06 Mart 2017

İstanbul Belediye Binasının Bilinmeyen Yüzü

Bu yazıda size bir mimarın hayalinin ve mimarinin gücünün neler yapabildiğini bir örnekle anlatmaya çalışacağım.

İstanbul Büyükşehir Belediye Binası'ndan bahsediyorum. İki bloktan oluşan Saraçhane Meydanındaki biri kare ve alçak başkanlık binası ile diğeri yüksek, ince ve uzun dikdörtgen ofis binası…

Şimdi kendinizi Saraçhane Meydanında Haşim İşçan Geçidinin üstünde, İBB binasına doğru baktığınızı hayal edin. Sol tarafınızda Şehzade Parkı, içinde Burmalı Minareli Mescid, onun arkasında ağaçlardan kaybolmuş Şehzade Camii, arka tarafınızda Bozdoğan Kemeri, sağ tarafınızda Fatih Parkı, önünüzde Aksaray'a doğru inen Atatürk Bulvarı. Bulunduğunuz cadde eskiden Şehzadebaşı Caddesiydi, şimdi 15 Temmuz Şehitleri Caddesi oldu. Ayrıca dikdörtgen ofis binasının arkasında, Marmara Denizi tarafında çukurda Ankaravî Mehmed Efendi Medresesi olarak bilinen tarihi yapı bulunmaktadır.

Mimarı Nevzat Erol'dur. 1953 yılında açılmış bir yarışmanın sonucunda birincilik alan proje dikkate alınarak inşa edilmiştir. İnşaatı 1960'lı yıllara kadar sürmüştür.

Şimdi 2003 yılı Aralık ayında vefat eden Mimar Nevzat Erol'un bir yorumu üzerinden binayı ve oluşturulan Saraçhane Meydanını anlamaya çalışalım. Türkiye Mimarlık tarihinde Hilton Oteli ile birlikte Uluslararası üslup olarak kabul edilen binanın başkanlık sarayı üzerinde bulunan hiperbolik örtünün Şehzade Camii'nin örtü sistemine atıf yaptığından bahsetmektedir mimar Nevzat Erol.

2003 yılında vefat eden mimarının ölümünden üç yıl önce söz konusu binanın deprem güçlendirme çalışmaları başlamış ve 2005 yılında bitmiştir. Söz konusu bina, uzun bir süre daha varlığını sürdüreceğine göre biz de hangi saikle inşa edildiğini, anlamaya ve anlatmaya çalışacağız demektir.

2000'li yıllarda güçlendirilen binanın benzer bir projesini o yıllarda Anıtlar Kurulu diye bilinen Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na gönderseydik sadece arka tarafındaki Ankaravi Mehmed Efendi Medresesi'ne karşı tutumu yüzünden reddedilirdi.

Ayrıca Saraçhane Meydanı'nın oluşması, Atatürk Bulvarı'nın açılması ve İBB Binasının yapılması için yok edilen sivil ahşap İstanbul evlerinden oluşan canım mahallenin yok edilmesi de projenin red sebeplerinden biri olurdu.

Bu arada vaziyet planı kararında haçvari tonozlu üst örtü ile taçlandırılan başkanlık binasının (ki o tonozlar meclis salonunun üstünü örtmektedir) bırakın Şehzade Camii'ne atıfta bulunmayı tam tersine oluşan meydanda Caminin ana görünümün dışında kalması için öne doğru getirildiğini düşünün.

Önünde oluşturulan parkın sık ve yüksek ağaçlarla doldurularak Caminin ana görünümden uzaklaştırıldığını fark edin.

Dikdörtgen, ince, uzun, yüksek ofis binasının tüm oranlarıyla Bozdoğan Kemeriyle selamlaştığını, benzer yükseklik ve boyu ile silueti oluşturduğunu,

Şehzade Camii'nin İstanbul'dan görünebileceği tek yer olan Marmara Denizi açısının kaybolması için tarihi Ankaravi Mehmed Efendi Medrese binasını basacak ve görünmez hale getirecek şekilde dibine kadar sokulduğunu,

Bozdoğan Kemerine selamını tamamlamak için çatısında ona benzer oranlarda kemerler konulduğunu,

Yapının meydana yerleştirilirken Bozdoğan Kemerine paralel fakat Şehzade Camii'ni dikkate almayan farklı bir açı oluştuğunu fark edin.  

Saraçhane Meydanı oluşturulurken yıkılan Firuzağa Mescidi, Mimar Ayaz Camisi, Baba Hasan Mescidi, Oruçgazi İsmail Ağa Mescidi, Karagöz Mescidi ve Saraçhane Mescidlerini öğrenin ve Burmalı Minareli Mescid ile Onsekiz Sekbanlar Mescidinin yıkımdan nasıl kurtulduğuna şükredin.

Bu çalışmaların tamamının İstanbul'da Osmanlı etkisini yok etmek için zamanın CHP yönetimi tarafından İstanbul'a getirilen Fransız mimar Henri Prost'un 1935-51 yılları arasında yaptığı çalışmaların devamı olduğunu anlayın.  

Hayatta hiçbir şeyin rastgele olmadığını, fikirlerin, amacın, niyetlerin, bir sürü yöntem içinde nasıl gizlendiğini, mimarinin, edebiyatın, sinemanın ve bir sürü sanat alanının, semboller kullanılarak bir amaca nasıl hizmet edebileceğini ve nasıl bir fonksiyon icra edebileceğini hissedin.