03 Aralık 2020

POSTMODERN BİR BİAT CEMAATİ OLARAK KEMALİZM (8)

5) Toplumun (Tornadan Çıkmış)  Tek Tip Vatandaşlar Haline Getirilmesi

Yukarıda “Dini toplumdaki reddettikleri bütün adet gelenek ve görenekler, Kemalizm Cemaatinin yeni dininin kuralları, adetleri ve kutsalları haline gelmiştir.” demiştik

Çok partili düzen artıklarının temizlenmesinde olduğu gibi, çok örgütlü sosyal düzen anlayışının yerine de, o tek partiye bağlı, tek örgütlü sosyal düzen anlayışının getirilmesi ve eski görüş artıklarının temizlenmesi yoluna gidildi (Goloğlu,1974:7 ).

İlk olarak Türk Ocağı ele alındı. Türk Ocağı, Osmanlı İmparatorluğundaki Türkler arasında birlik ve beraberlik yaratmak amacı ile 190 Tıp Öğrencisi tarafından fiilen 1911 yılında, resmen 1912 de kurulmuştu. Yüzü batıya dönük, uygar, halkçı ve milliyetçi bir kuruluştu. Bir tür Halk Üniversitesi niteliğini gösteriyordu. Bilim ve sanat alanlarında verimli çalışmaları vardı. Fakat artık yerini Tek Partili Cumhuriyet düzenine bırakmak gerekiyordu.

Bu nedenle; 1931 yılı başlarında bir akşam, Türk Ocakları Genel Başkanı Hamdullah Suphi Bey (Tanrıöver), Çankaya'ya çağrıldı. Mustafa Kemal Paşa, görüşme konusunun Türk Ocağı olduğunu söyledi ve ilk sözü Türk Ocaklı Vâsıf (Çınar) Beye verdi. Vâsıf Bey; yapılan ve yapılmakta olan devrimlerden sonra, artık Türk Ocaklarına yapacak iş kalmadığını, Türk Ocağı'nın tarihsel görevini tamamladığını anlattı. Türk Ocaklı Dr. Reşit Galip Bey de aynı görüşe katıldığını bildirdi. Bu görüşü belirten bir tutanak düzenlendi. Orada bulunan Celâl Bey (Bayar) ile birlikte hepsi tutanağı imzaladı. Hamdullah Suphi Bey her ne kadar, bu gibi kuruluşların görevlerinin hiçbir zaman bitmeyeceğini anlatmaya çalıştı ise de, Türk Ocaklarının kapatılmaları hakkında peşin ve kesin bir kararın mevcut olduğunu anladı ve sonunda o da tutanağa imzasını koydu (Goloğlu,1974:7-8 ).

10.4.1931 de toplanan Türk Ocakları Kongresi de kendi örgütlerini kapatmaya ve Halk Partisine katılmaya karar verdi. 10.5.1931 de toplanan Halk Partisi Büyük Kurultayı da bu kararı kabul etti. Hamdullah Suphi Bey 25.5.1931 günlü Kararnâme ile Bükreş Elçiliğine atandı, 18.7.1931 de gitti (Goloğlu,1974:9 ).

Tek Partili Cumhuriyet düzenini tamamlama çabaları sona ermek üzere idi. Fakat bu düzeni benimseyemeyen, kabullenemeyenler arasında mebuslar da vardı. Bu nedenle son çalışmalar Büyük Millet Meclisini hedef aldı. Mustafa Kemal Paşa, bu son ayıklamayı da yapabilmek için. Meclisin kendini yenileme kararı vermesini istedi (Goloğlu,1974:9).Böylece Cumhuriyet Halk Partisi, cumhuriyet düzeninin bütün koşullarını ve kurallarını uygulayacak olan tek örgüt olarak kalacaktı (Goloğlu,1974:10).

Şeflik rejimi tıpkı Devleti ve Meclisi dönüştürdüğü gibi toplumu da dönüştürerek askeri bir toplum oluşturmuştur. O günlerde yapılan yayınlar bu oluşuma önemli katkılar sağlamışlardır. “Devrin kurmaylarından Selim Sırrı, halkevlerinin yayın organı Ülkü'de faşist gençlik teşkilatlarını övmekte, bunların Türkiye için de model olabileceğini söylemekteydi” (Bozdağ,1972:114).

Devam edecek