Mustafa Kemâl’in hastalığı, ölümü, cenâzesi 179

“Madam, onun kızlarına Avrupa terbiyesi verecekmiş”

“(Köşk'te öğle yemeğinde) Atatürk ün sağında ağır giyinmiş 55 yaşlarında bir madam yer aldı. Beni de soluna oturttu. İsminin Baver olduğunu öğrendiğim bu madam daire müdiresi olarak İsviçre den getirtilmiş. Fransızca konuşuyor, uzun boylu, ağır başlı, kibar bir tavır gösteriyordu. Atatürk ün kızlarına Avrupa terbiyesi verecekmiş. […]

“Saat 20.30 da Atatürk tarafından yemeğe çağrıldım. Salonda müzik çalıyordu. Atatürk İsviçreli madam ve manevî evlât edindiği dört küçük kız ile yeşil oda da oturmuş neşeli neşeli konuşuyordu. Önünde bir kadeh rakı ile biraz leblebi vardı. Bana da karşısında yer gösterdi, bir kadeh te ısmarladı. […]

“Yaptığı valse herkes hayrân kalıyor”

“(Akşam) yemek arasında şarap ve sonunda şampanya içildi. Sofradan kalkınca, dans edelim dediler. Gramofon çaldı. Atatürk, Madam Baver i alarak güzel bir dans yaptı. Bunun adının fokstrot olduğunu [Tevfik Rüştü] Aras tan öğrendim. Biraz ara verildi. Madamı dansa kaldırmaklığımı işaret etti. ‘Hiç bilmem' dedimse de, ‘Olmaz, öğrenmek lâzım' diyerek Madam a ‘Paşa ya öğretiniz' buyurdular. […]

“Oyuna biraz ara verildi. Avrupa  balolarındaki çeşitli danslardan, gece eğlencelerinden konuşuldu. Avrupa son moda danslarını, fakat valsin daima kıymetini muhafaza ettiğini Madam anlattı. Atatürk bir vals çalınmasını emretti. Madam ı alarak o kadar güzel bir vals yaptı ki Madam da bizler de hayran olduk…” (Altay 1970: 392-395)

“Atatürk'ün kızları”

“(23 Ekim 1925) …Akşam geldi, (Atatürk,) beni yemeğe çağırdı. Salon oldukça kalabalık. Atatürk'ün kızları çeşitli renkte ipekli elbiseler ile O nun etrafını bir çiçek halkası gibi sarmışlar. Bu akşam Madam Baver de çok şıktı. Boyalı ve pudralı. Etekleri saçaklı siyah dekolte bir gece tuvaleti giymişti. Afet hanım da siyah renkli ve sırma işlemeli bir gece tuvaletini kendisine pek yakıştırmıştı. [Âfet Hanım, o esnâda 17 yaşındaydı…]

“Misafirler: Adliye Bakanı Mahmut Esat, İçişleri Bakanı Cemil, Milletvekili Salih, Saffet, Mahmut, Nuri, Atatürk'ün eniştesi Mustafa [Mecdi Boysan]. Atatürk sofrada madamı karşısına, beni de O nun sağına oturttu. […]

“Holde orkestra çalıyor. Yemek sırasında içki az içiliyor. […] (Yemekten sonra Madam) bir vals çaldırarak bana öğretmek istedi, beceremedim. Bunu gören Atatürk kalktı ‘Hala beceremiyorsun' latifesi ile Madam ı aldı, vals yaptı. Diğer davetlilere de kızları ile dansetmelerini söyledi. Kalkanların hepsi benim gibi acemi. Atatürk te ısrarla öğrenmelerini istiyor. Madam da onu şampanya sohbetinden kaldırdığından memnun. Çok geçmedi şampanya ısmarladı. Bardaklar dolaşınca oyun da kızıştı. Madam yanımdan geçerken ‘Sıhhatinin bozulmasından korkuyorum' dedi. Danslar alaturkalaştı. Hepimize el tutturarak hora teptirdi. Zeybek havası çaldırdı. Kimse beceremiyor, el ayak oynatarak dönüyorduk. Herkesi durdurdu. Kendisi tek başına güzel bir zeybek oyunu yaptı, hayran oldum. ‘Bu oyun, milletimizin erkek oyunu, kahraman oyunudur, bilmek lâzım' diyerek bizleri mahçup etti.

“Küçük kızların uykuları geldiğinden onları odalarına gönderdi. Gece yarısı olmuştu.

“Yakışıklı garson, kadın elbisesiyle numaralar yapıyor”

“Atatürk arkadaşlarına beni övmeye başladı, sıkılıyordum. […]

“Yakışıklı bir delikanlı olan garson Saib, güzel bir kadın elbisesi giymiş olarak ortaya çıktı, bazı numaralar yaptı. Eski orta oyunlarında erkeklerin yaptıkları zenne rolünü güya modernleştirmesi gibi birşeydi. Takdir edildi.” (Altay 1970: 397-399)

Hemen her gece “danslar, oyunlarla neş'e içinde geçiyor”

(24 Ekim 1925, akşam) Sofradan kalkınca mızıka ve dans havaları çaldırarak danslar ve alaturka oyunlarla davetlilerin neşesini artırıyordu. Bu gece şampanya yok. Saat 12 de herkese izin verdi. Beni biraz daha alıkoyarak genel surette askeri işlerden, biraz da Konya ahvalinden konuştu, sonra izin verdi. (Altay 1970: 401)

“Kızın yaptığı güzel numaraları seyre daldı”

“(26 Ekim 1925) Yemekten sonra gramofon çaldırdı. Yeni gördüğü genç bir artist gelerek alaturka oyunlar yaptıktan sonra işi alafrangaya çevirdi. Atatürk beğendi ve taltif için onunla dans etti. Sonra Recep Peker'e verdi; o da benim gibi henüz lâyıkı ile öğrenememiş; bir iki dolaştı, bıraktı. Bana işaret etti; kalktım, dans ederken biraz açık tutuyormuşum, gülerek ‘Kumandan, öyle olmaz, yapışacaksın' diye azarladı. Tekrar alaturka oyunlara geçildi. Atatürk, kanapeye oturarak kızın yaptığı güzel numaraları seyre daldı… […]

“Gecenin sonuna doğru Tevfik Rüştü Aras a Cumhuriyet Bayramı programının ana hatlarını söylüyor, fevkalâde azametli ve debdebeli olmasını, gece de Fresko da büyük bir balo verilmesini emrediyordu. (Altay 1970: 406-407)

“(27 Ekim 1925) (Akşam sofradayken) isminin Rasim Ferit olduğunu öğrendiğim şaşı gözlü bir doktor gelerek Atatürk ün elini öptü ve işaret edilen yere oturdu, konuşmağa başladı. Kendisi Mason imiş, sözleri de Masonluk hikâyeleri… […]

“Rasim Ferit, belediyede oy verirken kendisine fotoğrafını imzalattıran bir artistten bahsetti. Otelde görüşürken ne olur beni cebine koy Gazi ye götür dediğini öyle bir anlattı ki Atatürk yarın akşam al gel misafirlerimiz eğlensinler demekten kendini alamadı. Eniştesi Mustafa Bey de [Mustafa Mecdi Boysan] o getiremez, ben getiririm diyerek hizmet yarışına girişti, gülüştüler. Bizlere izin verdiği vakit saat bir olmuştu.” (Altay 1970: 408-409)

“Râfet Süreyyâ'nın çıplak hâlde serpanten dansları”

“(28 Ekim 1925) Akşam Çankaya ya döndüğümde, Atatürk ü sofrada buldum. Karşısında İnönü oturuyordu. Kendi sağında Konya Kız Öğretmen Mektebi Müdiresi Saadet Hanım, solunda isminin Refet Süreyya olduğunu öğrendiğim bir bayan oturuyordu. İnönü nün sağında Afet Hanım, (Konya kız öğretmen okulundan evlâtlığa kabulünü rica eden) S. Hanım bulunuyor. Diğer misafirler Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Ali Cenani, Rasim Ferit ve Tevfik Beyler. Gazi konuşuyor, sanattan bahsediyor, herkes dinliyor. Bir ara kalktı, müziğe vals çaldırdı. Refet Süreyya Hanım'ı dansa kaldırdı. Bu, dün akşam bahsi geçen artistmiş. Danstan sonra biraz oturulup içildi. Artist bayan bir paravananın arkasında soyundu; çıplak denecek bir halde ortaya çıktı; açık sarı ince ipekli bir mayo ve tül bir gömlekle serpanten danslar, Hindistan oyunları yaptı. Almanya da 9 sene bulunmuş, bu marifetleri öğrenmiş. 30 yaşlarında, dolgunca etli, bacaklarındaki mor mor lekeler morfinman olmak ihtimalini gösteriyor. Yemek neşeli geçiyor; içiliyor, konuşuluyor, alkışlar yapılıyor, arada bir hep birden dans ediliyor. Atatürk, Afet Hanımla da dans etti. Bu zarif genç, pembe ipekli dekolte tuvaleti ve güzel endamı ile göze çarpıyordu. […]