Nöbet

-Ruzname'den-

“… çoğu yerde karanlık zamanlar yaşanıyor.”

Bu kelime öbeği, Andrew Graystone'un dile getirdiği cümlelerin dikkat çekici bir parçası.

Aslında bunun hepimiz bir parça farkındayız ve Graystone gibilerin, durduk yere kimseyle kan çatışmasına girmek gibi derdi olmayanların, “bizim” gibilerin ve mazlum konumunda olanların kontrolünün çok dışında bir şeyler oluyor dünyada.

Namaz kılmakta olanlara ateş açılıyor. Ve o sabah, gayri Müslim çoğunluğun içinde sorun yaşamadan geçinip giden, kendi hâlindeki Müslümanların caminin yeşil halıları üzerindeki görüntüleriyle karşılaşıyorsunuz.

Cami, dünyada sesi az çıkan ve bir şeylerin hep yolunda gittiğine inanılan yerde, Yeni Zellanda'da olunca hepimiz (yani yukarıda saydıklarımı içine alan hepimiz) bir parça daha tedirgindik artık.

Graystone, “… çoğu yerde karanlık zamanlar yaşanıyor. Dünyada çok kötü şeyler oluyor. (…) Dünyada çok fazla korku var.” derken bir İngiliz vatandaşı olarak bile kendini yalıtılmış bir cephede göremiyordu artık. Bu durumda “hepimiz” olarak devamlı bir cephede olma hâlini yaşamak ve her an hedefe konmak gibi bir tedirginliğin tecrübesini paylaşıyoruz. Zaten buna mecburuz… 

Yeni Zellanda'da yaşananlardan kısa zaman sonra, gayri Müslim yerli halkın camilerde nöbet tuttuğu görüldü medyada. İnanıyorum ki bu manzaralar Müslüman âleminin yüreğine su serpti. Komşular, didiştirilmeye uğraşıldığı hâlde buna aldırış etmemişti. Tek kurşunla başlayan büyük savaşların tecrübesini yaşamış bir dünyada, galeyan dediğiniz hadiseyi gündeme getirmeye yeltenen referanslar, halk aldırış etmeyince çürümüşe benziyordu. Halkın samimi yaklaşımı, yönetimlerin sürüncemeli politikalarından ve geciktirilen adaletten çok üstündü.

Londra'da yaşayan Graystone, saldırının akabinde evine en yakın camiye gitmiş, taziyelerini iletmek istemiş. Bunu yapmaya çekindiği için “Sizler benim arkadaşımsınız. Sizler namaz kılarken nöbet tutuyor olacağım” yazan kâğıtla beklemeye başlamış. İçeride imamın hutbesine konu olmuş ve namazı bitiren cemaat çıkışta ona gülümseyip elini sıkmış.

Bütün bunları okuyup da kendiliğinden gelişen bu yaklaşımın abartısız yansımasını görünce, vitrinin bir parçası olduğu için kalemini satıldığı merkez adına halkı kışkırtıcı manipülasyonlara adayanları, bitmez tükenmez ve aynı ölçüde tesirsiz tekrarları, kendini de okuyucu ile birlikte kandıran kalem erbaplarını, yaptığı her hayrı görüntületip her türlü medya organından pazarlayan tadı kaçmış aktivist özentiliğini, yeni bir şey söyleme yarışının yeni bir şey göstermeye indirgenmesini, sırf başka telden çalmak için parlak fikir yarışına girerken azalan suretleri düşünmeden edemedim.

Acıyı, trajediyi, haksızlığı, zulmü, savaşı, işgali ve hemen ardından kimi zaman gelişen yukarıdakilere benzer iyi şeyleri tarif ederken kullandığınız kelimeler önemli. Öyle ki, bunun çok sonra fark ediyorsunuz. 15 Temmuz kalkışmasından sonra “nöbet” kelimesinin kanımızı ısıtan bir karşılığı vardı. Gönülden gelen sivil bir destekti. Yeni Zellanda'daki olayın ardından gündeme gelen cami nöbetleri ve buna kaynak teşkil eden bakış açısı da son derece fedakârane.

Vatan nöbeti, kendinize ait olanı, toprağınızı, birliğinizi, bütünlüğünüzü, huzurunuzu, istikrarı sahiplendiğinizi ve onu muhafaza etmeyi anlatan, kutsiyet atfedilen bir çaba. “Cami nöbetleri” ise dinî ve belki millî kimlik olarak ayrıştığı hâlde ve üstelik uluslararası hukuka göre “kendinden” olan tarafından hor görülmüşleri, katledilmişleri, huzuru çalınmışları sahiplenme çabasını anlatıyor.

Ve nöbet kelimesi -politika ve adalet sistemini aşan bir duyarlıkla- bir kere daha anlamını buluyor. Huzurunu muhafaza etmek için en tepeden deklare beklemeyenleri, dünya huzuru safsatasıyla yapılan işgalleri ve her türlü şiddet uygulamasını reddedenleri de içine alıyor artık.

***

Künye: Nöbet, Arapça nevbet kelimesinin dönüşmüş hâli. Koruma ve kontrol için sıra ile belirli süre bir yeri bekleme işi ve sıra ile yapılan görev, iş anlamına geliyor. Bir diğer anlamı; hastalık sebebiyle titreme, yüksek ateş ve ayrıca zaman zaman tekrarlayarak kendini gösteren fizyolojik bozukluklar bütünü. (TDK Türkçe Sözlük)