Mustafa Kemâl’in hastalığı, ölümü, cenâzesi 157

“Cenâze namazı”nı nîçin Rifat Börekçi veyâ Ahmed Hamdi Akseki kıldırmadı?

Bu uydurma “cenâze namazı”nın çok mânidâr bir başka ciheti de, onu, Diyânet İşleri Reîsi Mehmed Rifat Börekçi'nin (1860-1941) kıldırmamış olmasıdır…

Âşikârdır ki, Müslüman bir Devlet Reîsinin cenâze namazını kıldırmak, herkesten evvel, memleketimizde –hiç olmazsa resmî zâviyeden- en yüksek dînî otoriteyi temsîl eden Diyânet İşleri Reîsine düşer. Hâlbuki uydurma “cenâze namazı”nı o günki (ve ilk) Diyânet İşleri Reîsi Rifat Börekçi veyâ sağ kolu mesâbesindeki Ahmed Hamdi Akseki kıldırmadığı gibi, Resmî Cenâze Merâsimi Program ve Protokolüne Diyânet İşleri Reîsliği'ni temsîlen hiç kimse dâhil edilmemiştir.

 

(Ulus, 6 Mart 1941, s. 1)
CHP'nin nâşiriefkârı Ulus gazetesinde Diyânet İşleri Reîsi Rifat Börekçi'nin vefât haberi…
Kemalistler onun ismini istismâr etse de, o, aslâ Kemalizme âlet olmadı ve Kemalizmin tahrîbâtına elinden geldiği kadar mânî olmaya çalıştı…
***  

 

 

Kemalist Rejimin îtibârsız makāmı: Diyânet İşleri Reîsliği

Kemalizm-İslâm münâsebetinin künhünü anlamak bakımından bu vâkıa kadar mânidâr dîğer bir tânesi de şudur ki 1953'teki 2. Resmî Cenâze Merâsiminde de (resmen) (Kur'ân kırâati ve duâ kabîlinden) hiçbir islâmî merâsime yer verilmemiş ve Protokolde, Vatan topraklarının aslî sâhibi, Devletin bânîsi ve temel taşı olan Müslümanların dînî temsîlcisi mesâbesindeki Diyânet İşleri Reîsi (Eyyüp Sabri Hayırlıoğlu), Yahûdi, Rum ve Ermeni dînî Reîsleriyle bir tutulmuş, o, Hükûmet tâlimâtıyle, cenâze arkasından ve dîğerleriyle yan yana yürütülmüştür…

Bu misâlde de görüldüğü gibi, Kemalist Rejim nezdinde, Diyânet İşleri Reîsliği her zaman îtibârsız, sâdece Müslümanlığı murâkabe altında tutmaya ve istismâr etmeye yarayan bir makām olmuştur…

***

 

 

 

Kutay'ın bir asparagası daha

Kemalist Propagandanın pek şöhretli, militan, uydurma târihçilerinden (zâten hangisi değil ki?) Cemal Kutay, bu vesîleyle dahi, tam bir asparagas ortaya atmıştır. Gûyâ, Rifat Börekçi merhûmdan, bahis mevzûu “cenâze namazı”nın Saray'da kıldırılıp kıldırılamıyacağına dâir fetvâ istenmiş ve o da, cevâben, diyesiymiş ki: “O'nun cenâze namazı, tertemiz hâle getirdiği bütün vatanda, bu farîzanın yerine getirilebileceği her yerde kılınabilir”! (Kutay 1981: 190) Bittabi yine hiçbir mesned yok!

Bu uydurmaya karşı, ilk îtirâz şudur: Mâdemki muhterem Diyânet İşleri Reîsi o cenâzeyi bu nisbette tebcîl ediyormuş, onun namazını neden kendisi kıldırmamış? Acabâ Bayar'ın, bu namazın Kemalist “Dîn İnkılâbı”na muvâfık olarak “Öz Türkçe” kıldırılması tâlîmatına itâat eder miydi? Muhakkak ki senelerce nice Dîn âlimini ipe çekip mübârek naaşlarını günlerce teşhîr eden, kimilerini zindânlarda çürüten, ama hepsini tahkîr ve sefâlete mahkûm eden Kemalist Rejimin birbirinden fecî pek çok icrâatı karşısında, için için kahrolarak, sükût etmek mecbûriyetinde kaldı… Lâkin bu çapta bir cürme dahi boyun eğer miydi? Cevâb açıktır: Eğseydi, o kıldırır, böylece bu merâsime, Hükûmetçe ve Makbûle Hanım'ca arzû edilen îtibârı da kazandırmış olurdu…

Rifat Börekçi Kemalizme âlet olmadı

Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cem'iyeti Ankara Teşkîlâtının müessisi olan Rifat Börekçi, bu cem'iyetin Cumhûriyet Halk Fırkası (Partisi)'ne tebdîl edilmesi üzerine, vefâtına yakın senelere kadar (bizzât vâlilerin mahâllî Fırka idârecisi olduğu 1936-1938'deki 2 sene fâsılayla) Fırkanın Ankara Vilâyeti Reîsliğini deruhde etmişti. (Ulus, 6 Mart 1941, s. 4; 5 Mart 1941'de vefâtı vesîlesiyle kaleme alınan uzun makaleden) 1920'de altı ay kadar Manisa Meb'ûsluğu da yapan Börekçi, bu sûretle hep siyâsetle iç içe yaşamak zorunda kalmıştı. Bu mevkıini onun aleyhinde kullanmaya kalkışanlar, o devirde zâten –totaliter rejim îcâbı- CHP ile Devletin aynîleşmiş olduğunu ve (Diyânet İşleri Reîsi dâhil) her mêmurun CHP'ye âzâ kaydedildiğini unutmuş görünüyorlar. Kendisinden böyle bir vazîfe taleb edilmişse, bundan ictinâb edebilir miydi? Kaldı ki kendi şahsında böyle bir siyâsî mevkı ile Diyânet İşleri Reîsliği mevkıinin birleşmesi, Kemalizmin İslâm aleyhdârı faâliyetlerini bir dereceye kadar gemlemiştir. Nitekim, aşağıda bahsedeceğimiz vechiyle, Elmalılı Tefsîri hakkında gayet karârlı bir tavır takınabilmesi, bu tesbîte bir delîldir.

YENİ AKİT GAZETESİNDEN MERHÛM RİFAT BÖREKÇİ'YE DEHŞETENGÎZ İFTİRÂ: Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi Atatürk için sorulan bir soruya "Efendiler, onun her yaptığı doğrudur. Eğer dininizi değiştirin derse, tereddüt etmeyin, onda da bir hikmet vardır" (*) diyebilmiştir.