19 Ocak 2016

Memur-Sen’den Kardeşlik destanı

Güneydoğu bölgesinde şiddetli çatışmalar ikinci ayını bitirmek üzere. Bir yandan şehit haberleri gelirken, bir yandan da ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. Şiddet sarmalındayız aslında. Bölgede özel harekât polis yeterli olmayınca devreye asker girdi. Kendi yetkisini kullanan asker korucuları da geri plan hizmeti olarak kullanmaya başladı.

Çatışmalar başladığından bu güne çevrede yaşayan halk, evlerini terk etmiş durumda. Dile kolay, elli gün etti. Bazı bilgilere göre sadece Sur'dan 24 bin kişi evlerini terk etmiş durumda. Bölgedeyse 200 bin kişi evlerini terk etti. 20 bin kişi bir daha geri dönmemek üzere bölgeden ayrıldı. Devlet görevlileri olayların bitmek üzere olduğunu söylüyorlar. Halk ise yaşadığı eziyeti anlamaya çalışıyor, barış getirmesi için oy verdiği yapı kendisine savaşı dayattığı için devlete küskün olan halk PKK'ya de açıkça küsmüş durumda. Sadece içine düştüğü durumu anlamaya çalışıyor.

Hendeklerin refah getirmediğini açıkça ifade etmeye başladılar. HDP onlarca çağrı yapmasına rağmen halk sokağa çıkmıyor. Herkes ülkenin başına yeni bir Suriye vakası gelmesinden korkuyor. Velhasılı kelam insanlar başına gelenin derdine mi yansınlar, bir anda yokluğun içine düştüklerine mi yansınlar, geleceklerinin ne olacağına mı yansınlar? Herkes kendine uzanacak bir yürek beklerken Memur-Sen, Hak-İş, İHH ve Kızılay'ın, bölgedeki mağdurlara yönelik başlattığı yardım kampanyası kapsamında Memur-Sen'e ait yardım TIR'ları Diyarbakır'a ulaştı. Yıllardır, dünyanın dört bir yanındaki mazlumlara tüm Türkiye'deki kardeşleriyle beraber el uzatan bu güzel insanlara el uzatma zamanıdır, düsturuyla Memur-Sen öncülüğünde yola çıkan tırlar sadece yardım malzemeleri değil, kardeşlik yüküyle Diyarbekir'e ulaştı aslında.

Memur-Sen, Türkiye'nin değişim ve dönüşüm gücü olarak ülkeyi yönlendirmeye ve yeni ufuklar açmaya devam ederken, yükü de ağır, değeri de ağır bir yükle Diyarbekir'de oldu. Genel Başkan Ali Yalçın içinde eşyası olmayan sadece sıcacık yürekleri ve çayları olan bir kaç evi ziyaret etti. Ev sahipleri Sur'dan hiçbir eşyaları olmadan çıksalar da yüreklerindeki sıcaklığı kaybetmemiş olduklarını ispatlarcasına yüreklerini açtılar bu güzel insanlara. Ne de olsa ellerinde kardeşliğin nişanesi olan azdan az, çoktan çokla gelmişlerdi, İslamın ve insanlığın emrini yerine getirmek ve zor durumda kalmış bu insanlara aslında tüm Türkiye'nin sevgisini ve selamını taşımışlardı.

Genel Başkan Yalçın, “Bugün buradayız. Çünkü bizler, dayanışma, paylaşma, yardımlaşma kültürünün insanlarıyız. Hemhal olmayı bilen, diğergamlığı yüklenen bir medeniyetin mensuplarıyız.  Bu anlayışla nerede sıkıntı ve mağduriyet varsa, nerede mahzun ve mazlum varsa Diyarbakır oraya aktı, Mardinli, Bingöllü, Şırnaklı Mardinli, Diyarbakırlı oraya koştu. Arakan'da gözyaşı vardı, Diyarbakır silmeye gitti. Filistin'de hüzün vardı Diyarbakır'lı paylaşmaya gitti. Suriye'de vahşet vardı, Mardinli, Şırnaklı Diyarbakırlı evini açtı. Samsun'da sel vardı, Diyarbakır, Mardin, Şırnak ekmeğini paylaştı. Van'da Sakarya'da, Bolu ve Dinar'da deprem canımızı yaktı, Diyarbakır'ın, Şırnak'ın, Siirt'in, Bingöl ve Bitlis'in yüce gönüllü insanları bağrımıza düşen ateşi söndürmeye koştu. Memur-Sen, ülkede ve dünyada nereye yardım için koşmuşsa ön saflarda Diyarbakır, Şırnak, Hakkâri, Bingöl ve Bitlisli kardeşlerimiz, üyelerimiz, gönül erlerimiz vardı. Bugün de Diyarbakır'da, Mardin'de, Şırnak'ta hanelerine, bedenlerine yüreklerine, zihinlerine terör kurşunları sıkılan kardeşlerimiz, Şırnak'ta, Mardin'de, Cizre'de, Silopi'de evlerinden ayrılmak zorunda kalan kardeşlerimiz darda ve zorda. Biz de onlardan gördüğümüz gibi sıkıntılarını gidermeye, onlardan öğrendiğimizi yapmaya ve acılarını paylaşmaya geldik.” Diyerek bu güzelliği paylaşma esaslarını da belirtiyordu.

Ne mutlu kardeşleri için seferber olmuş insanları gördük, ne mutlu kendileri için seferber olmuş insanlara ses veren yüreklerle hemhal olduk. Sağ ol Memur-Sen, sağ ol Hak-İş, sağ ol İHH, sağ ol Kızılay, bir kere daha kardeşlik destanı yazmak üzere yola koyuldunuz. Allah yar ve yardımcınız olsun. Edirne'den Kars'a, Trabzon'dan Urfa'ya her adımında büyük özveri olan bu topraklarda kardeşliği yeniden yeşerttiğiniz için.

Sevgi, muhabbet ve kardeşlik, insan kalbinin taşıdığı en değerli yüktür. Bu yükün altına girmiş kardeşlerimizin bu hizmeti bir kardeşlik destanı olsun.