17 Şubat 2018

Ömer Bilal Akpınar

Safranbolu'da bir yiğidin cenazesi sonsuzluğa tevdi edildi. Zeytin Dalı Harekâtı'nın 19'uncu gününde 7 Şubat'ta şehit olan ve cenazesi geçen perşembe günü Karabük'te toprağa verilen 22 yaşındaki Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar, Karabük'e ve Safranbolu'ya o tarihi beldeye yakışır şekilde mahşeri bir kalabalık eşliğinde yolcu edildi. Bir Safranbolulu olarak, tüm şehitlerimize olduğu gibi, bu kahraman şehidi gözyaşları ve dualarla edebi hayatına yolcu ederken iftiharla hüznün kol kola eşlik ettiği duyguları yaşadık/yaşandı. Aslan ocağından aslan it ininden it yetişir. Safranbolu gibi tarihi derinliği olan bir şehrin böyle güzel yürekli aslanları yetiştirmesi yeni de şaşırtıcı da değildir. Kendini unutan varsa bunlar hatırlama vesilesidir aynı zamanda.

100 yıl önce düşman yine hançerini vatanın sinesine dayamışken Safranbolu'dan nice yiğitler vatan için şehit oldular, gazi kaldılar. Ömer Bilal Akpınar bu şehitler ve gaziler yurdu vatandan Karabük/Safranbolu'dan sonsuza yürüyen yiğitler kervanının son üyesi oldu. Onun şehadeti, bir asır önce Safranbolu Hacılarobası köyünden Yemen'e gidip 4 yıl savaştıktan sonra tebdili hava ile geri gönderilen, öldü ölür denirken Allah'ın yol vermesi ile hayata tutunan akabinde dört yıl da İstiklal harbinde savaşan Dabazların İbrahim gibi gazileri ve yine aynı aileden Çanakkale'de şehit düşen Ömer'i hatıra getirdi. Buna benzer nice hatıralar, bölge insanın tarih şuurunda kendisini inşa ettiği böyle nice şehitler ve gaziler bizi bir tarihin, vatanın ve şuurun parçası kılarak inşa eder ve geleceğe yürütür. İşte bunca şehit ve gazi silsilesine bir kahraman daha katıldı; bu topraklar için kan döken şuurun değişmediğini vasiyetiyle de ortaya koyan Ömer Bilal AkpınarKardeşim bu savaş haç ile hilalin, imanla inkarın, hak ile batılın, küfür ve tevhidin savaşıdır…  sözleriyle Türkün azim ve kaderindeki değişmeyen saldırı ve buna karşı dayanma azmini gösterdi. 100 yıl önceyle sonra da değişen bir şey olmadığını da bize anlattı. Ruhun şad olsun!

Bu uğurda arkada bekleyenler vatan için unutulur. Tankın üzerinden kızılelmaya gidiyorum ailem beklemesin diyen yiğitte de öyleydi. Bu cümleden Ömer Bilal Akpınar'da helallik ister, anadan yardan serden geçer, canı cananı bütün varımı alsın da Huda tek etmesin beni dünyada vatanımda cüda mısralarının tam karşılığı oluverir: …anneme, babama, kardeşime, Nur'a söyleyin üzülmesinler kesinlikle, hayatlarının geri kalanını rahat geçirsinler… Nur'a söyleyin ben ona doyamadım. Ama eğer gidersem hakkını helal etsin. Üzülmesin, öbür tarafta birbirimize kavuşacağız inşallah…  Ruhun şad olsun.

Vatanından cüda olmak istemedin… Vatan için can veren ister ki sonsuzluğa kadar vatanda yatsın ve vatanı oradan beklesin. Şehitler için ölüler demeyin onlar diridirler. Ömer Bilal Akpınar, değerli hemşerim, can kardeşim sen ölmedin dirildin bizler ise yaşayan ölüler olarak ardından gözyaşları dökerek seni uğurladık. Sen, Beni Safranbolu'ya gömsünler kardeşim… diyerek o mahşeri kalabalık eşliğinde sadece vatana değil gönüllerimize de gömüldün. Mekânın cennet, yoldaşın pirler olsun, sana aguşunu açmış bekleyen Peygamberle vuslatın mübarek olsun! Kızılelmanın müjdesi şehadetinle vatanımızı, bu şehitler yurdunu hilal için, iman için, hakk için, tevhid için daha çok yaşanılır kıldın. Senin adına ilham olan Hz. Ömer'in Dicle kenarında bir kurt koyunu yese, Allah adaleti gelir onu Ömer'den benden sorar dediği şuurla sen de Fırat kenarındaki çakallara dur demek için şehadete yürüdün, mübarek olsun!
Ruhun şad olsun!

Senin asıl mirasın, Yemen, Çanakkale ve Milli Mücadele'deki şehit ve gaziler gibi, senden sonra geleceklere bıraktığın şuur ve vatan sevgisidir… Şehitler ölmez vatan bölünmez…