06 Kasım 2015

Ödev: Yeni anayasa ve başkanlık

1 Kasım seçimleri de bitti nihayet. 5 aylık fetret devrinden sonra Ak Parti tek başına iktidar oldu. Peki, millet Ak Parti'ye ve diğer partilere bu seçimde ne mesaj verdi. Siyasi partiler bu mesajı nasıl görüyorlar? Bu mesaja ne cevap verecekler bunu zaman gösterecek lakin görünen şu ki, Türkiye'de siyaset değişmek zorunda.

Ak Parti, Başkanlık, yeni Anayasa, yeni güvenlik politikası ekseninde seçime girdiğini ilan etmişti. 2002 yılı ruhuna döndüğünü ilan ederek ciddi manada destekte gördü.2002 de kendisine oy veren sağcıların, İslamcıların ve dindar Kürtlerin büyük kısmının oyunu tekrar geri kazandı. Gerçi bu geri dönüşte adayların çok büyük etkisi olmadı, bunu net görmek lazım. 7 Haziran seçimlerindeki listeyle de girmesi durumunda yine bu sonuç elde edilebilecekti.

Ak Partinin önümüzdeki süreçte Sivil Anayasa çalışmalarını yeniden başlatarak işe başlayacaktır. Bu Anayasanın en önemli başlıkları demokratikleşme ve Başkanlık olacaktır. Kime göre başkanlık, Amerikan modeli mi? Meksika modeli mi? Yoksa Fransa tarzı yarı Başkanlık mı? Ya da daha değişik olmak üzere Türkiye modeli mi? Gerçi zaten değişken bir modelle karşı karşıyayız fiili başkanlık zaten uygulanıyor ve bunu dünya da kabul etmiş, seçmen de onaylamış durumda. Seçmen %50 oy vererek, Dünya liderleri de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı arayıp tebrik ederek bunu gösteriyorlar zaten. Kime göre olursa olsun bir şekilde başkanlık var… Sadece adı konacak.

Büyük korkulara gerek yok, halk ben korkmuyorum, Başkanlığı istiyorum dedi. 7 Haziranda tıkanan sistemi 1 Kasımda açtım ama bir daha açmayabilirim, dedi. Hem korkuya gerek var mı? Her şey seçimle değişmiyor mu? İktidara talip olan %50,01'i alır diktatörü (!) değiştirir ve yeni diktatör olur biter… Nasıl diktatörlükse seçimle değişiyor. Kimsenin elinde de kalmıyor. Belki esas korku Ak Partinin değişim ve dönüşümcü gücünü yenmeye gücü olmayan yapıların korkularının dışa vurumudur.

Türkiye'de hiç şüphesiz İslamcıların, Kürtlerin, Alevilerin ve hatta diğer etnik unsurların hala problemleri var. Ak Parti bunları çözebilecek gücü elinde bulunduruyor ki, bu güç onu iktidara taşımaya devam etti. Doğru teşhis ve doğru adımlarla bunları çözecek Ak Parti başında kim olursa olsun 2071 hedefine emin adımlarla yürüyecektir. İktidarda bu kadar uzun kalınır mı, sorusuna en güzel cevap yarım yüzyılı aşkın süre İngiltere de iktidarda kalan İşçi Partisi örneğidir. İşçi partisi Kraliçeyi devirmemiş, adı da diktatör filan olmamıştır.

Türkiye 1 Kasımda ayağına takılmak istenen zincirleri kırmıştır. Önü açık, iktidarıyla muhalefetiyle geleceğe yönelik adımla atmak zorundayız. Aklıselimle hareket edip, ülkenin sorunlarını çözmek zorundalar. Önümüzdeki 4 yıl boyunca seçim yok. Popülizme gerek yok. Tüm sorunlara siyaset üstü yaklaşımlarla çözümler arama zorunluluğu var. Kimse seçmenin aklıyla alay etmeye kalkmamalı, seçmen koyun olmadığını iki seçim arasında zaten ispatladı.

Siyaseten rahat, mesai olarak zor günler siyasetçileri bekliyor. Haydi, daha güzel günler için çalışma zamanı. Tembeli Allah'ta sevmez.

Sizi takip ediyoruz, Unutmayın…