18 Ekim 2022

Kara somun yüzlü kömür işçilerine ağıt

Kömür kuyuları, yâni ölüm kuyularında ekmek mücadelesi veren çağdaş köleler arkalarında evlat, eş, baba, ana bırakarak Allah’a yürüdüler. Kömür işçilerinin ölümü böyledir işte. Ölüm kuyularında kazma sallayan soluk benizli çağdaş köleler! Yüreğimiz nasıl dayanacak sizlere?

KÖMÜR İŞÇİLERİ YER ALTINDA KARANLIKTA ÖLÜRLER

Kömür işçileri yerin yüzlerce metre altında karanlıkta ölürler. Çâresizliğin ve muhannete muhtaçlığın adıdır bu. Bu elim akıbetleri barbar ve seküler kapitalist üretim düzeni tarafından hazırlanır. Karnı tok, sırtı pek olanların bol bol ısınmaları için kömür kuyularında ölmektir onların kaderleri. Kapitalist üretim düzeninin emek sömürgecileri çağdaş köleleri düşük ücretlerle kömür kuyularına indirirler, yâni ölüme gönderirler onları her sabah.                                                                

BESMELEYLE İNERLER KAPKARA ÖLÜM KUYULARINA HER SABAH

Kömür işçileri dua ederler, aileleriyle helalleşirler önce. Çünkü yer altından dönmeyebilirler. Besmeleyle binerler her sabah ölüm asansörlerine. Karanlık yer altına varırlar. Helâlinden rızık içindir ölüm kuyularında kazma sallamak. Kömür ocaklarında çalışanların yazgısıdır bu. Patlama ve göçük altında ölmese de, günün birinde akciğer hastalığından emekli olmadan ölecektir. Çağdaş kölelerin kaderidir bu. Şairin dediği gibi “Yüz karası değil, kömür karası / Böyle kazanılır ekmek parası… Ben bir maden işçisiyim... / Cennetin içinde cehennemdeyim / Her yer karanlık, ölüyorum! / Sesimi duyan yok mu?” diye çığlık atar her gün.

YEDİKLERİ EKMEK, SOLUDUKLARI HAVA KARADIR ONLARIN                       

Yüzleri ve elleri karadır kara somun yüzlü işçilerin. Yedikleri ekmek, soludukları hava karadır. Kaderleri karadır kömür işçilerinin. Yalnızca yürekleri ve gözleri beyazdır. Allahsız ve kalpsiz kapitalist üretim düzeninin egemenleri onların kaderlerini karartıyor vaktinden önce. 

GÜNEŞ VE ÇİÇEK YOK KÖMÜR OCAKLARINDA

Güneş ve çiçek yok kömür kuyularında. Mavi, yeşil ve beyaz yok, karanlık ve zehir var. Bir sorun kömür kuyularında çalışan çağdaş kölelere! Mavi gökyüzü nasıldır, günlerce görmezler? Orada ölürler ve ölüleri çıkar ancak gün ışığına. Ekmek ve maişet için ölüm kuyularında bir gün öleceklerini bilirler. Ölümle peşinen kavilleşmişlerdir. Çünkü kömür kuyularında otuz beşi, kırkı geçmez yaş. Belki yarın belki yarından da yakın bir vakitte ya göçük ya grizu patlaması mutlak kaderleridir.                                                                                         KADERLERİ KARA KÖMÜR İŞÇİLERİ! TERK EDİN KÖMÜR OCAKLARINI

Kömür kuyularının mazlum köleleri! Terk edin kömür kuyularını! Çalışmayın o karanlık ölüm kuyularında. Dağlara çıkın! Ovalara yayılın, yeşil ovalara! Irmak kıyılarını iskân tutun. Kömür denen canavar yer altında kalsın. Binlerce masumun kanına giren kömür kuyularından kaçın! 

KATRAN DÖKÜN, TAŞ DOLDURUN ÖLÜM KUYULARINA

“Memleketin zengin olması için kömür bulun” diyerek Uzun Mehmet’i aldattıkları gibi, “Memleketin ekonomisi için çok kömür çıkarın” diyerek sizi de aldatıyorlar! Varsın ısınmasın karnı tok, sırtı pek modern kapitalist ruhlu toplum. Katran dökün, taş doldurun kömür kuyularına. Çatlayıp çıldırsın kapitalist üretim düzenin egemenleri. İlerlemeci kapitalist üretim düzenin muktedirleri! Size soruyoruz! Kara somun yüzlü çağdaş kölelere gün ışığında bir hayat ne zaman sunulacak? Kömür ocaklarında çalıştırmak toplu ölümlere dâvetiye çıkarmak değil midir? Kömür üretimi artıkça, kömür ocaklarında ölüm o nisbette artacak. Bu mantık İslâmî ve insanı değil, yüreği ve merhameti olmayan ekonomik düzenin mantığıdır. Kapitalist ilerlemeci ekonomik düzenin egemenleri şöyle cevap veriyorlar: “Ölen işçiler kaideyi değiştirmez. Kömür madeni ocaklarına inip inmemek serbesttir. Sen inmezsen, inecek başka biri mutlaka bulunacaktır.”

BİR GARİP KÖMÜR İŞÇİSİ ÖLMÜŞ! ALLAHSIZ EKONOMİK DÜZEN İÇİN NE GAM!

Kur’ân’ı Kerîm’in tabiat âyetlerini ve tefsirlerini görmezden gelen sözde bir kısım pozitivist karakterli Müslümanlarla gelirleri bol olan modern seküler toplumun, kaloriferli evlerinde fanila ile oturabilmeleri için maden işçilerinin kömür kuyularında çalışarak ölmeleri gerek. Onlar ölünce üretim geçici bir kesintiye uğrar. Kapitalist egemenler için ne gam! Muhtaç çağdaş köleler bulup çalıştıracaklar ve çok kazanmak için üretimi artıracaklar yine. Bu güruhun konforu için çalışacaklar ve vakitsiz ölecekler kömür kuyularının köleleri. Kaza olmasa bile kömür tozu yapışmış ciğerlerinin çürümesiyle ölüm tez elden gelip bulacaktır onları. Allahsız kapitalist ekonomik düzen böyle işliyor.

KÖMÜR ÜRETİMİNİ ARTIRMAK İÇİN YENİ ÇAĞDAŞ KÖLELER BULACAKLAR

Çok çalıştıkça kara somun yüzlü masum işçiler çok kömür çıkacak, insanlar çok ısınacak. Bunun için kömür işçilerinin ölmeleri gerek. İlerlemeci ve merhametsiz ekonomik üretim sisteminin devamı için ölenlerin ardından yeni çağdaş köleler bulacaklar. Ölenlerin varlığı kapitalist sistemin teknokratlarının vicdanını kanatmaz. “İnsanların konforu için kömür rekoltemizi artırmaya devam edeceğiz…” diyerek sömürgeci Batılılar gibi beyanat verirler.

DİN ÂLİMLERİ! KÖMÜR CEHENNEMİNDE İNSAN ÇALIŞTIRMAK CAİZ MİDİR?

İslâm’a göre “Bahşedilmiş bir emanet” olan toprağın yüzlerce metre altında insan çalıştırmak caiz midir? Din âlimleri niye ilgi göstermezler bu meselelere? Kömür kuyularında rızk ve enerji aramanın İslâm’a uygun olmadığını niye anlatmazlar? Seyyid Hüseyin Nasr’ın “İslâm ve Tabiat” fikrini niçin görmezden gelirler.

Sözün özü; kömür kuyularında, yâni ölüm kuyularında kazma sallayan kara somun yüzlü karındaşlarımıza mahcubuz ve başımız öne eğik. (ilbeyali@hotmail.com)