05 Ekim 2016

‘Müzakere mi, yoksa hapsedilme mi?’

Lozan hakkında umumi değerlendirme - 7

Sevr'e iştirak eden Murahhaslardan biri olan Operatör Cemil Paşa, pek geniş tafsilat vermekte ve Sevr'in imzalanması şartını şöyle anlatmaktadır:

“Avrupa'ya eski Sadrazam Tevfik Paşa'nın riyaseti altında gönderilecek Murahhas Heyetinin azası meyanında ben de vardım.
Yola çıktık. Yanımızda İngiliz. Fransız ve İtalyan devletlerinin güya seyahatimiz esnasında muâvenet etmek üzere bize terfik ettikleri irtibat zabitleri bulunuyordu. Uç hükümetin de birbirine itimat ve emniyeti olmadığından, hepsi bu suretle yanımıza birer tarassut memuru koymuş bulunuyorlardı.

Göz hapsine alınmış bir halde ve yolda hiç kimse ile görüşmeden Paris'e vardık (1 Mayıs 1920). Fakat Fransızlar Heyetimizi Paris'teki bü yük istasyonda indirmediler. Herkes dışarı çıktıktan sonra treni tekrar hareket ettirdiler. Gerisin geri gittik.

Diğer bir şimendifer yolundan adeta mahfuzan Versay'a vardık. Orada “Hotel de Reservoires” denilen tarihî bir binaya indik.

Fransızlar, Alman murahhaslarını da galiba bu otelde misafir etmişler, içeriye biz girdikten sonra, kapıya da süngülü bir asker konuldu. Bu suretle Fransa, misafirperverliğini bizden esirgememiş oldu! Lâkin ‘'misafirperverlik” sözü sizi yanıltmasın. Otel masraflarını biz ödüyorduk! Ve sıkı bir kordon altına da alınmıştık. Değil Paris'e gitmek, hatta yanımızda bulunan Versay bahçesine bile çıkmamıza müsaade etmiyorlardı. Nerede kaldı ki, herhangi bir şahıs ile münasebette bulunalım ve görüşelim! Esaret hayatımız ertesi güne kadar devam etti. Fakat artık sabrımız kalmamıştı. Vaziyeti protesto ettik, irtibat zabitlerine:

“Dünya siyaset tarihinde, şimdiye kadar bir hey'et-i murahhasaya bu tarzda muamele yapıldığı görülmemiştir” dedik. “Biz, buraya hapsolmaya mı geldik, yoksa sulh konferansında bulunmaya mı?”

Nihayet, Klemanson'un lütfen bize eylediği müsaade neticesinde serbest olduğumuzu bildirdiler! Meğer Alman murahhaslarından bu hudutsuz âtıfeti de esirgemişler! Zavallılar, Fransa'da bulundukları müddetçe, aynı binada oturmak, fakat ne içeri ne dışarı çıkmamak ıztırarında kalmışlar! Ve ne de bir ferd ile görüşebilmişler!

Eski hanlara benzeyen ve otel adı verilen nesne de güzel bir bina olsaydı, yüreğimiz yanmazdı! Orada her yer pis ve bütün eşya eski idi. İnsan, böyle bir binada uzun müddet oturmak mecburiyetinde kalsa, mutlaka çıldırırdı! Birkaç gün sonra, İtilâf Devletlerinin murahhasları gene Versay'ın tarihî salonunda bizi kabul ettiler. Loyd Corc, Klemanson ve o devrin hemen hemen bütün diplomatları hazır bulunuyorlardı, içeri girdiğimiz zaman ayağa kalkmak nezâketini lütfen gösterdiler Çünkü Alman Murahhas Heyetini de aynı salonda, ayru vaziyette kabul etmişler, fakat kılını kıpırdatan bile olmamış (Bunu o zaman Fransız Hariciye Nezareti Protokol Şefi olan Mösyü Fukiver söylemişti)! Bize de aynı hakaret yapılmamakla beraber, hepimizi husûsî surette hazırlanmış ve salonun bir kösesine yerleştirilmiş bulunan kürsü gibi bir yere çıkardılar! Halbuki ben, sulh konferansı için ayrılmış olan salona girince, yeşil çuha örtülmüş büyük bir masanın etrafında toplanacağımızı, İtilâf Devletleri murahhaslarıyla karşı karşıya oturacağımızı ve muâhedenin her maddesi için ayrı ayrı müzâkere ve münakaşada bulunacağımızı zannediyordum.

Meğer bu bir hayalden ibaretmiş ve hakikat, acı hakikat başımıza inen bir tokmak gibi bu hayali silip süpürecekmiş!

Nitekim heyeti hâkime huzuruna çıkan bir maznun gibi muamele görüyor ve muâhedelerin maddeleri etrafında münakaşa ve müzâkere etmek yerine bir ültimatom alıyorduk!

Bakınız, kısa bir vakfeden sonra, elinde bir tomar kâğıt olduğu hâlde ayağa kalkan Klemanson ne diyordu: “Efendiler! Siz de harbe, sebepsiz girdiniz. Çanakkale'yi yıllarca kapattınız. Muharebenin dört sene uzamasına, milyonlarca insanın ölümüne sebebiyet verdiniz! Bundan dolayı, bugün size teklif etmekte olduğumuz muahede şartları çok ağırdır, içindeki maddeleri asla müzâkere ve kat'iyyen münakaşa etmeyeceğiz! Onların bir kelimesini bile değiştirmeyeceğiz! Kül hâlinde ve aynen birkaç gün içinde tetkik ettikten sonra- kabul eylemenizi istiyoruz!”

Klemanson'un bu sözlerinden sonra muâhede metnini, daha doğrusu idam hükmümüzü hâvi dosyayı bize uzattılar. Tevfik Paşa ayağa kalktı, verilen bir deste kâğıdı eline aldı. Fakat zavallının zaten titrek olan vücudu zangır zangır oynamaya başlamıştı...3(Operatör Cemil Paşa, Canlı tarihler 2, İstanbul 1945, s. 133-134)

lozan 1. konferansi
Lozan Barış Konferansı I. Dönem çalışmalarına katılann Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti temsilcileri. Oturanlar soldan sağa: Reşit Saffet Atabinen, Zülfü Tigrel, Dr. Rıza Nur, İsmet İnönü, Zekai Apaydın, Veli Saltık, Muhtar Çilli, Münir Ertegün Ayaktakiler 1. sıra soldan sağa: Atıf Esenbel, Yahya Kemal Beyatlı, Ruşen Eşref Ünaydın, Mustafa Şeref Özkan, Tahir Taner, Tevfik Bıyıklıoğlu, Seniyettin Başak, Zühtü İnhan, Hikmet Bayur, Fuat Ağralı, Hüseyin Pektaş Ayaktakiler 2. Sıra: Cevat Açıkalın, Sabri Art uç, Mehmet Ali Balin, Şevket Doğruker, Süleyman Saip Kıran, Celal Hazım Arar.

karikatur1    karikatur2
Lozan Konferansı'nın açılışında Derso'nun çizdiği karikatürlerden 1-İsmet İnönü, 2-Venizelos, 3-Poincare, 4-Mussolini
 YETKİ BELGESİ (SALAHİYETNAME)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Hariciye Vekili (Dışişleri Bakanı) olup aynı mecliste Edirne
Mebusu bulunan ismet Paşa, mezkur hükümeti Lozan Konferansında temsil edecek olan murahhas heyetin yetki-belgesireisliğine tayin edilmiştir.

Müşarünileyh(adı geçen), Türkiye ile Muttelik Devletler ve Yunanistan ile sulh muahedesini (barış antlaşması) ve Türkiye ile komşu olup gerek Boğazlar meselesi, gerek Şark'i(Doğu) Trakya hudutlarıyla alâkalı diğer devletlerle muahedeleri müzakere ve akdetmekle tavzif olunmuştur. Bu suretle müşarünileyh bütün muahedenâmeleri, mukavelenameleri, itilâfnâmeleri imza salâhiyetini haizdir. Buna binaen iş bu salâhiyetnâme kendisine tevdi kılınmıştır.

Ankara, 31 İlkteşrin(Ekim) 1922
İcra Vekilleri Heyeti Reisi(Başbakan) Hüseyin Rauf (Orbay)

 YETKİ BELGESİ (SALAHİYETNAME)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Hariciye Vekili olup aynı mecliste Edirne Mebusu bulunan ismet Paşa, bu kere yeniden Lozan'da toplanacak olan konferansta mezkur hükümetin murahhas heyeti reisliğine tayin edilmiştir.

Müşarünileyh, Türkiye ile Müttefik Devletler ve Yunanistan ile bir sulh muahedesini ve Türkiye ile komşu olup gerek Boğazlar meselesi, gerek Şarkî Trakya hudutları ile alâkalı diğer devletlerle muahedeleri müzakere ve akdetmekle tavzif edilmiştir. Bu suretle müşarünileyh bütün muahedenâmeleri, mukavelenameleri, itilâfnâmeleri imzalamak salâhiyetini haizdir.

Ankara, 10 Nisan 1923 İcra Vekilleri Heyeti Reisi Hüseyin Rauf (Orbay)

Devamı yarın...