30 Temmuz 2016

Pisliği temizlemek kadar sonrası da önemli...

15 Temmuz günü yaşananlar FETÖ ile mücadele yöntemi üzerine attığımız çığlıkların haklılığını da çıkardı ortaya.

Aylardır PKK'ya karşı sürdürülen operasyonlara işaret edip, örgüte vurulan ağır darbelerin, ümüğe çökmelerin, kök kazımaların ondan bin defa daha tehlikeli olan 'Paralel Yapı'ya karşı neden yapılmadığının sorusunu soruyorduk.

‘İyi de bu örgüt, PKK ve DHKP-C gibi halk mücadelesiyle, solculukla ilişkisi olmayan ve birer suç örgütlerine dönüşen yapılanmaların yaratacağı tehlikelerin kulak kalacağı deve değil mi?' suallerini sıralarken gelen tehlikeyi aylar öncesinden haberdar ediyorduk.

Aynı şekilde ‘O halde bu ülkenin siyasi partilerinden ticaret odalarına, barolardan emniyetine, sanayi odalarından STK'lara, ilkokullarından üniversitelerine, yargısından istihbarat teşkilatına, ordusundan sanatına kadar her yere sızarak devleti ele geçirmeyi planlayan ve bunun için her kirli operasyonu yapabilecek ahlaksızlığa sahip bir deve neden yorumlarda, analizlerde, yazılarda kıçı kırık bir kulak kadar yer almıyor?' (Lafın azını Paralel'e dokunduranlarla terör mücadelesi olmaz, 15 Mart 2016) diye seslenirken de…

Bu insanların neden hala ‘okul, yurt açıp, yoksul çocuklara eğitim hizmeti veren,  ülkenin ekonomisine katkı sunan işleri işleten, ülkenin ihtiyacı olan doktorundan mühendisine birçok farklı meslekte insanı yetiştiren, milletin imanını güçlendiren, dinini öğreten insanlar olduklarına dair bilinçli ve bilinçsiz oluşturulmuş algılar ortalıkta dolaşıyor?' diye sorarken de...

‘Oysa her türden kanlı eylemin gerçekleşmesine kolaylaştırıcı destek verebilecek imkân ve öfkeye sahip hain bir örgütün bilinen bilinmeyen kriptoları rahatça nefes alıyorken ve güçleri küçümseniyorken yapılan hiçbir terörle mücadele başarıya ulaşamaz' derken de net kelimelerle 15 Temmuz felaketine işaret de etmiştik içimiz acıyarak.

Bugün, devlet türlü sebeplerden ötürü geciktirdiği ağır darbeleri, ümüğe çökmeleri, kök kazımaları en nihayetinde FETÖ'ye karşı yaparken ister istemez geçmişte edilen kelamlara gidiyor aklımız.

Hem hukukun hem de kul hakkının bütün edebini yerle bir ederek, devletin her kurum ve kuruluşuna arsızca sızanlar kadar FETÖ'yü özel sektörün her kolunda ekonomik ve soysal bir güce kavuşturanlar da nasiplenmeli bu temizlikten, lamı cimi yok.

Hatta yetmez… Hainlerin o noktalara gelmesine aracı olan, onlara referans veren, onların partide, devlette, ihalede, projede at koşturmasına imkân veren partili partisiz, etkili etkisiz bütün alçakların da gözünün yaşına bakmamalı ve hesap vermeleri sağlanmalıdır.

Yani akla hayale gelmeyen yöntemlerle bu ülkeyi bedhahların at oynatacağı biçare topraklara dönüştürmek için kamuda ve özelde palazlanmasını sağlayan şerefsizlik geriye doğru ve kime uzanıyorsa uzansın araştırılıp, ortaya çıkarılmalıdır. 

***

Devlet bu haklı temizliğini yaparken, birileri, o çok eleştirdiğimiz aymazlıklarla bu kez de açığa alma rakamlarına takılıp, ‘yok ya bu kadar da olur mu?' derdine söyleniyorlar, görüyoruz.

FETÖ için her türden meslekte kadrolaşan ve vakti geldiğinde kirli amaçlar için kendilerini feda edeceklerin sayısal devasalığını hala kestiremiyorlar muhteremler.

Aylar öncesinde yazdığımız, Milli Eğitim Bakanlığı'nın sahte diplomalı personelini tespit etmek için 1 milyon 30 bin personelin bilgilerini YÖK'e ilettiğinde aldığı korkunç cevabı bilseler böyle konuşurlar mıydı acaba? (Ya gerçek diplomalılar ve paralelin gücünü küçümseyen aymazlık?  23 Şubat 2016).  

Ne demişti YÖK, Bakanlığa cevaben ‘iletilen personelin sadece 400 bininin bilgileri mevcuttur. Geri kalanı sisteme yüklenmiş değildir.' 

Sadece MEB'de FETÖ ile ilişkili olarak açığa alınan 42 bin küsur kişinin, bilgileri kayıp şaibeli 600 bin içindeki oranının yüzde 7 civarında olması görevden almaların buzdağının görünen ucu kadar olduğuna kanıt sayılmaz mı?

Birilerini ürküten, telaşlandıran, korkutan ve yanlış algılar için kullanılan açığa alma rakamlarının FETÖ ile mücadelenin bir başka yumuşak karnı olduğunu unutmamak, temizliğin bir cadı avına dönüşmemesinin de garantisi oysa. Çünkü FETÖ'nün boyutlarını doğru kestirebilme şuuru, temizlik hareketinin art niyetli kullanımlara meylini kontrol edecek bir hakkaniyeti de gösterebilir.

***

Öte yandan boşalan kadroların hangi yöntem ve kriterlere göre kimlere açılacağı, yani temizlik sonrasının ne olacağı sorusu da insanların kafasında, hatırlatmakta yarar var.

Tarihsel zamanlar yaşadığımız bu günlerde FETÖ gibi cehennemi örgütlerin palazlanmasını sağlayan haksızlıkların, suiistimallerin, kayırmaların, peşkeş çekmelerin bir kez daha yapılıp yapılmayacağını merak ediyor insanlar haklı olarak.

Hele de dişlerini bileyen kurt, ellerini ovuşturan çakal, gözlerini kırpıştıran akbaba hallerine aldırmadan demokrasi havarisi kesilen kripto FETÖ'cülerden mezarcı takımına birçoğunun ortalıkta arz-ı endam ettiği görülürken.