06 Eylül 2015

Milliyetçi Hareket Partisi nasıl intihar etti?

Geçtiğimiz günlerde MHP cephesinde seçim hükümetini ve dolayısıyla da ülkenin geleceğini ilgilendiren çok önemli bir hareketlilik yaşandı. Başbakan Davutoğlu kurulacak seçim hükümeti için MHP'den Tuğrul Türkeş'e bir teklif götürdü ve Türkeş bu teklife müspet bir cevap verdi. Gerekçesini de Devlet Bahçeli'nin siyaset tarzına gelinceye kadar MHP'nin yıllardır sürdürmüş olduğu çizgisine ve tabanının isteklerine uygun olarak devletin yönetilme ihtiyacını gidermek ve seçimler neticesinde meydana gelen devlet krizinin aşılması için teklifi kabul ettiğini ifade eden bir açıklamayla bildirdi. Türkeş'in açıklamaları gerçekten de kadim MHP çizgisine uygun olarak "devlet" ve "vatan" eksenli açıklamalardı.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bu hadiseyle alakalı açıklamaları ise "muhalefet" eksenlidir, devlet ya da "vatan" eksenli değil.

Zira siyaseti kilitleyen blokta yer almak istemediğini açıkça beyan eden Türkeş için MHP'de başta Devlet Bahçeli olmak üzere partinin yönetim kadrolarından Türkeş'e şiddetli tepki gösterilmesi ve bu tepkinin hemen ertesinde Türkeş ile ilgili partiden ihraç senaryolarının devreye sokulması Bahçeli'nin muhalefetle "zımni" işbirliğinin belgesidir. Aslında "açık" işbirliği demeliyiz.

Türkeş belki Devlet Bahçeli için hayırlı bir şey yapmamış olabilir fakat onun bu davranışıyla memleketi ve MHP için çok hayırlı bir iş yaptığı kesin. Bahçeli MHP tabanına ihanet etmiştir.

Çünkü Ak Parti'ye kültürel ve başka özellikleri nedeniyle en yakın parti tabanı MHP'nin parti tabanıdır, HDP ve CHP'nin tabanı değil.

Türkeş'in hareketi Devlet Bahçeli'nin parti içinde sorgulanmayan otoritesine aynı zamanda bir başkaldırıdır. Bu lider koltuğunu hiçbir şekilde bırakmak istemeyen, tabanı memleketçi olmanın, vatansever olmanın bütün özelliklerini taşırken tabanının taleplerine kulak asmayarak "AKP'nin olduğu her şeye hayır !" diyen cepheyle ortak hareket eden bir liderdir. Bahçeli seçim hükümeti kurulurken son verdiği hayır cevabıyla meclisteki varlığını bile tanımadığı HDP'ye devleti teslim etmiş oldu.

Şimdi MHP'ye oy veren seçmen şu soruyu kendisine sormak durumunda: devletin ve vatanın bekasını korumaya bütün ideolojisini adamış olan milliyetçi çizgiyle bugünkü MHP'nin ne alakası vardır? Nasıl oluyor da seçimlere giderken bölücülükle suçlanan HDP hemen masaya yanaşıyor ve bakanlıklar için tartışma bile çıkarmıyorken ve devlet işleri için bu kadar hevesliyken, milliyetçi ve vatansever olduğunu iddia eden MHP'nin ağzından sürekli kuru bir "hayır" çıkıyor üstelik PKK ülkenin her yerini kana bulayarak MHP'nin ekmeğine yağ sürerken.

Basitçe söyleyelim: Bu seçimlerde MHP seçmeni, partisine "Devlet Bahçeli, nasıl olur da devleti HDP'lilere teslim eder?" diye soracaktır.

Geçtiğimiz günlerde de MHP ikinci intiharını İpek Holding'e yapılan adli operasyonla ilgili paralel yapıyı destekleyecek yönde yaptığı açıklamalarla yapmıştır. Seçmen şunu da soracaktır: Bahçeli, devletin belli bir grubun üstelik de dini bir grubun eline geçmesine razı olacaksa milliyetçi ve vatansever bir partimiz hala neden var? Bir cemaat partisi de bu ülkeye yeterdi.

Bahçeli cemaatçilik oynayacaksa acaba tabanı ona ne karşılık verecektir? Türkiye'de tek bir cemaat de yoktur. Şüphesiz MHP ye oy veren farklı cemaat üyeleri de vardır.

Peki, yüzlerce farklı cemaat içinden tek bir cemaatin üst yapısına (cemaatin kendisine de değil ama yöneticilerine: bu yöneticiler de tek bir lidere bağlıdır ve bu lider Amerika'nın kucağında yani, Pensilvanya'dadır vatanında bile değil) devleti teslim etmek ne anlama gelmektedir? Pek çok vatanseverin Kürt milliyetçiliği yükseldiği ve bundan rahatsız olduğu için oy verdiği MHP'yi hükümetin dışında bırakarak HDP'ye devleti teslim eden bir liderden maalesef bu da kolayca beklenebilir.


Vatansever arkadaşlarımın bu gerçekleri gördüğünden eminim ancak HDP'nin bu yükselişinden ve Doğan Medya'sının hükümeti düşürmek üzere HDP'yi parlatıp cilalamasından ötürü çaresiz olduklarının, çaresizce oylarını kullandıklarının da farkındayım. Ama eğri oturalım doğru konuşalım. Kendinize bir sorunuz: Bu şekilde, Bahçeli'ye attığınız oylarla vatan korunur mu yoksa bölünür mü?