Mustafa Kemâl’in hastalığı, ölümü, cenâzesi 88

Niyon Îtilâfnâmesi, fevkalâde têsîrli oldu ve kısa bir müddet sonra, İtalya'nın da onu imzâlamasını tâkîben, Akdeniz'de korsan denizaltı mes'elesi nihâyet buldu. (Niyon Îtilâfı hakkında istifâde ettiğimiz başlıca kaynaklar: Îtilâfnâmenin Fransızca asılları: 1-  https://ihl-databases.icrc.org/dih-traites/WebART/335-500001?OpenDocument;30.11.2018; 2- http://olivier.hammam.free.fr/imports/conv-guerre/1937-2.htm; 30.11.2018; o devrin Le Matin, Le Petit Parisien, L'Express du Midi, Paris-Soir gibi Fransız gazeteleri;  René Pinon, “La Conférence de Nyon”, Revue des Deux Mondes, 1937, pp. 715-720; Sir Archibald Sinclair, “Le Problème méditerranéen”, Politique étrangère, no 3, 1939, pp. 229-238, https://www.persee.fr/doc/polit_0032-342x_1939_num_4_3_5625, 1.12.2018; Akşam gazetesinin Eylûl 1937 nüshaları)

 

Türkiye'nin, Hâriciye Vekîli Dr. Tevfik Rüştü Aras ve Cem'iyet-i Akvâm Nezdinde Dâimî Murahhas Necmeddin Sadak tarafından temsîl edildiği Niyon Konferansı, 10-14 Eylûl 1937 târihlerinde, İsviçre'nin Leman gölü kıyısında, Cenevre'ye yakın küçük Niyon şehrinde, yukarıda resmi görülen Niyon Şatosu'nda yapılmıştı…
***  

 

 

 

 

Îtilâfnâmenin -tartışma mevzûu- 4. Maddesi

Îtilâfnâmenin en mühim ve “Büyük Şef” ile “Râdife”si arasında zıdlaşmaya yol açan maddesi, üç Fıkradan müteşekkil Dördüncü Madde ve bunun da hassaten 2. Fıkrasının b) Bendi idi. Fransızca aslıyle:

“IV. Pour l'exécution pratique des décisions qui précèdent, les Puissances participantes sont convenues des dispositions suivantes:

“1) Dans la Méditerranée occidentale et le canal de Malte, exception faite pour la zone thyrrénienne où la surveillance pourra faire l'objet de dispositions particulières, cette exécution incombe en haute mer et dans les eaux territoriales des Puissances participantes, aux flottes britannique et française, suivant la répartition arrêtée entre les deux gouvernements.

“2) En Méditerranée orientale,

  1. a) Cette exécution incombe pour les eaux territoriales aux gouvernements intéressés, chacun en ce qui le concerne;
  2. b) En haute mer, exception faite pour la mer Adriatique, elle est confiée jusqu'à l'entrée des Dardanelles aux flottes britannique et française, suivant la répartition convenue entre les deux gouvernements, dans les zones où il y a lieu de craindre que la navigation ne soit en péril. Les autres Puissances participantes qui sont riveraines de la Méditerranée s'engagent à fournir à ces flottes, dans la mesure de leurs moyens, l'assistance qui leur serait demandée; elles les autoriseront notamment à poursuivre leur action dans leurs eaux territoriales ainsi qu'à user de ceux de leurs ports qu'elles indiqueront.”

Türkçesiyle:

“IV.1) Evvelki Maddelerde zikredilen karârların, -karakol faâliyetlerinin ayrı hükümlere tâbi tutulabileceği Tiren Denizi mıntıkası hâriç olmak üzere- Batı Akdeniz ile Malta Kanalında tatbîkınden, açık denizde ve iştirâkçi Devletlerin kara sularında, İngiliz ve Fransız Hükûmetleri arasında karârlaştırılan paylaşıma muvâfık olarak, bu iki Devletin donanmaları mes'ûldür.

“IV.2) Mezkûr karârların Doğu Akdeniz'de tatbîkı,

“a) alâkadâr her Devletin kara sularında, yine o Devletin vazîfesidir;

“b) Adriyatik Denizi hâriç olmak üzere açık denizde ise, bu vazîfe, deniz taşımacılığının tehlikede olmasından endîşe duyulan mıntıkalarda, yine İngiliz ve Fransız Hükûmetleri arasında karârlaştırılan paylaşıma muvâfık olarak, Çanakkale Boğazı girişine kadar, bu iki Devletin donanmalarına âiddir. Akdeniz'e sâhildâr olan dîğer iştirâkci Devletler, imkânları nisbetinde, bu donanmaların kendilerinden taleb edebilecekleri müzâherette bulunmayı taahhüd ederler; bu cümleden olarak, husûsen, bu donanmaların  kendi kara sularına girmelerine ve onların, yine kendilerinin tâyîn edecekleri limanlarından yararlanmalarına müsâade edeceklerdir.” (Kendi tercümemiz. -Başka kaynak belirtmediğimiz takdîrde, çalışmalarımızda kullandığımız bütün tercümeler, kendimize âiddir.-)

 

10-14 Eylûl 1937 Niyon Konferansı'nda, Konferansın Reîsi, Fransız Hâriciye Vekîli Yvon Delbos (1885-1956) konuşurken… İspanya'da dâhilî harbin devâm ettiği o devirde, Akdeniz'de korsan denizaltıların sebeb olduğu âsâyişsizliği nihâyete erdiren Niyon Îtilâfı, sâdece muâsır Avrupa târihinde değil, “Büyük Şef” ile Başvekîli arasında zıdlaşmaya ve netîce olarak Başvekîlin azline varan harâretli tartışmalar sebebiyle, Türkiye'nin siyâsî târihinde de mühim bir hâdise olarak yer aldı…
***  

 

 

 

İki Şef arasında sürtüşmeye yol açan mes'eleler

Elimizde, Niyon Îtilâfı vesîlesiyle Selef – Halef İki Şef arasında zıdlaşmaya varan tartışmayı anlamamıza imkân veren iyi bir kaynak var: Bu, Mustafa Kemâl'in Umûmî Kâtibi ve Vekîlharcı Hasan Rıza Soyak'ın Hâtırât'ıdır. Bunun ikinci cildinde (ss. 657-682), İki Şef arasında Niyon münâsebetiyle teâtî edilen bütün telgraf metinleri ile bâzı açıklayıcı bilgilere yer verilmiştir. (Bu hâdise esnâsında, “Büyük Şef”, Florya'daki Deniz Köşkü'nde, Başvekîl, Ankara'da bulunmaktadır ve Niyon mes'elesini, sonuna kadar, bir araya gelerek yüz yüze görüşmemişlerdir.)

Bunlar üzerinde dikkatle düşünüldüğü zaman, aralarındaki fikrî tartışmanın ve onu tâkîb eden şahsî sürtüşmenin birkaç mes'eleyle alâkalı olduğu anlaşılıyor:

Birincisi, Îtilâfnâmedeki “assistance (asistans): müzâheret” kelimesiyle “assistance militaire (asistans militer): askerî müzâheret” mânâsının kasdedilip kasdedilmediğidir.

İkincisi, bir tarafın Dr. Aras'ı taltîf, dîğer tarafın onu tâzîr etmesidir.

Üçüncüsü, zımnen, Devlet Reîsinin mi, yoksa Başvekîlin ve İcrâ Vekîlleri Hey'etinin mi otoritesinin üstün olduğu, tâkîb edilecek Devlet siyâsetinde hangisinin birinci derecede selâhiyet sâhibi olduğudur. Bu mes'elelerin ve bunlardan doğan çatışmanın îzâhâtı aşağıdadır.