Kültürümüzü, ahlakımızı, değerlerimizi korumalıyız
Son aylarda TRT ve yine TRT’ye ait olan internet kanalı Tabii de güzel film ve diziler yapılmaya başlandı güzel bir gelişme. Devlet kanalları yarışa girmeden daha düzgün örf ve kültürümüze uygun içerikler üretmelidir. Öyle içerikler olmalı ki diğer kanallar takip etmek durumunda kalsın.
Bizim tarihimiz kahramanlarla dolu. Çeşitli spor
dallarında, müzik alanında, bilim dalında, tarımda, mucitlikte, edebiyatta,
sinemada, tiyatroda ve birçok alanda kahramanlarımız var.
Bir kültür adamı olarak Fuat Sezgin’in hayat hikayesinin
beyaz perdeye aktarılması çok güzel olurdu.
Ata sporumuz olan güreşte o kadar isim var ki filmi
çekilecek şu ana kadar bir ya da iki o kadar.
ABD’ye kadar gidip oranın şampiyonlarını yerden yere
varan dönerken gemi kazasında vefat eden bir Koca Yusuf efsanesinin hayat
hikayesi sinemaya aktarılsa harika olmaz mıydı?
Futbolda da durum aynı. Kemal Sunal’ın komedi filmlerinin
dışında kaç tane var?
Engelli sporcularımızın büyük başarıları var. Güzel
senaryolar da çıkar. Kaç kişi cesaret edebildi.
Hindistan bu alanda güzel işler yapıyor. Dangal filmi
hikayesiyle dikkat çekti. İnanın buna benzer bizde çok sayıda hikaye vardır.
Biraz araştırsak neler çıkacak.
Bizde efsaneler çok ama o efsaneleri yeni nesillere
aktaracak ortak akıl maalesef yok.
Büyük holdinglerimiz ve iş dünyasının duayen isimleri bu
konuda duyarlı olmalılar. Yapımcılara,
senaristlere destek vermeli. Bu işler bütçesizde olmuyor.
Toplumsal
Değerlere Sahip Çıkmalıyız
Son yıllarda dizi ve filmlerde açık açık aile ve
kültürümüze düzenli bir saldırı yapıldığını görüyoruz. İnsan bazen susmak ve
hiç konuşmamak istiyor ama yine de duramıyor.
“Halk böyle istiyor” yalanlarıyla öyle senaryolar
yazdırılıyor ki aldatmalar normal sayılıyor. Genç kızlara yalnız yaşamı,
asiliği, açık giyinmeyi hatta ensest ilişkileri özendiriyorlar. Daha neler
neler var. Filmde ki orta yaşlı erkek ya da kadın eşini ve çocuklarını terk
edip kendi çocukları yaşında ki gençlerle aşk yaşayan karakterler yazılıyor
senaryolara ve büyük beğeni topladı diyorlar.
Aileye geleneğimize saldıran bu tür senaryolara ne zaman
son vereceksiniz? İnançlar alay konusu olmuş, en önemlisi de saygı yok olmuş.
Eski filmler aile olmayı öğretirdi. Şimdiki filmler ve
diziler; nasıl ayrı yaşanır, nasıl eş aldatılır, aile düzeni nasıl bozulur,
kadına şiddet nasıl yapılır, küçük yaşta eline nasıl silah alını öğretiyor.
Demek ki yeterli bir yok. O yüzden Ne yazık ki bu tür yapımlar artarak
varlığını sürdürüyor.
Örf, adet, aileye,
ahlaki kurallarımıza ve dinimize düzenli bir saldırı var. Bunun bilincinde
olalım. Bu konuda ben ne yapabilirim sorusunun cevabını arayalım.
Hazımsızlığın saldırısıdır
Tiyatro
Oyuncuları Derneği ve Maneviyatçı Sanatçılar Derneği Başkanı Yönetmen İsmail
Yeşilbağ, Bilal Erdoğan ile ilgili çıkan
iftira haberlere karşı yaptığı yazılı açıklamada büyük tepki gösterdi.
İsmail
Yeşilbağ yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Reuters ajansının “
ABD ve İsveç savcıları Bilal Erdoğan’ın adının geçtiği yolsuzluk şikayetini
inceliyor” haberi tamamen yalanlarla ve iftiralarla doludur, kınıyoruz.
Bu haberde temel
habercilik kriterlerine ve evrensel etik kurallarına asla riayet edilmemiştir.
Reuters haber ajansı
bir kez daha kendini küçük düşürmüştür.
Bu haber Reuters için
kara lekelerden biri olmuştur.
Bu haberin amacı
önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olanuluslar arası toplantılar öncesi Türkiye
Cumhuriyeti devletimizi sıkıştırmaktır.
Ancak bilmelidirler
ki, ne Türkiye’mizin ne de Türkiye Cumhuriyeti devlet başkanı ve Cumhurbaşkanı
sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşunda asla bir değişiklik olmayacaktır.
Bu tip yalan ve
iftira haberleri içeride ve dışarıda kabak tadı vermiştir.
Başarısız 15 Temmuz hain
darbe girişimi öncesinden beri sayın Bilal Erdoğan’a iftira ve montajlarla dolu
içeride ve de dışarıda basın haberleri ile sosyal medya paylaşımlarını da
kınamaya devam ediyoruz. Yine sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlıkları nedeni
ile sayın Berat Albayrak’a ve ülkemizin yüz akı kurumlarından Baykar firmasının
sahipleri sayın Haluk ve de Selçuk Bayraktar’a yapılan iftiraları bir kez daha
kınıyoruz.
Yalancı iftiracı haberci ve de montajcılar, Allah sizi
ıslah etsin.Islahınız uygun değil ise başınıza sayın Bilal Erdoğan kadar taş
düşmesini diliyoruz.”
On5Sıfır7 Film Haftası
15
Temmuz Derneğive T.C. Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın birlikte hayata geçirdiği On5Sıfır7 Film Haftası’nın bu
yıl üçüncüsü düzenleniyor. 10-15Temmuztarihleri arasında gerçekleştirilecek
olan etkinlikte, Türk dünyası Sinemasından 20 film seyirciyle buluşuyor.
Hain
darbe girişiminin yıldönümünde gerçekleşen etkinlik boyunca Atlas Sineması,
Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkeziile
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde filmlerin gösterimi yapılacak. “Darbe,
Direniş, Özgürlük” mottosuyla yola çıkan On5Sıfır7 Film Haftası’nın bu yıl ki
teması“Özgürlük”.Kültleşmiş eski
yapımlardan günümüze uzanan, farklı coğrafyalarda darbelere ve emperyalizme
karşı özgürlük hareketlerini konu alan filmlerden yapılan özel seçki ücretsiz
olarak seyirciyle buluşacak.
Köçer: “Sanat için ben de varım”
Yazar,
sinema eleştirmeni ve festival koordinatörü Suat Köçer Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi tarafından düzenlenen "Sanat İçin Ben De Varım" projesi
kapsamında, Sinema Eğitsel Atölyesi'nde eğitim gören gençlerle bir araya geldi.
Tarihi Tren Garı'ndaki buluşmada hikâyeden, hikâyenin senaryoya uzanan
yolculuğundan, filmlerden ve bolca da sinemadan konuşuldu.
Hayata,
sanata ve özellikle de sinemaya dair yaklaşımlarından çok şey öğrendiğini
ifaden eden Suat Köçer, “Bu güzel ekiple bir kere daha bir araya gelmek için
can atıyorum. Başta Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Müdürü Sezer Ceyhan, proje
emekçileri Rukiye Ceylan ve Ebrar Yıldız olmak üzere, emeği geçen tüm dostlara
yürekten teşekkür ediyorum” dedi..
Esenler ve ‘Müzik İstanbul’
Esenler Belediyesi şehir
çalışmalarının yanı sıra kültürel çalışmalarda da kendini kanıtladı. Müzik araştırmacısı müzisyen Tamburi Hakan
Dedeler’in 'Müzik İstanbul' kitabı Esenler’in çok ötesinde tüm kapsayan bir çalışma.
İstanbul ve müzik ilişkisini inceleyen doyurucu bir eser. Şimdiden bu çalışma
için bir kültür mirası diyebiliriz. Çalışma, İstanbul türkülerinin 'İstanbullu'
olup olmadığından kadın bestecilerin görünürlüğüne kadar müzik alanında birçok
konu ele alınıyor.
Başarılı tambur sanatçısı Hakkan
Dedeler’in hazırladığı kitap 996 sayfalık dev bir külliyat aslında. İstanbul ve
müzik denince hemen hemen tüm soruların cevaplarına ulaşabiliyorsun. İstanbul’un
müzik tarihinden, teorisine, insan-müzik-enstrüman ilişkisine kadar çeşitli
yazıların toplamı. Yazma eser konusunda Türkiye'nin sayılı uzmanlarından Celal
Volkan Kaya'nın Türkçeye çevirdiği üç mecmuanın yer aldığı "İstanbul'un
Bilinmeyen Türküleri" isimli makalede, dönemin güfte ve şiirlerinden şehre
ait müzikler inceleniyor.
İstanbul’a ait olduğu bilinen
türküler konusunda da kitapta geniş yer ayıran Hakan Dedeler aynı zamanda bir
İstanbul sevdalısı. Elinden düşürmediği tambur da İstanbul’a ait bir enstürman.
Bu güzel eser için emeği
geçen herkese ve Hakan Dedeler’e Esenler Kültür Müdürlüğü’ne, Belediye Başkan
Yardımcılarına, değerli başkan Tevfik Göksu’ya yürekten teşekkür ediyoruz.
Ahmet Yakuboğlu’nun emaneti korunmalı
Merhum Ressam Ahmet Kakupoğlu’nun sanat değeri yüksek 'Kütahya'nın sembol eserlerinden Çinili
Cami'ye yıkım kararı çıktı.'
Akşam Gazetesi’nin kültür sanat yazarı Bedir Acar’ın öncülüğünde
başlattığı yazı ve haber çalışmalarıyla kamuoyuna duyurduğu merhum ressam Ahmet Yakupoğlu'nun Kütahya’da inşa
ettiği, sanat değeri yüksek, Çinili Cami yıkılma tehlikesi yaşıyor. Bu durum
tedirginlik oluşturdu.
'Temel kayması' nedeniyle yıkım kararı verildiği belirtilse
de sanat değeri yüksek olan Çinili Camii’nin günümüz inşaat teknolojisi ile
kurtarılması gerekir.
Geçmişte, çeşitli üniversitelerin bilim kurullarının 'güçlendirme yapılabilir' raporuna
rağmen caminin yıkılacak olması sanat dünyasında üzüntüye neden oldu.
Konunun gündeme gelmesi üzerine Kütahya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu açıklama
yaptı.
Açıklamanın son bölümünde küçük bir umut ışığı bırakılmış ve
özetle şöyle deniyor: “Herkesin bilgi
ve bilim üretip ortaya koyacağı çözümü uygulayacağımızı kamuoyuna duyururuz.”
Yani ez cümle yüksek kamu oyu baskısı oluşması durumunda camiyi
kurtarmak için tüm şartların zorlanacağı ifade ediliyor. Öyleyse kamu oyu
baskısına devam.
Bağcılar Belediyesi Sporcusu Emine Arslan
Altınla döndü
Polonya’da
düzenlenen 3’üncü Avrupa Oyunları’na Türkiye, 19 branşta 193 sporcu ile
katıldı. Türk milli takımı kafilesinde Bağcılar Belediyesi sporcusu Emine
Arslan da yerini aldı. Zorlu geçen Avrupa Oyunları’nda kick boks fullcontact
kadınlar 52 kiloda Emine Arslan, finalde Nicole Perona ile
mücadele etti. Arslan, finalde İtalyan rakibini 3-0
yenerek altın madalyayı kazandı. Turnuvayı milli sporcular, 9’u altın, 9’u
gümüş ve 20’si bronz olmak üzere toplam 38 madalya ile tamamladı.