17 Temmuz 2017

Millet için ne zaman yürünecek?

MİT'e ait TIR'ların durdurulmasıyla ilgili görüntülere ilişkin davada,  25 yıl hapis cezası verilen CHP milletvekili Enis Berberoğlu tutuklanır. İzleyici alınmayan duruşmada kararını açıklayan mahkeme, Berberoğlu'nun "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmasına hükmeder. Mahkeme 25 yıl hapis cezası verdiği Berberoğlu'nun tutuklanmasına karar verir. Enis Berberoğlu 'Eğer memleket için hayırlı olacaksa bir kere değil, on kere müebbet yemeye hazırım' diyerek, adeta başlatılmak istenilen bir sürecin işaret fişeğini atar.

Burada mahkemenin gizli oturumda yapılması, akabinde aynı davadan yargılanan Can Dündar ve Erdem Gül hakkında ise karar vermeyen mahkeme, iki sanık hakkındaki dosyayı ayırması ilginç. Dündar ve Erdem'in suçu  Berberoğlu'ndan daha mı azdı? 25 yıl ceza alan Berberoğlu'nun kameralar karşısındaki rahatlığını gösteren beden dili neyi işaret ediyordu? Enis Berberoğlu' "Ben bu işten alacaklı çıkacağım ve üstesinden gelirim. Kimsenin üzülmesini istemiyorum. Yapılacak tek şey özgürlüklerin sağlanması için mücadele etmeyi sürdürmek. Ben bu mücadeleyi bugüne kadar sürdürdüm. Dolayısıyla kalanlar ellerini başlarına koysunlar ve düşünsünler. Mücadeleyi sürdürsünler." dedi. Sonra hızlı bir kararla CHP genel başkanı Sayın Kılıçtaroğlu basın açıklaması yaptı ve Ankara'dan İstanbul'a adalet için yürüyeceğini söyledi. 11 tane tutuklanan milletvekili için yürümeyen Kılıçtaroğlu, kendi partisinden bir milletvekilinin tutuklanmasını adalete aykırı görerek yürüme kararı aldı.  Mahkemeler bugüne kadar çok adaletsiz kararlar verdi, bu yürüyüş gerçekte kimin için yapıldı?

Siyasi partiler millet için vardır. Millete yapılan haksızlıkları adaletsizlikleri düzeltmek için vardır. Seksen milyon insana yapılan büyük bir haksızlık var. Her yıl haksız kazanç olarak kurulu bir hukuksuzlukla 200 milyar faizi bu millet bir avuç faizciye ödüyor. Muhalefet elini güçlendirecek faizle mücadeleye neden bugüne kadar net bir mücadele başlatmadı? Bu halkın menfaatine değil mi? Bankaların tuzağına düşmüş borçlandırılmış 14,5 milyon hane halkının menfaatine muhalefet neden hiç yürümeyi düşünmedi?  Sayın Kılıçtaroğlu bir gurup konuşmasında, faizi ancak sosyal demokrat olarak kendilerinin kaldıracağını, iktidarın faizden şikâyet edip durduğunu, bunu gerçekten istiyorlarsa meclise getirmelerini, faizlerin %1  gibi bir rakama indirmelerini,  buna destek vereceğimizi ifade ediyorlar. Bu güzel bir teklifti ama muhalefet bunu kendisi neden yapmadı? Samimiyse bu teklifi muhalefet yapmalı değil mi? Madem bu açık teklif yapıldı partinin gelir kaynaklarından iş bankasından başlayarak halka bu konuda samimi bir mesaj verilemez miydi?

Ahmet HAKANIN programında faize ödenen yüksek rakamları vererek şikayet eden CHP millet vekili sayın İlhan KESİCİ; Türkiye'nin ekonomik olarak bir  kuşatma altında olmadığını söylüyor. İktidarı yıllık 200 milyar dolar dönmesi gereken borcu döndürememekle suçluyor. Borçlanmaya karşı olmadığını kendilerinin büyük programla daha iyi borçlanacağını, borçları çevirebileceğini ima ediyor. Dünyayı yöneten süper güçler aman Türkiye'de sorun çıkmasın, istikrar olsun dediklerini diyen İlhan KESİCİ, IMF borçlanmak için ihtiyaç olduğunu söyleyerek, faizle borçlanmayı ciddi programla yapacaksınız diyor. Çünkü  dünyayı ikna etmeniz lazım her sene 200 milyar dolara ihtiyacınız var diyor. Ak Partiyi eleştirerek aslında borçlanmanın yapılamadığını, borçlanmaya itiraz etmediğini biz daha iyi borçlanırız diyor. Bankaları da Allah korusun demeye getiriyor.

Paradigmalar faiz konusunda aynı. Eğitimleri faizci bir  manifesto üzerine kurgulanmış. Ağızdan Allah düşmez ama faizle  Allah ile savaşmayı hafife alırlar. Türk milleti şunu çok iyi anlaması lazım artık. İktisat  modeli değişmek zorundadır. Uygulanan politikalar kurgulanmış yapı gereği milletin aleyhindedir. Muhalefet içler acısı bir durumdadır. İktidara eleştirisi iyi borçlanamıyor, borcu çevirecek bir  durumda değilsin demenin dışında bir şey değildir. Ekonomide model değişimi muhalefetin gündeminde yoktur. Böyle bir isteği de yoktur. Muhalefet  yürüyerek yakalamaya çalıştığı sinerjiyi  Almanya'nın  Der Spiegel dergisinin ‘' 2019'daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'a karşı aday olacak mısınız'' sorusuna  ‘'hayır'' diyen Kılıçtaroğlu; anlaşılan bir daha yenilgi tatmak istemiyor. Partiler üstü bir aday istediklerini söyleyen Kılıçtaroğlu, artık kendisine güvenini tamamen yitirmiştir. Bu muhalefet lideri için acı bir durumda Almanya'nın  Der Spiegel dergisine verdiği demeçte; Avrupa şimdiye kadar olduğundan daha fazla Türkiye'de Erdoğan'a karşı destek verilmesi gerektiğini işaret eden açıklaması, talihsiz bir açıklama...

Merak ediyorum; bir kişi için yürüyen muhalefet, millet için ne zaman yürüyecek?