Mustafa Kemâl’in hastalığı, ölümü, cenâzesi 159

Miralay Cemîl Saîd (Dikel)'in Kur'ân-ı Kerîm Tercümesi'nin Mustafa Kemâl tarafından Hâfız Ali Rıza Sağman'a hediye edilen nüshası… 1924'te, Diyânet nâmına Rifat Börekçi ile Ahmed Hamdi Akseki'nin, ayrıca sâir Müslüman ilim adamlarının çok kusûrlu olması hasebiyle şiddetle mahkûm ettikleri bu  tercüme, tam da bu sebeble, “Tek Adam”ın tâlimâtıyle, Ocak 1932'den îtibâren câmilerde tilâvet edilmeye (makamla okunmaya) başlandı… 
***

 

 

Börekçi lehinde üçüncü delîl

Üçüncüsü, Rifat Börekçi merhûm, Ahmed Hamdi Akseki merhûmu (Akseki, 1887 – Ankara, 9 Ocak 1951) pek çok takdîr ederdi. Akseki, onun zamânında, evvelâ Diyânet Müşâvere Hey'eti Âzâsı olduğu vakit dahi, fiilen onun sağ kolu mesâbesindeydi. Bunun içindir ki 21 Şubat 1925'de, TBMM'de, Türkçe Meâl, Tefsîr ve sâir islâmî neşriyat için, Diyânet Bütçesine 20 bin TL tahsîsat konulması kabûl edildiği zamân, Meclis'te Diyânet'i Akseki merhûm temsîl ettiği ve milletvekîllerinin suâllerine Diyânet adına pek güzel cevâblar verdiği gibi, bu Meclis karârının hayâta geçirilmesi için Elmalılı, Mehmed Âkif ve Babanzâde Ahmed Naîm merhûmların vazîfelendirilmesinde de onun dahli olmuş, bu zâtların çalışmalarının tâkîbi dahi onun uhdesinde bulunmuş idi.

Akseki merhûm, 5 Mart 1941'de vefât eden Börekçi merhûmun Riyâseti zamânından başlayarak 1939-1947 devresinde sekiz sene Diyânet İşleri Reîs Muâvinliği yapacak, 1947-1950 senelerinde bu müessesenin başında bulunacak, 9 Ocak 1951'de vefâtıyle bu câmiadaki hizmetleri nihâyete erecektir. Mâmâfih, her biri Târihî Türkçenin pek güzel nümûneleri olan birbirinden kıymetli eserleri (bilhassa İslâm Fıtrî, Tabiî ve Umûmî Bir Dîndir isimli şâheseri) günümüzde de hakîkat tâliblerine ışık tutmaya, zihinleri aydınlatmaya devâm etmekte, sayısız Müslümanın müellif hakkında hayır-duâlarına vesîle olmaktadır.

Şu îzâhattan anlaşılmış olsa gerektir ki Ahmed Hamdi Akseki merhûm gibi pek mümtâz bir zâtı takdîr ve himâye eden, kendi yerine hazırlıyan bir zât, pek yüksek seciye sâhibi demektir.

Eşref Edip Fergan'ın İslâm-Türk Ansiklopedisi Muhitülmaarif Mecmuası'nın Aralık 1947 târihli 88. sayısının kapağında, fazîletli İslâm âlim, mütefekkir ve müellifi, Küfrün en azgın devrinde Diyânet İşleri Reîsliği yapmak gibi çetin bir imtihâna mârûz kalan Rifat Börekçi merhûmun sağ kolu ve 1947-1950 senelerinin Diyânet İşleri Reîsi Ahmed Hamdi Akseki (Rah. A.)… Onu yetiştiren, bu makāma hazırlıyan zât hakkında nasıl sûizanda bulunulabilir?
***

 

 

Bir hasmın şahâdeti

Şâyân-ı hayrettir ki Akseki ve bilvâsıta Börekçi merhûmların sağlam seciyeleri ve sahîh îmânları hakkında en kuvvetli şahâdetlerden biri, onların bir hasmına âiddir. Bu hasım, Kemalist Üniversitenin têsîsi ve “İnkılâb Târihi Dersleri” vesîlesiyle daha evvel de kendisinden bahsettiğimiz Yusuf Hikmet Bayur'dur… Şöyle ki:

“Ord. Prof. Dr.” olmuş, fakat hiçbir zamân sahîh bir ilim adamı, dürüst bir târihçi olamamış, müseccel ikiyüzlü  bir siyâsetçi olarak ömrünü tüketmiş Yusuf Hikmet Bayur, 1933-1934'te Maârif Vekîli iken (1927 ve 1932'de de iki devre Riyâset-i Cumhûr Umûmî Kâtibi), Efendi'sinin tâlîmatı istikametinde, aslının yerini almak üzere (Elmalılı tercümesiyle) bir “Türkçe Kur'ân” neşrettirmeye, Elmalılı'nın hazırlanmış, fakat henüz basılmayı bekleyen Tefsîri üzerinde birtakım sû-i niyet mahsûlü tasarruflarda bulunmaya, “Öztürkçe ibâdet”in ve bu sâyede Kemalist “Dîn İnkılâbı”nın  yolunu açmaya çalışmaktadır. Rifat Börekçi'yle berâber bu Kemalist projeye direnen Akseki merhûmu Vekâletteki makamına dâvet eder ve aralarında aşağıdaki muhâvere geçer. Onun Akseki (ve dolayısıyle Börekçi) hakkındaki hükmü, onların sahîh îmân mahsûlü şahsıyetli tavırlarının bir delîlidir:

İrfânsız Maârif Vekîli (daha evvel Riyâset-i Cumhûr Umûmî Kâtibi) Prof. Yusuf Hikmet Bayur, Efendi'sinden aldığı tâlimâtla, Rifat Börekçi'nin sağ kolu mesâbesinde olan Ahmed Hamdi Akseki'yi, makamına çağırıp “Öztürkçe İbâdet Vâsıtasıyle Dîn İnkılâbı” projesinin tuzağına düşürmek için çok zorladığı hâlde, bu basîretli ve yüksek seciye sâhibi insan karşısında hezîmete uğramıştı… Resimde görülen dîğer irfânsız, Farmason (ve kuvvetli ihtimâlle Girit Sabataî Cemâatine mensûb) Maârif Vekîli Dr. Reşit Galip de, Efendi'sinin emriyle, Ocak 1932'de tatbîkıne başlanan “Dîn İnkılâbı” projesine nezâret etmekteydi… Bu ekipteki (hakkında daha evvel geniş mâlûmât verdiğimiz Ankara'nın müstebid Vâli ve Belediye Reîsi) Nevzad Tandoğan ise, Necat Locası'nda tekrîs edilmiş, 1934'te 33. Dereceye yükseltilmişti… Burada zikredemiyeceğimiz daha pek çok delîlle sâbittir ki bu “Dîn İnkılâbı” projesi, A'dan Z'ye bir Sabataî-Mason teşebbüsü olarak ortaya çıkmıştır…
*** 

 

 

“Türkçe Kur'ân mı var behey şaşkın?”

 

 “1933'lerde, T.C. Diyanet İşleri Reisi, Rifat Börekçi olduğu halde, bütün yetkiler Ahmed Hamdi Akseki'nin elinde idi. Kendisini Bakanlığa çağırdım. İsmail Hakkı İzmirli ile Şerefettin Yaltkaya'nın Arapçadan başka bir dille Kur'ân okunmasını caiz gören İmâm-ı Âzam'ın ictihadı ile ilgili yazılarını göstererek mezhebini sordum ve:

‘- Hanefî misiniz?' dedim.

Bu durumu farkeden ve çağrılış sebebini sezen Akseki, soruma sadece:

‘- Müslümanım!' şeklinde cevap verdi.

“Soruyu hangi biçime sokarak sorsam, hep aynı cevabı verdi.

“Bunun üzerine, Ebû Hanîfe'nin Arapçadan başka dillerle de namazda Kur'ân'ın okunacağı konusundaki ictihadı ile İsmail Hakkı İzmirli için:

‘- Hocamdır; ama isteğe göre fetva verir!' dedi.

“Şerefettin Yaltkaya hakkında bir şey söylemedi.

“İmâm-ı Âzam'ın ictihadı hakkında:

‘- O ictihadından rücu etmiştir; o ictihadını bırakmıştır!' dedi.

“Rücu söylentisinin asırlarca sonra uydurulan bir yalan olduğunu söyledimse de:

‘- Rücu etmiştir, Efendim!' sözünü tekrarladı durdu.

“Söylenecek bir şey kalmamıştı.

“[Elmalılı Tefsîri'nin Mukaddime'sindeki] ‘Hâşâ Türkçe Kur'ân!' cümlesinin çıkarılarak, [yine Mukaddime'de] onun yerine daha ağır bir cümle olan ‘Türkçe Kur'ân mı var behey şaşkın?' ifadesinin konulduğunu [konularak, Tefsîr'in 1936'da resmî neşriyat arasında çıktığını] gördüm.

“Böylece Akseki Hoca, Osmanlı Devleti'ni batırmış olan taassubun yeni bir örneğini vermiştir.” (Y. H. Bayur, “İbadet Dili”, Necati Lügal Armağanı, T. Tarih Kurumu Yl., Ankara, 1968 içinde, ss. 151-158; Necmi Atik, “Elmalılı'nın Kendi El Yazması İle Türkçe İbadet Konusundaki Makalesi”, İlâhiyat Araştırmaları Dergisi, Aralık 2016, sayı: 6, s. 12'den naklen)