01 Ağustos 2017

Kurucu irade

Türkiye'deki Müslümanlar olarak Bakara Suresi 249. Ayet de geçen manayı idrak edemeyip kaçırdığımızdan beri başımıza birçok sıkıntı geldi ve gelmeye devam ediyor.

Allah CC' un bize nimet olarak verdiği nefes dâhil her şeyin bize bir avans olduğu, en sonunda da hesaba çekileceğimiz gerçeğini unuttuğumuz müddetçe çözüme ulaşamayacağımız da ortada.

Gerçekleri ortaya koymaya çalıştığımızda, sorunları ifade eden bir şeyler söylediğimizde ya da yazdığımızda, mesela kent ve konut politikalarını eleştirdiğimizde bizden istenen; ortaya çözüm koymak adına o kentin tüm vaziyet planını, binaların kat planlarını, görünüşlerini ve kesitleri ile birlikte, imkân olursa bir de renkli tanıtım videolarını hazırlamamız. Ha bir de para her şeyin tek çözümüymüş gibi finans meselesini de biz çözecekmişiz.

Bir de whatsapp gruplarındaki tartışmalar var ki sormayın. Biri bir şey dese, ortaya fikir atsa, başlıyor saldırılar.

Zaten konuştuğumuz dil Türkçenin klavyelere sığmayan, duygu, enerji, beden dili tarafı var ki, sorun böylece daha da büyüyor.

O zaman zaten derdinizi anlatamadığınız bir yana, eleştiri yaptığınız ya da bir görüş ortaya koyduğunuz için neredeyse aforoz ediliyorsunuz.

Peki, dünyanın, küreselcilerinin ve şeytanın tarafında olanların milletimize akın akın saldırdıkları bir sırada olanları anlamak, sorunları ortaya koymak, çözüm yolları bulmak ve öneri sunmak adına kaderiniz, eğitiminiz, yeteneğiniz ya da yapabilecekleriniz adına ”size kalan alanda” bir şeyler yaptığınızda nedir bu anlayışsızlık, hazımsızlık, sabırsız ve manasız eleştiriler?

Yıllara sari fetret döneminden silkinmeye, uyanmaya, ayağa kalkmaya çalıştığımız bu günlerde soru şu; Gerçekten dibi gördük mü yoksa bunun da dibi var mı?

Ya da olanlara karşı koyuşumuz, hesapsız mı, plansız mı, rastgele ve yanlış bir şekilde mi ilerliyoruz?

Gerçek olan şu ki; millet olarak bazı taşları yerinden oynatmaya başladık ki ortalık toz duman olmaya ve sönmüş küllerin altından ateşler çıkmaya başladı.

Başka bir gerçek daha var ki içimizde bu durumu anlamayan ciddi bir kitle de mevcut maalesef. Dolayısıyla fırtınanın yaklaşmakta olduğunu, şimdiye kadar olanların daha hiçbir şey olmadığını ve doğruları yapmazsak önümüzdeki günlerde bizi büyük bir tufanın beklediğini görmeyen ve anlamayan bir kitle.

O zaman yapılması gereken nedir?

Burası Anadolu.

Son tufan da burada oldu.

Nuh AS 950 sene gece gündüz anlattı, açık kapalı, ısrarla ve bıkmadan.

Büyük gemisini de burada inşa etti.

İyiye, güzele, doğruya, geleceğe, hayra dair her şeyi yeryüzünden topladı ve gemiye yerleştirdi.

Tüm inananlar gemiye bindi.

İnanmayanlar o gemiye binmedi, yüksek yerlerde kurtulacaklarını zannedenler de, imkânlarının ve servetlerinin kendilerini kurtaracağını zannedenler de.

Hatta tufanın kopacağını bile ummadılar.

Geminin yapılabileceğini ve hatta biteceğini bile kabullenmediler.

Geminin onları kurtaracağını da düşünmediler.

Geminin dümeni ve motoru yoktu çünkü. Tüm iradenin Yaratıcının elinde olduğunu ve O razı olursa kurtuluşun olacağına iman etmediler.

Kibirlendiler ve böbürlendiler.

Vardıkları gelişmişliğin ve ulaştıkları teknolojinin tufanla baş edeceğini zannettiler.

Gemiyi yapan Nuh AS ve onun kullandığı teknik ile alay ettiler.

Ama tufan gerçekleşti.

Her şey yok oldu.

Tufandan sonra da gemi Anadolu'da bir yerlere oturdu.

Nuh AS tufandan sonra gemideki tüm tohumları Anadolu'ya saçtı. Tüm hayvanat ve nebatat dünyaya yeniden yayıldı Anadolu'dan.

O yüzden dünyadaki bitki yayılımında Anadolu merkezlerden biridir.

Aynı şekilde kadim ve yitik bilgi ile geleneksel tavır da Anadolu kaynaklıdır.

Bakmayın siz Anadolu'nun çorak fotoğraflarına.

Ne cevherler çıktı ve daha çıkacak inşallah insanlığın kurtuluşu için Anadolu'dan.

Anadolu, Mezopotamya'nın kalbidir bu yüzden.

Biz de o gemiye binenlerden Yafes'in çocuklarıyız elhamdülillah.

O yüzden yeniden Anadolu'ya geldik binlerce yıl sonra.

Anadolu'ya yeniden geldiğimizde Anadolu'nun enerjisi bitmiş, nüfusu seyrelmiş, zulüm altında inlemekteydi. Roma İmparatorluğu ve diğerleri Anadolu'yu kasıp kavurmuştu.

Bunu gören Kurucu İrade, Eşref-i Mahlukat olan insanlığı kurtarmak ve dünyayı yeniden dizayn etmek adına Anadolu'da Kurucu İrade gücünü ortaya koydu.

Fetretten, çürümüşlükten, zilletten, zulümden kurtulmak ve dünyayı yeniden İlahi irade doğrultusunda imar ve inşa etmek için;

Vahyi bilgiye dönerek

Kadim bilgiye ulaşarak

Geleneği ihya ederek

Teknolojinin kötülüklerini fark ederek

Tekniği öğrenerek

Toprağı yeniden işleyerek

Türleri aslına döndürerek

Nebatatı ve tohumları özleştirerek

Peygamberlerin sünnetini yaşayarak

Muhtemel bir tufandan kurtulmak adına

Kurucu iradeyi yeniden ortaya koyarak

Anadolu Gemisini yeniden inşa etmek zorundayız.

Eleştiri yapın amma;

Amasız, fakatsız, lakinsiz cümleler kurarak.

Yoksa çözümün çok zor olduğunu herkes biliyor.