07 Kasım 2015

Kürt halkı PKK’ya tokat atmıştır!

Ak Parti'nin ezici zaferiyle sonuçlanan kasım seçimleri ile alakalı çok fazla değerlendirme uzmanlar, siyasetçiler ve gazeteciler tarafından medyada yapılıyor. Seçim sonuçları pek çoğumuz için son derece şaşırtıcıydı. Kimse Ak Parti'nin bu kadar yüksek oy oranına ulaşabileceğini aslında düşünmüyordu. Seçimleri değerlendirirken çok şey söyleyebiliriz ama ben bu kısa gazete yazısında iki önemli husus üzerinde değerlendirmelerimi yapacağım, yer darlığından böyle yapmak zorundayım.

Öncelikle bu seçimlerde milliyetçilikler, her türden Kürt ve Türk milliyetçilikleri kaybetmiş  ve demokrasi bir kez daha kazanmıştır. Üstelik bu demokrasi, kendimize ait, yerli bir demokrasi tecrübesidir artık. Batı'dan ithal demokrasi, yerli demokrasiye dönüşmüştür.

İlk olarak Kürt halkı fanatik Kürt milliyetçilerine, HDP ve PKK'ya sağlam bir tokat atmıştır. Bir önceki seçimdeki tercihlerinden vazgeçmiş ve kendisini devrimci halk savaşına çağıranlara barış istediğini söylemiştir üstelik devlet son hızıyla PKK'ya askeri operasyon yaparken…

Açıkçası burada geçmişe dair bir parantez açmak gerekir. Bir önceki seçimlerde Kürt Bölgelerindeki seçmeni Ak Partiye küsmüş, HDP siyaseten Kürt halkının mücadelesini mecliste sürdürsün ve seçim barajını geçsin diye HDP'ye oy vermişti. Ak Parti seçim öncesinde çözüm sürecini sürdürmek adına Kürt bölgelerinden askeri ve polis gücünü kızağa almış ve Kürt Halkını PKK ile baş başa bırakmak durumunda kalmıştı. PKK bu çatışmasızlık sürecinde bölgede gücünü, otoritesini ve hegemonyasını arttırdı.

Mahkemeler kurarak bölge Halkını yargıladı. Haraç kesti. Saflarına yeni çocukları kattı. Çözüm süreci aslında PKK'nın toparlanma süreciydi. Bu durum bölgedeki halkta bir kızgınlık doğurdu ve halkın Ak Parti'den uzaklaşmasına neden oldu. Çözüm sürecinin bozuluşuyla ve devletin orada tekrar otorite tesis etmesiyle birlikte Kürt halkı yüzünü devlet otoritesine döndü ve onun lehinde oyunu kullandı. İnsanların ekseriyeti otorite neredeyse oraya dönmeyi tercih edebilirler ki Kürt halkının tarihi benzer durumlarla doludur.

Evet, isyanlar vardır ama nihai aşamada tercih bellidir. En önemlisi geçmişte Kürtler cumhuriyeti Türklerle birlikte kurmuşlardır dış mihraklarla işbirliği yaparak kendilerine ait bir devleti değil. Geçtiğimiz ve bu seçimlerin Ak Partiye vereceği ders çözüm sürecini tekrar yürütürken Kürt Bölgesi'ni boş bırakmamak, Kürt Halkını PKK'nın gücü ve hegemonyasıyla baş başa, yalnız bırakmamaktır. Bölgede hakla ve akil insanlarla beraber çözüm sürecine yönelik ciddi çalışmalar yürütmektir.

Kürtler bu seçimlerde öz Yönetimden, PYD den, kantondan yana değil, Türkiye'deki devletten, otoriteden yana oy kullandılar ve bu durum Türkiye'nin önünde barış için büyük bir fırsat yaratmıştır. Eşit yurttaşlık temelinde yeni bir anayasa için hızla toplumun her kesimini içine alacak şekilde geniş tabanlı girişimde bulunmak gerekir.

İkinci olarak bu seçimlerde dış dünyaya millet tarafından yerli olmak, yerli kalmakla ilgili ciddi bir mesaj verilmiştir. Dış dünyanın Gezi Parkı hadisesinden bu yana Türkiye'deki sorunlu ve derin yapılarla, kirli örgütlerle işbirliği yaptığı düşünüldüğünde, ülkenin dışardan kuşatma altına alındığı açıkken millet bu mihraklara gerekli cevabı vermiş ve onlara karşısında durdukları ve yıkmaya çalıştıkları cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la uzlaşmak zorunda olduklarını söylemiştir.

Bu mesajı hem MHP'nin tabanı Türk milliyetçileri hem Kürtler hem de toplumun geri kalan kesimleri vermiştir. Paralel yapıyı savunan, onlara arka çıkan veya onlarla kol kola girerek Erdoğan'a karşı aynı çizgide siyaset yapanları millet sandıkta cezalandırmıştır. Batı dünyası önümüzdeki günlerde Erdoğan'la siyasi ve maddi ittifak yapmak durumunda kalacaktır.

"MHP nasıl intihar etti?" başlıklı yazımda seçimlerden önce MHP seçmeninin MHP'yi cezalandıracağını nedenleriyle zaten yazmıştım. Tekrar değerlendirmeyi gerekli görmüyorum. Merak edenler gazete sayfasındaki köşemden tekrar okuyabilirler. Ama Ak Partiye bir çift lafım var. Bu seçimler, yani geçtiğimiz iki seçim yalnızca muhalefete değil, Ak Partiye de bir ikazdır. Halk Ak Partiyi ister getirir, isterse götürür. Kitle partileri kimlik partileri gibi değildir.

Toplumun geniş kesimlerinin beklentilerini ve taleplerini karşılayamadıklarında çabuk erirler. Kimlik partileri aynı oy oranını korurken onlar kaybolurlar. Ak Parti kasım seçimlerinde olduğu gibi milleti iyi okumalı, tekrar atalete düşmemeli, fitneye savaş açıp birlik içinde olmalı, yolsuzlukla savaşmalı, liyakate değer vermeli ve gelecek seçimleri tekrar kazanmak istiyorsa ülkenin reform ihtiyacını karşılayacak yenilikleri hızla başlatmalıdır.

Son söz: Kürt Halkı'na helal olsun diyorum. HDP'nin bu kadar oy aldıktan sonra PKK'ya koyamadığı mesafeyi bu seçimlerde Kürt halkı sahip olduğu tek silahla, yani oylarıyla koymuştur!