19 Ekim 2023

Kırmızı mor

İnsanlık ruhunun akrebi zulüm,

Çağımızda; zulmün getirdiği binlerce ölüm!

Morarmış parmaklarda tırnaklar,

Pörsümüş, yorulmaktan dudaklar!

Yürüyemiyor, kanamış yalın ayaklar!

Bugün, su bulanık akar pınarlardan,

Çay renginde su doldurulur, arktan.

Her zamanki gibi çocukların,

En çok da yaşlı ve kadınların,

Figanlarını duydu, bütün kuşlar,

Duymadı sadece cılız insanlar!

Vahşetleriniz denktir sırtlanlara!

Olsun, iki yüzünüzün ikisi de kara!

İnsan haklarından en çok söz eden,

İnsan haklarını en çok çiğneyen maskaralar!

“Dünyaya barış getiriyoruz!”

”Biz insancılız!” diyen cılızlar!

Vardır insan hakları; varsa çıkarınız!

“Takke düştü; göründü keliniz!”

Dikkat edin ey söz cambazları!

Kandırmaya yetmeyecek tilkice sözleriniz,

Hep söyleyip hiç yapmadığınız!

İnsanlığınızdan utanmadığınız!

Hep akıp gidecek mi ırmaklarınız?

Oysa ırmaklar göllerde boğulur!

Çiçekler ve çocuklar yetişecek,

Ve onlar unutmayacaklar;

Ki unutulacak yanı yoktur:

Çadırlarda çocuklar büyüyecek,

Onlara rüzgar ninni söyleyecek;

Naylon çadırlarda, yağmur damlalarının sesi,

Kulaklarında çınlayacak, çınlayacak!

Zulme alkış tutan dalkavuklar!

Avaneler, Hamanlar, hainler!

Nankörler ve yediği kaba tükürenler!

Çatlayacak kafanız, gebereceksiniz!

Diyarbakır, 1991