18 Aralık 2015

“PAKET” edilen polislerin son umudu: AYM!

Hikayenin özeti; Fetullahçı Müdürler ihraçla sonuçlanan disiplin soruşturmasını yürütmüş, İç Güvenlik Yasası'na güya Fetullahçıları teşkilattan uzaklaştırmak için eklenen Geçici 28. Madde ile de Fetullahçıların hedefe koyduğu yüzlerce isim teşkilattan uzaklaştırılmıştır.

Devletin “kılcallarına sızmış”, “iliklerine işlemiş” örgütlerle mücadelede, örgütün kripto mensupları eliyle direnç sergilemesi gayet doğal.

Öyle olmasa bile, bürokrasiye hakim örgütlerin tasfiyesinde, ne kadar ihtimam gösterirseniz gösterin, kurunun yanında yaş da yanar. Örgütten tamamen kurtulmak için “gerekiyorsa yaş olarak yanmaya hazırım” diyen yüzlerce mail bir yana; Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele sürecinde de bunları yaşıyoruz.

Ancak FETÖ ile mücadelede, öyle bir noktaya ulaşılmış ki; bırakın kurunun yanında yaşın yanmasını, yaş yananlar kuruların sayısını 2'ye 3'e katlamış neredeyse.

Bakın bir örnek aktaracağım size. İçişleri Bakanlığının ve Emniyet Genel Müdürlüğünün bu konuda çok ivedi tedbir alması gerektiğini ortaya koyan bir örnek…

Gectiğimiz Nisan ayında büyük tartışmalar sonrası, “İç Güvenlik Paketi” olarak bilinen, bir torba yasa yürürlüğe girdi. Torba yasa maddelerinden biri de Emniyet Teşkilatı Kanununa eklenen Geçici 28. Madde.ydi.

Söz konusu madde aynen şöyle: “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geriye dönük son 5 yıl içerisinde yetkili disiplin kurullarınca meslekten men cezası alması gerekirken 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gereği ceza verme yetki süresi zamanaşımına uğradığı için cezalandırılamayan Emniyet Teşkilatı personeli Devlet Personel Başkanlığı tarafından diğer kamu ve kuruluşlarına nakledilir.”

Maddenin temel amacının, emniyet teşkilatını, yasa dışı dinleme yapan Fetullahçı polislerden temizlemek olduğu biliniyor. Çünkü bu polislerin yapmış olduğu iddia edilen yasa dışı dinlemeler 2007-2012 yılları arasında yapılan dinlemelerdi. Yıllar sonra rüzgâr tersine dönünce açılan soruşturmalar, bu memurlara ihraç cezası vermeye muktedir değildi. Zira; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa göre; bir suçun üzerinden her ne suretle olursa olsun, 2 ve daha fazla yıl geçmesi halinde, o suça ilişkin herhangi bir idari ceza uygulanamıyordu. Dolayısıyla bu emniyet mensuplarına herhangi bir ceza veremeyen EGM ve Bakanlık, bu personeli teşkilattan uzaklaştırmak için yukarıda aktardığım Geçici 28. Madde formülünü üretti.

Buraya kadar herşey çok normal gibi gözükse de; maddenin yürürlük uygulamasında, paralel yapıya mensup olmayan yüzlerce teşkilat mensubu ve ailesi de mağdur edildi.

Nasıl mı? Söz konusu bu maddeden muzdarip yüzlerce emniyet mensubunun tamamını anlayabileceğiniz tek bir hikaye anlatayım:

Bir teşkilat mensubunun grup amiri ile telefon kayıtlarına dayanan olayın tarihi 2008. O yıllarda, söz konusu grup amiri farklı bir konudan dolayı İstanbul Organize Şube tarafından dinlenmektedir. Olaya konu konuşma, her yere çekilebilecek türden genel bir konuşmadır. Ve bu konuşmalar üzerine, İstanbul Organize Şube, bu olayı örgütlü bir suç gibi değerlendirip, telefon kaydı çıkan polis memurları, grup amiri ve sivil kişilerden oluşan 77 kişi hakkında organize suç örgütü kurmaktan dosya hazırlar.

Her ne hikmetse, bu dosya, 2011'de operasyona dönüşüp adli işlem yapılır. Bazı sivil kişiler ve grup amiri gözaltına alınır. Diğer polisler de 2 gün sonra görevli oldukları yerlerdeki Organize Şubelerde ifade verir. Bu arada bu kişilerle ilgili İdari Soruşturma da başlatılır. Yaklaşık 3 ay sonra bu polislerden biri için savcılık takipsizlik kararı verir. İdari soruşturma da aynı tarihlerde sonuçlanır.

İdari Soruşturma sonrası çıkan kararda, özet olarak, “Yetkisini ve nüfuzunu kendine veya başkalarına çıkar elde etmek için kullandığınun sübut ettiği anlaşılmış ve meslekten men cezası alması gerekir iken 657 sayılı devlet memurları kanunu gereği suç tarihi üzerinden 2 yıl ve üzeri süre geçmesinden dolayı ceza vermek yetkisi zamanaşımına uğramış olup soruşturma yürürlükten kaldırılmıştır” denilir.

Oysa ortada ne isnat edilen suçu subut kılacak dinleme kaydı vardır, ne de başkaca bir delil. Üstelik polis memurunun sicilinde tek bir disiplin cezası bile yoktur.

Ancak ne olursa İç Güvenlik Paketinden sonra olur. Pakette yer alan Geçici 28. Maddeden yola çıkılarak, teşkilat içerisinde Paralel Yapı soruşturmasından şüpheli polisler teşkilattan çıkarılacakken, anlattığım hikayenin mağduru gibi; yapıyla hiçbir ilgisi olmayan, hatta yapı mensupları tarafından her türlü zulme maruz kalmış polisler, EGM'nin verdiği listeden yola çıkılarak, Devlet Personel Başkanlığı marifetiyle başka kurumlara gönderilir.

İlginçtir ki, Paralel Yapı/FETÖ mensuplarını ayıklamak için çıkarılan madde ile yaptırıma maruz kalanlar, Fetullahçı polislerin sayısının 2-3ç katına ulaşır.

Neden mi? Cevabı çok basit… Malum olduğu üzere, daha düne kadar Yüksek Disiplin Kurulu, Fetullahçı Terör Örgütü mensubu polis şeflerinin kontrolündedir. Örgüte biat edenlerin soruşturma dosyaları kapatılırken, kendilerinden olmayanlar da verilebilecek en yüksek cezalarla caydırılmaya çalışılmaktadır. Hikayedeki soruşturma dosyası da en yüksek ceza olan ihraç kararı ile sonuçlandırılmış; ancak zaman aşımı nedeniyle uygulanamamıştır. Yani çıkarılan yasa için biçilmiş kaftandır. Üstelik bu şekilde yüzlerce dosya vardır.

Şimdi gelelim asıl skandala… Hikayedeki polis ve yüzlercesinin soruşturma dosyasını yürüten ve ihraç kararlaına imza atan müdürlerin tamamı, Fetullahçı Terör Örgütü mensubu oldukları gerekçesiyle emekliye sevk edilir.

Hikayenin özeti; Fetullahçı Müdürler ihraçla sonuçlanan disiplin soruşturmasını yürütmüş, İç Güvenlik Yasası'na güya Fetullahçıları teşkilattan uzaklaştırmak için eklenen Geçici 28. Madde ile de Fetullahçıların hedefe koyduğu yüzlerce isim teşkilattan uzaklaştırılmıştır.

Meslek yaşamları boyunca Fetullahçıların zulmü altında illallah etmiş bu isimler, mesleklerinden olmalarına mı yansın, yoksa Fetullahçı yaftası yediklerine mi?

Hangi vicdan buna tepkisiz kalabilir?

Şimdi son “vicdan yoklaması” Anayasa Mahkemesi'nde yapılacak.

Bakalım oranın vicdanı da uyuyacak mı; yoksa vereceği kararla, kuru yakacağım derken yakılan yaşlar için umut mu olacak…

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir