22 Ocak 2016

Mesele fetva değildi, anlayan anladı

Araba meselesiyle başlamıştı sanılıyordu ama saldırıların aslında daha derin bağlantıları olduğunu çoktan biliyorduk. Diyanete saldırmak için aslında her şey mubahtı. Ankara'da neredeyse bir şube müdürünün altındaki makam arabasının benzeri Diyanet işleri Başkanına satın alınınca kıyametler koparılmıştı. Hürriyet gazetesi fütursuzca bir saldırıyla geldi. Halk tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı tepki gösterdi hatta kendi araçlarından birini tahsis ederek Görmez hocaya sahip çıktı. Bu arada esasında teşkilat içinden de ciddi bir sahiplenme de Diyanet-Sen'den gelmişti. Atak savuşturuldu. Olay kapandı, lakin Diyanetin güvenilirliğine ciddi bir darbe vurulmuştu.

Oyun devam ediyor, ikinci aşamaya geçildi. ''Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu”na sorulan bir soruya cevap veren şahsiyetlerin ilginç bir şekilde verdiği cevaplar ekseninde yapılmış bir haber üzerinden Diyanet İşleri Başkanı ve Diyanet kurumuna saldırı malzemesi oluşturuldu. Hem de bu defa olay paralel yapılanmanın oyuncağı olan Cumhuriyet gazetesinden geliyordu. Konuyla ilgili olarak müfettişler görevlendirildi. Adı geçen sözde fetvayla ilgili olmak üzere anılan internet sayfası kapatıldı. Aslında oyun büyük lakin adı geçen şahıslar oyuna mı getirildi, yoksa bu oyun bilinçli bir şekilde mi icra edildi, soruşturma neticesinde ortaya çıkacaktır. Şahsen sayfanın kapatılmasının çokta gerekli olmadığı şeklindeki düşüncemi belirtmek isterim. Bu birime belki daha güvenilir, günümüzü ve hatta sadece İslam hukukunu değil, modern hukuku da tetkik etmiş kişilerin getirilmesinin daha doğru olacağını düşündüğümü de belirtmek isterim.

Olay büyüdü, saldırılar arttı. Yine sahnede Diyanet-Sen var. Başkanına sahip çıkan, Diyaneti kimseye yedirmeyen, hatta öylesi bir hamleyle ortaya çıktı ki, kolay kolay meydanlara inmemeleriyle bilinen imamlar genel merkezlerinin çağrısıyla 81 ile sokağa çıktılar. Hiçbir siyasi mesaja girmeden Diyanet'e sahip çıkma derdiyle yüklendiler. Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet  Bayraktutar, “Diyanet'e  ve Alan bebeğe saldıranların beslendikleri kaynak birdir.” Diyerek saldırganların gerçek niyetini ortaya koyuyordu bildirgesinde.

Diyanet İşleri Başkanlığı'na çamur at izi kalsın, diyenlerin çoğaldığı, şer için konuşanların günden güne arttığı bu günlerde,  bilgi sahibi olmadan, fikir üretenlere inat, dünyanın en ücra yerlerine Türkiye'nin nişanesini taşıyan Diyanete sahip çıktıklarını, Dünyanın vicdan yoksunluğu yaşadığı, Avrupa'nın kelimeler içerisinde insanlık namına yapmacık cümleler sarf ettiği ve kilometrelerce öteye fosfor bombaları gönderdiği,  zulüm deryasının içinde vicdan ve irfan duruşu sergileyen Diyanete sahip çıktıklarını, “Hiçbir strateji, Müslüman kanının dökülmesini önlemekten daha değerli değildir. Hiçbir siyaset, Müslümanların parçalara ayrılarak birbirini katletmesini önlemekten daha önemli değildir” diyen Diyanete ve Başkanına sahip çıktıklarını, Türkiye'de sokakların ateş çemberine dönüştüğü, mayınlı arazinin artık metropoller olduğu, hendeklerin kazıldığı bu ülkede gençliğe sahip çıkmaya çalışan Diyanete sahip çıkılması gerektiğini. Ümmetin ocağına ateş düşerken, Esmalar demokrasi için kanlarını ve canlarını verirken, Mursiler Kur'an er ya da geç galip gelecektir derken, Dünyaya İslam'ı anlatan Diyanete ve Başkanına sahip çıktıklarını ifade ediyordu.

Kendilerine âlim diyenlerin hile ve tuzaklarla vicdanı ve insanı hedef aldığı, insanlığın imanının çalındığı günümüzde imana ve İslam'a sahip çıkan Diyanete sahip çıktıklarını belirtiyordu. “Allah'tan ülkelerimizi ve toplumlarımızı mezhepçi fitnelerin şerrinden, terörist fitnelerin şerrinden, İslam düşmanlarının şerrinden muhafaza buyurmasını niyaz ederim” diyen Diyanet İşleri Başkanı'na sahip çıktıklarını ve tüm ülkenin de aynı hissiyatlarla sahiplenilmesine çağrıda bulunuyordu. Türlü kumpaslarla Diyanet İşleri Başkanlığı'na ve onun başkanına yönelik yıpratma ve itibarsızlaştırma kampanyasını görüyor, yapılan saldırılar karşısında Diyanet alanında etkili ve yetkili sendika Diyanet-Sen olarak ‘Diyanetime Dokunma- Diyanetine Sahip Çık' diyoruz, diyerek açık yüreklilikle sevdalarının Türkiye sevdası olduğunu haykırdılar.

Kendisine 81 ilde sahip çıkanlara ses verme makamındaki Sayın Görmez teşkilat içindeki tafraları temizleyerek, alandaki din görevlilerinin sıkıntılarını gidermek için uğraşmaya devam etmelidir. İçerdeki tafraları temizlemez ise aynı minvalde yol kazalarından kurtulamaz, Kurtlar uyumuyor, Kuyular kapak tutmadı henüz, görev zor lakin imkânsız değil. Allah Kolaylık versin. Bu arada Diyanetine sahip çıkan Diyanet-Sen ailesini ve Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar'ı ve tüm ekibini tebrik ederim. Bir Oyun daha bozuldu. Eyvallah…