Provokasyon kokan sözlere karşı dikkatli olunmalı
Son dönemlerde yaşananlara kronolojik olarak bakarsak ortaya bir huzursuzluk çıkartılmaya çalışıldığını görürsünüz. O olmadı o zaman bunu deneyelim. Denenler tutmayınca hınçları kine, nefrete ve düşmanlığa dönüşüyor. O yüzden gece gündüz her saat iftira yalan gırla gidiyor. Millet neye ilgi duyuyorsa, önem verilen değerler üzerinden saldırıyorlar. Sinir uçlarına, bam teline sürekli basılıyor. Hiç bıkmıyorlar. Bir gün tutar ümitlerini koruyorlar. Siyaseten başarılı olamayınca milleti kışkırtmaya çalışıyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen ve yaşamayan kahir ekseriyeti de “cumhuriyet düşmanı” görüyorlar.
Provokasyon kokan sözleri çekinmeden söyleyebiliyorlar.
Her şeyi denemelerine rağmen milletin sağduyulu davranması karşısında
çaktırmasalar da çileden çıkıyorlar. Bu sefer yön değiştirerek kültürden
vuruyorlar. Dizilerle, filmlerle, reklamlarla, afişlerde ki gizli öznelerle
vuruyorlar. Senaryolara eklenen farklı diyaloglarla vuruyorlar. Biraz dikkatli
izleyin, dikkatli bakın sizde ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Ramazan
yaklaşınca piyasada fiyatlar artmaya başladı. Bu da bizim bir utancımız.
Mübarek ay gelince fırsatçılar ortaya çıkmaya başlıyor. Hükümet bu konuda
etkili olmalı. Fiyatları artıran kim olursa olsun gerekli işlemleri başlatmalı.
Trakya
Üniversitesi Sezai Karakoç Paneli
Edirne Trakya Üniversitesinde İlim ve Düşünce Topluluğu
ve Ayizi Dergisi tarafından 'Sezai Karakoç'un Fikirleri ve Hayata Bakış Açısı'
konulu panel düzenlendi.
İlahiyakt Fakültesinde düzenlenen ve Ayşe Bağcıvan'ın
moderatörlüğünü yaptığı panelde Anayasa Mahkemesi Başkanlığı Basın Danışmanı
Dr. Osman Arslan, fakültenin öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Necip
Yılmaz, Doç. Dr. Nurullah Koltaş ve gazeteci yazar İsmail Kılıçarslan, Türkiye
Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı konuşmacı olarak
katıldılar.
Söz alan konuşmacılar, Sezai Karakoç gibi değerlerimizin
çok daha iyi bilinmesi ve anlaşılması için yurdun her köşesinde bu tür
etkinliklerin tekrarlanması gerektiğine vurgu yaptılar.
Sezai Karaoç'un detaylı bir şekilde konuşulduğu paneli
öğrenciler dikkatli bir şekilde dinlediler. Programa kakılan öğrenciler bu tür
panel, konferans ve söyleşilerin olmasından mutluluk duyduklarını ifade
ettiler.
Program öncesi uğrayan Edirne İl Milli Eğitim Müdürü
Önder Arpacı konuşmacılara ve organize eden ekibe başarılar diledi.
Panel için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Güzel
düşünülmüş ve planlanmış bir etkinlikti.
İlahiyat Fakültesindeki programdan sonra Öğretmenler
Akadamesinin yapıldığı 2. Beyazıt
Külliyesine geçtik. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu
hocamızın sunumunu dinledik. Daha sonra Rektör hocamız ve İl Milli Eğitim
Müdürü Önder Arpacı ve kurum yetkilileriyle hem külliyeyi gezdik hem de yapılan
ikramı kabul ettik. Kısa ama bereketli bir Edirne programı yapmış olduk.
İstanbul Başkanını Bekliyor
Yerel
seçimlere az bir süre kala heyecan ve coşku giderek artmaya başladı. Ak
Parti’nin İstanbul adayı Murat Kurum çalışmalarını aralıksız devam ettiriyor.
Deyim yerindeyse neredeyse sokak sokak geziyor, yaptığı halk buluşmalarında
detaylı bir şekilde projelerini anlatıyor Halk 5 yıldır artan, biriken sorunları
çözecek başkan istiyor. En çok şikâyet ulaşımla ilgili. Gerçekten ulaşım artık
içinden çekilmez bir çile haline geldi. İnsanlar da deprem endişesi de var.
Olası depremle ilgili evlerinin yenilenmesini bekleyen vatandaşlar var. Kültür
sanat alanında ihtiyaçlar var. İnsanlar ilgi istiyor. İnsanların göz ardı
edildiği bir yönetim anlayışı olduğunu 39 ilçe de bunu görmek mümkün.
Murat Kurum yaptığı açıklamalarda İhtiyaç sahibi
emeklilerin maaşlarına ek olarak 2 bin 500 lira destek ödemesi yapacaklarını
söylüyor. İSMEK kurslarını tekrar canlandıracaklarını söylüyor ve sokak
hayvanları içinde büyük barınakların yapılacağına da vurgu yapıyor.
Kitap
Fuarları Kültür Festivali Gibi Olmaya Başladı
İstanbul’u
öne çıkartan güzelliklerinden biri de kitap fuarlarıdır. Bazı fuarlar tecrübe
ve katılımcı yayınevleriyle ve yazarlarıyla, konuşmacılarıyla farkını
hissettiriyor.İşte onlardan birisi de 9 yıldır devam eden Üsküdar Kitap Fuarı.
Fuarda edebiyattan sinemaya, ilahiyattan
felsefeye; sosyolojiden tarihe, çocuk kitaplarından şiir kitaplarına geniş bir
yelpazede yayınlara ev sahipliği yaptı. Bu çeşitliliğin yansıdığı yaklaşık 150
adet söyleşi ve yaklaşık 600 imza ile tam 750 etkinlik Üsküdar Kitap Fuarı’nda
yer aldı.
Usta yazsarların yanı sıra genç yazarlarda kendini
gösterdiler. Çıra Standında şair Muhammed Fatih'in neşeli, coşkulu, heyecanlı,
katılımı bol bir imza töreni gerçekleşti. Bir imza töreninde stantta kitap
bitti. Kıymetli katılımlar oldu. Merhum şair Cahit Zarifoğlu'nun kıymetli eşi
Berat hanım, değerli kızları, ESKADER'in değerli Başkanı Fatma Erdem Yargıcı,
yazar Mehmet Nuri Yardım, Mine Ezgiy, Şakir Kurtulmuş, ülkemizin önemli cerrahı
Prof. Dr. Mustafa Öncel, kızın, araştırmacı gazeteci yazar Şamil Kucur ve eşi
musikişinas Nermin hanım, Nazlı Kement ve çok sayıda öğretmen, psikolog Betül
hanım, sosyologlar, reklamcılar, mimarlık öğrencileri, şair yazar Abtullah
Emre’nin yanı sıra Muhammet Fatih'in arkadaşları ziyaret ettiler. İki saat boyunca stantta coşku ve muhabbet
hakimdi. Güzel bir imza günüydü.
Öğrenme
Ömür Boyu Sürer
Milli Eğitim Bakanlığının başlattığı sosyal sorumluluk ve
etkinlik projeleri kapsamında Alaattin Nilüfer Kadayıfçıoğlu Mesleki ve Teknik
Anadolu Lisesi öğretmeni Süheyla Hanönü, öğrencileriyle birlikte Bağcılar
Belediyesi Kadın ve Aile Kültür Sanat Merkezi’ne ziyaret gerçekleştirdiler.
Süheyla Hanönü hoca projeyi ve kurumla ilgili
izlenimlerini şu şekilde anlattı:
Öğrencilerime öğrenmenin ömür boyu süren bir süreç olduğunu
göstermek amacıyla geldiğimiz merkezde umduğumuzdan fazlasını bulduk. Üreten,
hobilerini sanata dönüştürüp meslek edinen, yeteneklerini keşfeden,
aktivitelere katılan, ürettiklerini pazarlayan ve her şeyden önce bu sosyal
ortamın havasını teneffüs ederek bir nevi terapi olan, arınan, yaşamını
anlamlandıran kadınları görmek öğrencilerim için keyifli ve bir o kadar da
anlamlı bir deneyim oldu.
“Bi Dünya Ana’Dolu” temasının yankısını yerinde
gözlemledik. Kurum müdiresi Özlem Şahin, tüm enerjisi ve ilgisi ile
öğrencilerimizi kurs eğitmenleri ve kursiyerler ile buluşturdu. Onları iş
başında izleyip eğitimler hakkında uygulamalı gözlem yapma imkânı oldu.
Yirminin üzerinde kursun olduğu merkezde çocuk gelişimi, el sanatları, ebru
filografi, örgü, dikiş, din eğitimi, müzik kurslarını gözlemledik.
Çocuk gelişimi öğretmeni Gülşen Dişkaya, açıktan çocuk
gelişimi alan bireylerin de el becerisini geliştirip mesleki deneyim kazanmak
için kursa rağbet ettiğini belirtti. Çocuk kostümleri, oyuncakları, organik
oyun hamuru nasıl yapılır bunlara dair ürettikleri ürünler üzerinden örnekler
sergileyip deprem zamanı bölgeye yolladıkları oyuncaklardan da söz etti.
Şerife Dur eğitiminde filografi, cam boyama ve ahşap
yakma tekniklerini uygulamalı gözlemledik.
Din eğitimi bölümünde cenaze hizmetlerinin ilk etapta
yadırgandığını ama burada cenaze merasimiyle ilgili tüm bilgileri öğrenip
sertifika alan kursiyerlerin deprem bölgesinde gassala ihtiyaç olunca oraya
gittiklerini öğrenmek hepimizi duygulandırdı.
Son olarak müzik kursunda ellerinde bağlamalarıyla
değişik yaş grubundan kadınları bulduk. Tabir yerindeyse 7’den 70’e.. Grubun büyük üyelerinden Hanım Ürüm’ün kendi
hayat hikâyesinden bahsedip eğitimin önemini, öğrenme arzusunu anlatırken
yaptığı duygu dolu konuşma hepimizin gözlerini yaşarttı. Hep birlikte
gözlerimin yaşını silip onların bağlaması eşliğinde türkümüzü çığırdık.
Kurslar kapsamında 75 yaşında resim yapmaya başlayıp
harika resimler yapan kursiyer olduğunu öğrendik.
Öğrencilerimiz için dolu dolu geçen anlamlı bir etkinlik
oldu. Öyle ki “Biz zamanımızın, imkânımızın kıymetini pek bilmiyormuşuz, bakış
açımız değişti.” dediler.
Kurum müdiresi öğrencilerimiz için hazırlattığı
hediyelerle gönül almakla kalmayıp gençlere bir hafta sonu ilgilerini çeken
etkinlik için workshop eğitimi vereceğini belirtti. Öğrencilerin memnuniyeti,
heyecanı görülmeye değerdi.
Daha mutlu, daha huzurlu bir toplum için sosyal,
psikolojik, mesleki alanda kendini geliştiren kadınlara ülkemizin ne kadar
ihtiyacı olduğunu, daha çok kadına ulaşmak gerektiğini tespit etmiş olduk.
6 Mart’ta merkezin sergi salonunda sergilenecek
ürünlerden bazılarını önceden görme fırsatını bulmuş olduk. Bizim
gördüklerimizi görmek isteyenler bu sergiyi kaçırmasın derim.
Bizim
Hikayemiz
Öykü Yazarı Şerif Aydemir Üsküdar Kitap Fuarı Sinema
Salonundaki söyleşide Bizim Hikayemizi anlattı. Şerif Aydemir aydınlarımızın
keyifle izlediği sohbetinde; günümüzü hala etkisi altında bırakan ve doğudan
batıya kadar uzanan mekanlardan ve kişilerden kelam-ı kibar olarak yürekleri
kuşatan etkileşimi hatırlattı.
Aydemir Bizim Hikayemize köyünden kasabasından,
çocukluğundan, mektebinden başlayarak hala yansıması güçlü olaylara dikkat
çekti, alınan dersleri öne çıkardı. Mesela bir bakkalın bir çocuğa, sonra ikincisine
verdiği gönüllü ve fahri şeker ikramını gören diğer çocuklar grup halinde
gelince elleri boş dönüyor.
Bugün için çoğu hayatta olmayan ediplerimizden
yazarlarımızdan, maruf insanlarımızdan örnekler veren Şerif Aydemir'in Bizim
Hikayemiz sohbeti tahminin üzerinde aydınımız dikkatle izledi. İşte aklımda
kalan bazı isimler; etkinliği düzenleyen Fatma Ersen yargıcı, Müjdat Uluçam,
Yusuf Dursun, Mustafa Gül, Ahmet Dur, M.
Şadi Polat, İbrahim Özgün, Ekrem Kaftan, Yakup Tutum ve eşi Menekşe Hanım,
Şamil Kucur ve Mahmut Topbaşlı ve çok sayıda öğrenci.
Büyük
Dava Adamı Üstün İnanç’ın Vefatı Sanat Camiasını Üzdü
Kendisiyle ilgili yazdığım bir yazıya "Üstün Bir İnanç" diye başlık
atmıştım. Bu başlık çok hoşuna gitmişti rahmetlinin. Gerçekten ismi ve soy adı
gibi üstün bir inanca sahipti. Tam bir dava adamıydı. Herkesin sustuğu,
çekindiği, korktuğu zamanlarda o çıkmıştı meydanlara. 'Yalnız değilsiniz'
demişti. Tiyatrolarda, romanlarda haykırmıştı.
Üstad Necip Fazıl'ın vefatına kadar yakınında tuttuğu
biriydi. Kendini tanıtırken Büyükdoğucuyum diye
tanıtıyordu. Uzun yıllardır tanıyordum. En son röportaj yapanlardanım.
İlerlemiş yaşına rağmen kırmamıştı beni. Ülkemiz büyük bir değerini kaybetti.
Allah rahmet eylesin. Yakınlarına ve sevenlerine sabırlar diliyorum.
Görüştüğüm kültür müdürleriyle Üstün İnanç gibi değerlere
yer verin diye konuşuyordum. Çünkü onlar bir döneme imza atmış kişiler. Zor
yılların isimleri. Ağızlarından çıkacak her cümle altın değerinde. Bu isimler
için salonda kişi sayısına bakmayın. Konuşmaları videoya alarak arjivinize
ekleyin. İnanın daha sonra çok iyi bir iş yaptığınızı anlayacaksınız. Üstün
İnanç hocamız artık bu dünyaya veda etti. Yine kültür müdürlerine sesleniyorum
şu an yaşayan yaşı ileri de olsa değerlerimize sahip çıkın.