15 Kasım 2018

Meleklere İman ve İnsan Hayatına Etkileri

İmanın ikinci rüknü, meleklere inanmaktır. Melek, lügatte, “haberci, elçi, güç ve kuvvet” manalarına gelir. Melekler, her canlıdan önce yaratıldı. Onun için, kitaplara imandan önce, meleklere iman edilmesi bildirildi. Kitaplar da, Peygamberlerden öncedir. Kitapları, peygamberlere melek getirmiştir. Melekler, nurdan yaratmış fizik ötesi varlıklardır. Gözle görülmezler. Fakat çeşitli şekillere girebilirler. Meleklerin sayısını Allahü Teâlâdan başkası bilemez. Göklerin her yeri, ibadetle meşgul olan meleklerle doludur. Melekler, Allahü Teâlânın kendilerine verdiği görevleri, yerine getirirler.

Meleklerin varlığını bütün peygamberler ve İlâhî kitaplar haber vermiştir. Bunun için, melekleri inkâr etmek aynı zamanda peygamberlerin peygamberliklerini ve ilâhî kitapları da inkâr manasına gelir. Bu ise, -maazallah- küfürdür. Kur'an-ı kerîmde meleklerden çok bahsedilir. Âyet-i kerîmelerde buyuruldu ki:

“Asıl iyilik Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman edenlerin iyi amelidir.” (Bakara 177)

“Onlar (melekler,) Allah'ın şerefli kullarıdır. Allah'ın sözünden önce söz söylemezler ve O'nun emrine göre hareket ederler.” (Enbiya 26-27)

“O melekler ki, Allahü Teâlâya, kendilerine emrettikleri şeylerde asla isyan etmezler, emredildikleri şeyleri yaparlar.” (Tahrim 6)

“Her kim Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikâil'e düşman olursa bilsin ki, Allah da inkâr edenlerin düşmanıdır.” (Bekara 98)

Meleklerin Sıfatları:

1- Melekler, devamlı olarak Allah'a ibadet ve itaatle meşguldurlar.

2- Hep iyilik yaparlar, kötülük yapma yetenekleri yoktur.

3- Allah'a asla isyan etmezler, karşı gelmezler, günah işlemezler.

4- Erkeklik ve dişilik gibi bir özellikleri yoktur.

5- Evlenme ve doğum yapma gibi bir özellikleri yoktur.

6- Yemezler, içmezler, acıkmazlar.

7- Uyumazlar, bizim gibi istirahate ihtiyaçları yoktur.

8- Nuranîdirler, gözle görülmezler, ancak çeşitli şekillere girebilirler.

9- Yorulmak, bıkmak, usanmak bilmezler.

10- Çocukluk, gençlik, yaşlılık gibi özellikleri yoktur.

11- Bir anda en uzak mesafelere gidebilirler.

12- Kanatları vardır; fakat bu kanatların mahiyetini bilemiyoruz.

13- Göklerde de yerde de vardırlar.

14- Her birinin kendisine ait vazifeleri vardır. Bu vazifeleri hakkıyla yaparlar.

Bazı Meleklerin İsimleri:

1- Cebrâîl: Vahiy getirmekle görevlidir. Allahü Teâlâ ile peygamberleri arasında elçilik yapar. Bütün peygamberlere vahy-i İlâhî'yi O getirmiştir. Cibrîl, Rûhu'l-Kudüs ve Rûhu'l-Emîn gibi  isimleri de vardır. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Ey Resulüm de ki; Cebrail'e düşman olan, Allah'a düşmandır. Çünkü O, Kur'an'ı Allah'ın izniyle, kendinden önce gelen kitapları doğrulayıcı bir hidayet rehberi ve müminler için müjdeci olarak Senin kalbine indirmiştir.” (Bekara 97)

“Bu Kur'an; Arş'ın sahibi Allah katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür.” (Tekvir 19-21)

2- Mikâîl: Yağmur yağdırmak, rüzgar estirmek, bitkilerin yeşermesini sağlamak gibi tâbiat olaylarını düzenlemek ve bütün canlıların rızıkları ile alakalı işleri görmekle vazifelidir. Ayrıca hastalık, şifa, rahmet, bereket ve benzeri şeylerin kullara ulaştırılmasını sağlar.

3- İsrâfîl: Kıyâmet kopması ve bir de tekrar diriliş için olmak üzere iki defa Sûr'a üfürmekle görevlidir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:

“Sûr üfürülünce, Allah'ın dilediğinden başka göklerde ve yerde ne varsa hepsi öleceklerdir. Sonra Sûr bir kere daha üfürülür. Onlar hemen ayağa kalkarak bekleşirler.” (Zümer 68)

4- Azrâîl: Eceli gelenlerin rûhlarını almakla görevlidir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:

“Size memur olan ölüm meleği canınızı alacak, ondan sonra da Rabbinize döndürülüp götürüleceksiniz.” (Secde 11)

5,6- Münker ve Nekir. Bilinmeyen, tanınmayan, yadırganan manasına gelen Münker-Nekir; ölüye, kabir suâllerini sormakla görevlidirler. Ölü, mezara konulup üzerine toprak atıldıktan sonra bunlar gelip: “Rabb'in kimdir, dinin nedir, Kitabın nedir, Peygamberin kimdir” sorularını sorarlar.

7- Rıdvân: Cennet meleklerinin reisidir.

8- Mâlik: Cehennem meleklerinin reisidir. Cehennem meleklerine Zebânî denir. Denizin balığa zarar vermediği gibi, Cehennem ateşi de zebânîlere zarar vermez. Zebânî, bir melek çeşidi olduğu için kötü manada kullanmak tehlikelidir.

9,10- Rakîb ve Atîd, bunlara Kirâmen kâtibîn yani şerefli yazıcılar de denir: Her insan ve cinnin sevâb ve günahlarını yazmakla vazifelidirler. Sağdaki melek iyi iş ve davranışları, soldaki ise, kötü iş ve davranışları yazmakla görevlidir. Hafaza ismi ile de anılan bu melekler, amelleri sadece yazmazlar âdeta filme alırcasına kaydederler. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:

“Halbuki sizin üzerinizde bekçiler vardır. Bunlar şerefli kâtiplerdir. Sizin bu işlediklerinizi bilirler.” (İnfitar 10-12)

Bunların haricinde -isimlerini bildiğimiz- meşhur dört sınıf melek daha vardır.

1- Hamele-i Arş, yani Arş'ı taşıyan melekler dört tanedir

2- Huzur-i İlâhî'de bulunan melekler. Bunlara Mukarrebûn ve İlliyyûn denir.

3- Azab meleklerinin büyükleri. Bunlara Kerubiyan denir.

4- Rahmet melekleri. Bunlara Ruhaniyan denir.

Melekler Niçin Görülmezler:

Melekler, nurdan yaratılan ruhanî varlıklar oldukları için, kendilerine mahsus olan bu mahiyet ve hakikatları, onların insan gözüne görünmesine engel teşkil eder. Çünkü, maddî olan insan gözü, melekler gibi nuranî ve soyut varlıkları görebilecek şekil ve vasıfta değildir. Yani insan gözü, onları görebilecek kabiliyet ve kapasitede yaratılmamıştır. Ancak hidayet rehberi olarak gönderilen ve üstün vasıflı insanlar olan peygamberler, onları görebilirler.

Meleklerin görülememesi bir imtihandır. Görülemediği halde mevcut olan çok şeyler vardır. Mesela; ruhumuzu, aklımızı, zekâ, sevinç ve üzüntülerimizi biliyoruz, hissediyoruz; ama bunların hiçbirini somut olarak göremiyoruz. Mıknatısın manyetik gücünü göremiyoruz, fakat demiri çekmesinden içinde bir kuvvet olduğunu anlıyoruz. Bir teldeki elektrik akımını da göremiyoruz, fakat yaptığı işlerden, bunun varlığını kesin olarak biliyoruz. Kısacası göremediğimize yok demek akla, ilme ve fenne aykırıdır. Görülemeyen her şeye yok demek; aklı bırakıp, duyulara tâbi olmaktır. Halbuki birçok şeyler vardır ki, duyularla değil, akılla bilinir. Kaldı ki, meleklerin varlığı âyet-i kerimelerle de sâbittir.

Melekler, İnsanlara; Hayrı, İyilik ve Güzelliği İlham Ederler:

Bazı melekler, insanların rûhen yükselmelerine yardım eder ve onları; iyi, güzel ve hayırlı işlere yönlendirirler. İnsanlar, ancak meleklerin indirdiği İlahî vahiy ve telkin ettikleri ilham ile rûhî hayatın ne olduğunu anlayabilir ve rûhî alışkanlıklarını geliştirerek yükselebilirler. Melekler, müminlere manevî kuvvet vererek rûhen yükselme düşüncesinin dünyada yerleşmesini sağlarlar. Meleklerin müminler, için dua etmeleri, bütün insanları rûhen yükselme yoluna sokmak içindir. Müminleri, Allahü Teâlânın izniyle hidayete sevkederek onları aydınlığa çıkarmaları, hep bu rûhî yükselmeyi sağlamak içindir. Kısacası; her türlü iyi, güzel ve hayırlı işler, meleklerin ilhamları, telkinleri ve yönlendirmelerinin sonucudur.

Meleklere İnanmanın Etkileri:

Meleklere inanmak, iman esaslarındandır. İman esasları ise; ömür boyu göz önünde bulundurulması gereken temel prensipleridir. Bu prensipleri, kendi hayatının değişmez ilkeleri olarak kabul eden bir insan, bütün hareketlerinde şuurlu ve kararlı bir tutum sergiler. Böyle bir insan, sadece yaşadığı günü değil, geleceğini ve ebedî olan âhiret hayatını da düşünür ve -tabiî olarak- günlük hayatta doğru kararlar vermeye, iyi işler yapmaya ve daima dürüst olmaya çalışır. Bütün işlerinin melekler tarafından kayda alındığına inanan bir insan, amel defterine; yarın kıyamette başını belaya sokacak kötülüklerin yazılmasını istemez. Böyle bir insan; attığı her adımın İlâhî gözetim altında olduğunu bilir ve  kıyamette yüzünün ak çıkması için amel defterini sevaplarla doldurmaya gayret eder. İşte meleklere inanmanın temelinde, insanı kötülükten uzaklaştıran ve iyiliğe sevkeden -dolayısıyla da toplumu rahatlatan- böyle mühim faydalar vardır.