13 Kasım 2017

Okullar eğitim için mi, yoksa öğütüm için mi?

Hiç bitmeyen gündem, eğitim sisteminin durumu, ne olacağı…

TEOG, sınav ve yerleştirme sistemi gibi konular tartışılırken, hangi okula gidileceği gibi eğitim sisteminin çocuğumuzun maddi istikbaline yönelik kısmı, ebeveynleri haklı olarak rahatsız ediyor.

Ancak nedense okullarda yaşanan ve artık alarm verecek düzeye gelmiş olan, cinsel taciz, şiddet, kötü alışkanlıklar, markalara ve internete dayalı bağımlılıklar, çarpık sosyal ilişkiler, amaçsız ve ahlaksız kalmış bir öğrenci kitlesi gibi daha önemli konuların gündeme gelmeyişini, neredeyse hiç rahatsızlık uyandırmayışını hayretle karşılıyorum.

Okullarda şiddetin geldiği boyutu gösteren Türk-Eğitim Sen tarafından yaptırılan anketin sonuçları ürkütücü. 9.10. ve 11. Sınıf öğrencileri üzerinde yapılan ankete katılan öğrencilerden %13,3'ü fiziksel saldırıya maruz kaldığını, %16,4 üde tehdit edildiğini söylemişlerdir. Ayrıca öğrencilerin %90,8 düzenli dizi seyrettiklerini ve %68,2 si okulda dizi karakterlerine özenerek davranış ve karakter oluşturan öğrenciler olduğundan bahsetmişlerdir. (2015)

En son Rize'nin Pazar ilçesindeki bir okulda meydana gelen cinayet ise oldukça vahim ve düşündürücü. 16 yaşında B.K. adındaki öğrenci, ders esnasında Emir Taş isimli arkadaşını, boğazını keserek öldürmüş, ardından da bıçağı kendi boynuna saplamıştı. Kendisi halen yoğun bakımda ağır yaralı olarak bulunuyor. Cinayeti işleyen öğrencinin paylaşımlarından, telefon, bilgisayar ve çevresinden edinilen bilgilere göre, “Testere” ve “V for Vandetta” filmlerindeki, ayrıca bağımlısı olduğu “Assasin's Creed” isimli seri katil oyunundaki karakterlerle kendini özdeşleştirdiği görülüyor.

Şimdi bu tür film ve oyunlara yasak ve kısıtlama gelse “özgürlüğüme dokunma” diye sokaklara inen binlerce zombileşmiş kişi çıkar ne yazık ki…

Cinayet ve şiddet ile birlikte neredeyse her gün medyada bir okul tacizi haberi yer alıyor…

“Haymana Nuri Bektaş Anadolu Lisesi Müdürü S.K.'nın erkek öğrencilere cinsel tacizde bulunduğu iddiaları neticesinde savcılık, resen soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında 5 öğrencinin ifadesine başvuruldu.” (15.02.2017, Sabah)

“Evli ve iki çocuk babası olan emekli okul müdürü Adil Ş.'nin 6 kız öğrenciye pornografik film izlettiği belirtilmiş, cinsel taciz ve istismarda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Gözaltına alınan okul müdürü, ardından serbest bırakılmış ve hakkında yeniden tutuklama kararı çıkmıştı. İzmir Menderes'te 6 öğrencisine cinsel istismarda bulunan okul müdürü 82 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.” (13 Temmuz 2017, İHA)

“Düzce Adnan Menderes Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, skandal iddialarla çalkalandı. İddialara göre, okulda eğitim gören kız öğrencilerden 17 yaşındaki M.A. ve İ.T, okul müdürü Salim Y.'nin tacizlerine maruz kaldı. Skandalla ilgili soruşturma başlatıldı.” (11 Eylül 2017, Takvim)

“Ankara Haymana'da bir lisede müdür S.K. 100'e yakın erkek çocuğa cinsel istismar ettiği iddiasıyla görevden uzaklaştırıldı. Skandal olay çocukların istismarcı müdürü BİMER'e şikâyet etmesiyle ortaya çıktı.”

Maalesef onlarca sene öncesine bile gittiğimizde, benzer rezillikte yüzlerce habere rastlamak mümkün. 

MEB Bakanı İsmet Yılmaz'ın yeni açıklaması ise, bu vahim tabloyu onaylar nitelikte: “Cinsel taciz suçundan dolayı, 1655 devlet memuru işinden çıkarıldı, 16 kişinin kademe ilerlemesi durduruldu, 10 kişiye de aylıktan kesme cezası verildi.” (08.11.2017)

Bu rakamlara devlet memurları dışında diğer çalışanlar ve öğrencilerin kendi aralarındaki vakalarda eklenince tahmin edilenden çok daha büyük bir çöküntü içerisinde olduğumuz kesin.

Şimdi soruyorum, 1 sapık üzerinden sadece Ensar Vakfını değil, az-çok İslami hassasiyeti olan bütün eğitimcileri ve kurumları suçlayan kişi ve kesimler neden sessizler? Cevabı basit, zaten onların derdi hiçbir zaman evlatlarımız olmadı ki…

Onların dertleri:

“Yeter ki laik ve karma eğitim devam etsin.

Tek tipçi, ezberci, ideolojik sisteme bir şey olmasın.

Gençler, müfredatlara, sınavlara, sistemlere kurban gitsin; yetenekleri, hayal güçleri sınırlı kalsın.

Yıkıcı sanayileşme, boğuk şehirleşme, faiz ve rant sistemi bozulmasın. Bu sistemlere lazım olan insan ihtiyacı sağlansın.

İnsan, inanç ve değer merkezli milli sistemler ortaya çıkmasın, gelişmesin.

Aman nesiller heba olsa da, doğal liderler ortaya çıkıp toplumlara yol gösterici olmasın.”

Hadi onların şuurlu veya şuursuz bir şekilde kime ve neye hizmet ettikleri belli de;

Ebeveynlerdeki bu sessizlik, bu kayıtsızlık neden?

Bütün bu rezillikleri bile bile:

“Yeter ki evladım iyi bir okulu bitirip, bol paralı bir işe kavuşsun.” diye düşünüyorsak, tek derdimiz bu kaldıysa, toplum olarak uçurumun kenarına yakınız demektir. Allah sonumuzu hayır etsin. (Amin)

Okul davasına gardaş, bu kıydığın evladın senin.