18 Mart 2016

Karakuşi Kadısı

Karakuşi Kadı üzerine çeşitli rivâyetler var. Bazıları onu Selçuklu dönemine ait bir figür olarak belirtir. Selçuklu dönemine izafe edilen Karakuşi Kadı rivâyetinde onun hikmet sahibi bir zât olduğu söylenir. Kimilerine göre de Karakuşi yolsuzlukları ile ünlü bir Osmanlı kadısıdır. Lakin Osmanlıya izafe edilen Karakuşi kadısı biraz daha entrikalı bir adamdır.  Süleyman Demirel'e atfedilen bir Karakuşi fıkrası şöyledir:

Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var...

Karakuşi Kadı, fırıncıya "Ben bunu aldım" demiş.

Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.

Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: "Hani bizim ördek?"

Fırıncı boynunu büküp "Uçtu" deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor... Bir duvardan atlarken, bilmeden öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış...

Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar.

Kadı sırayla sormuş... Ördeğin sahibi: "Bu adam ördeğimi iç etti" diye şikâyet etmiş.

Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş: "Ne yaptın bu adamın ördeğini?"

Fırıncı: "Uçtu" demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış: Ördeğin karşısında "tayyar" yazılı. Tayyar "uçar" anlamına gelir. "O halde ördeğin uçması suç değil" diyerek fırıncının beraatına karar vermiş.

Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş... Onun şikâyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: "Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o Müslimin tek gözü çıkarıla..."

Davacı "Ne olacak?" diye sorunca, Karakuşi Kadı: "Şimdi" demiş, "Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız."

Tabii gayrimüslim şikâyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.

Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da Karakuşi Kadı: "Tamam" demiş, "Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak!"

Böyle olunca adam da şikâyetini anında geri almış; fırıncı bu davadan da kurtulmuş.

Kadı dönmüş Yahudi''ye: "Senin şikâyetin ne bre?.."

Yahudi ellerini açmış: "Ne diyeyim kadı efendi" demiş, "Adaletinle bin yaşa sen emi!"

Ez cümle Karakuşi Kadısı kime izafe edilsin, bize düşen günümüze bakış açısı olsun. Geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesinin kararı biraz da Karakuşi değil miydi? Peki bir çok dava da şimdi Fetö'den sanık olan kaçak savcılar ve Hâkimler aynı kefeninin ağırlığı değiller miydi?

Devran döndü modern Karakuşiler şimdi Kaçak Karakuşi oldular. Lakin içerdeki Karakuşilere de dikkat etmek gerekiyor. Mesele artık sadece ördek değil. Bunlar ördeği geçti ellerine devlet geçse götürecekler. Sadece onlar değil onların işbirlikçisi eşrafa da dikkat etmek gerekiyor. Tam tedbir alınmazsa huylu huyundan vazgeçmez, geçmiyor da.

Vesselam…