin olun çok çaresiz. Çıkış yolu arıyor. Buna, Amerika’nın büyük
baskısını bahane ederek savaşı bırakması da dahil tonla çıkışı zorluyor. İsrail adeta çaresizce ama bir yandan
stratejisi gereği mecburen bütün tuşlara basıyor, her ihtimali değerlendiriyor
ama bunların hepsi onu daha bir girdaba itiyor.
Bu girdap er veya geç İsrail’i
boğacak. Ben şahsi planda; “benim çocuklarım inşallah özgür Kudüs’ü görecek”
diye düşünüyor ve ifade ediyordum ancak bugün gelinen noktada o şehitlerin
kanları üzerine bina edilen ve şehit şehit büyüyen bir özgür Kudüs gerçeğini
bizim neslimizin de göreceğinden eminim inşallah. Bu, Türkiyeli yahut ümmetin diğer
bölgelerindeki Müslümanların değil sadece ve sadece Gazze’deki minik bedenlerin,
o gözleri yaşlı kadınların, sakalları tozlara bulanarak şehit olan dedelerin,
bedenleri parça parça olup İsrail’e kan kusturan mücahitlerin başarısıdır,
kimse o şehitlerin kanları üzerinden ikbal devşirmemeli.
KISA
NOTLAR
§ Ufacık
Gazze sadece İsrail’e karşı savaşmıyor. Açık açık Amerika da Gazze’ye karşı
savaşıyor.
§ Mısırlılar
motorlar ve uzatma kablolarla Gazze’ye elektrik vermeye, kendi imkanlarıyla
biraz da olsa yardım ulaştırmaya çalışıyorlar.
§ İsrail,
Gazze savaşı nedeniyle duran inşaat sektörünü canlandırmak için 70 bin yabancı
işçi alacak. Türk firmaları balıklama atlamasa bari.
§ Uluslararası
Adalet Divanı’nda İsrail'in yargılanması sürecinde değerlendirilmesi talebi ile
daha önce hazırlamış olduğum Gazze raporunu İngilizce'ye çevirerek mahkemeye
gönderdim. Elimizden geldiğince.
§ Avustralyalılar
İsrail'e silah sevkiyatını engelliyor!
Aynı eylemi Müslüman bir ülkede yapsanız vatan haini damgasını yersiniz.
§ Siyonist
rejimin güvenlik örgütünün eski başkanı: “Gazze'de kazanmak imkansız. İsrail
Gazze'deki savaştan asla muzaffer bir yüzle çıkmayacak. Filistinlilerin teslim
olacağına inanan hiç kimse ne Filistinlileri, ne Hamas'ı, ne de bu yüzyılın
radikal İslamcı hareketlerini tanımıyor.”
§ Fransa'nın
yeni başkanı yine bir Yahudi. Eğitim
Bakanı Gabriel Attal, Fransa'nın yeni Başbakanı oldu. 34 yaşındaki Attal,
Sefarad Yahudisi ve eşcinsel.
§ El
Cezire'nin Gazze Şehri büro şefi Wael Dahdouh, İsrail'in oğlu Hamza'yı şehit
etmesinden sadece birkaç saat sonra Gazze'de devam eden İsrail soykırımını haber
yapmak için geri döndü.
§ Güney
Kore, Hamas'ın Gazze'de Kuzey Kore silahlarını kullandığını doğruladı
§ IDF
sözcüsü: İsrail, daha az kara kuvveti ve hava saldırısı içerecek olan bir
sonraki savaş aşamasına geçişe başladı
§
Tarihi diyalog. BBC:
“Filistin size çok uzak, neden sizi ilgilendiriyor?” Yemen yetkilisi:
“Netanyahu ve Biden aynı apartman dairesinde mi yaşıyor?”