05 Ekim 2018

İstanbul'dan Düşmanın Çekilmesi

6 Ekim 1923: İstanbul'dan Düşmanın Çekilmesi

 

Osmanlı İmparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında imzalanan Mondros Anlaşması ile I. Dünya Savaşı'nın bu ülkeler arasında sona erdiğinin ilan edilmesinin ardından, 13 Kasım 1918'de Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul işgal olundu. 13 Kasım 1918'de başlayan işgal, yaklaşık beş yıl sürdükten sonra 6 Ekim 1923'te sona erdi.

 

Mağlup devletin başşehri olan İstanbul, bu arayışın en çok gündeme geldiği şehirdir. Her kesim ve meşrepten İstanbullu bu haysiyet kırıcı işgalden kurtulmanın çaresini bulmak üzere toplantılar düzenlemektedir.

 

Çünkü yaşanılan yeni vaziyet katlanılabilecek gibi değildir. İşgal güçlerinin komutanı olan Fransız general, “İstanbul Rumlarının kendisine hediye ettikleri kırat ve serilen kırmızı halıların üzerinde tıpkı Fatih Sultan Mehmed'in yaptığı gibi Ayasofya'ya kadar yürümüştür.” (Glosneck,1998:7)

 

Bulunan kurtuluş çareleri, her kesimin kendi meşrebine göredir. İstanbul'un yüksek sosyetesinden bir grup hanım, işgal ordusu subaylarıyla balo ve kokteyllerde bir araya gelip işgal şartlarının yumuşatılmasını sağlamayı hedeflemektedirler. Kadınların mahrem olmayan erkeklerle toplantılarda bir araya gelmesi yasak iken bu vesile ile gelenek de bozulur. “Türk sosyetesinden bazı hanımlar Beyoğlu'ndaki bir elçiliğin balosunda işgal güçlerinin sayesinde ilk kez yabancı erkeklerle birlikte bulunurlar.” (Gentizon,1995:33)

 

Ne var ki, Batı terbiyesi almış Türk kadınının işgal kuvvetleri subaylarıyla bu birlikteliklerinden müsbet bir fayda hasıl olmaz. Devrin şahitlerinden Paul Gentizon'a göre birliktelik, sadece birkaç Türk kadınının işgal subaylarıyla evlenmesi şeklinde bir sonuç verir.

 

Anadoluyu yakıp yıkan işte bu Yabancı İşgal Güçleriyle Dönemin yöneticileri bir çırpıda sarmaş dolaş olmuşlardı. Hatta ülkemizi işgal eden düşman kuvvetleri İstanbul'dan bir çay partisi ile uğurlanmıştı.Selahatin Adil Paşa bu olayı şöyle anlatır:General Harrington tarafından İtilaf Devletleri orduları namına 29 Ağustos'ta Türk ordusu için Sumer Palas'ta bir çay ziyafeti verilerek İstanbul'daki askeri, sivil birçok kişi çağırılmış ve kumandanlıkça da 19 Eylül 1923'de Beykoz Parkında bir garden parti ile buna karşılık verilmişti. (Sarıbay,1982:424)