23 May 2017

Sekülerizmin tahammül edemediği kaide: Haremlik selamlık (2)

Aslında konu bir tercihin kabullenilmeyişi ile sınırlı değildir. Bir medeniyet hesaplaşmasıdır. Mesela Japonların kültürleri gereği el sıkışmamaları kimsenin tepkisini çekmemekte hatta saygı görmektedir. Çünkü bu davranışlarının kaynağı İslamiyet değildir.

Yine Japonya Tokyo metrosunda artan taciz olaylarından sonra kadınlara ayrı vagon tahsis edilmesi çağdaşlık savunucularını rahatsız etmezken, aynı konu Ankara metrosunda gündeme gelince hazımsızlık oluşmakta,  Sözcü gazetesinin  “Melih Gökçek'ten haremlik selamlık uygulama…” manşetine benzer şekilde haberleştirilerek, baskıcı yaygaralar başlamaktadır.

Hâlbuki artık insanlık kendisine dayatılan çağdaşlık ve modern masallardan bunalmış, sağduyulu düşünenler ve ahlaki çözümler arayanlar artmıştır. Tokyo metrosundakine benzer uygulamalar dünyanın pek çok yerinde görülmekte, insanlık fıtratına yönelmektedir. İngiltere, Rusya, Pakistan ve daha pek çok yerde kadınlara özel pembe taksi uygulamaları başlamıştır.

Gelişmeleri hazmedemeyen, sözde kadınların özgürlüğüne büyük önem veren sol-sosyalist kesimin gerici tayfasının, şiddetle karşı çıktıkları kadın plajlarına yönelik kadınlı erkekli baskın eylemleri halkın büyük tepkisi üzerine kısa sürmüştür. Duyarlı belediyeler öncülüğünde henüz çok yetersiz olmasına rağmen sayıları artış gösteren kadın plajlarının çoğalması,  dindar olsun olmasın fıtratı gereği huzur bulduğu ortamı bulan kadınlar tarafından büyük memnuniyetle karşılanmaktadır.

Olumlu gelişmelere rağmen aslında konuyla ilgili en büyük problem eğitim sahasında yaşanmaktadır.

Ülkemizde ne zaman karma eğitime karşı çıkan birileri olsa, çok gürültü yapan malum kesimler tarafından, “beyni sadece cinselliğe çalışıyor” algısı pompalanarak, konu anlamaktan uzaklaştırılıp zorbaca linç kampanyaları başlatılmaktadır.

Hâlbuki konuyu cinselliğe indirgeyenler yaygaracıların kendleridir.

Evet, konunun içinde cinsellikte vardır ve pek çok yıkıcı sunucu olmaktadır. Bununla birlikte yapılan şey nesillerin fıtratına göre sağlıklı eğitim haklarını ellerinden almaktır.

Karma eğitim uygulaması bilimsel ve pedagojik bir uygulama olmayıp, ideolojik bir uygulama olarak velilere dayatılmaktadır.

1990 yıllardan bu yana yapılan pek çok eğitim araştırmasında karma eğitime göre cinsiyetlerin ayrı ortamlarda aldıkları eğitimin daha başarılı olduğu saptamaları mevcuttur.

İnsan beyninde cinsiyete göre farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Biri diğerinden üstün değildir ama farklı çalışmaktadır. Mantıksal ve duygusal düşünme algısı, hormonal ve işlevsel düzeyleri, nöropsikolojileri aynı değildir. (Esra Keleş & Salih Çepni, 2006)

Cinsiyet farklılıkları beraberinde öğrenme durumlarındaki farklılaşmayı da getirmektedir. Ancak tüm kız çocukları aynı şekilde, erkekler de başka bir şekilde öğrenir denemez. Ama yaş farklılıklarından ziyade kız ve erkeklerin öğrenme şekilleri arasında kayda değer farklılıklar olduğu söylenebilir. Aynı yaştaki bir kız çocuğu ile erkek çocuğu arasındaki farklar, farklı yaşlardaki kız çocukları arasındaki farklılıklardan daha fazladır. Çocukların öğrenme şekillerini etkileyen, cinsiyete bağlı kişilik özellikleri vardır. Örneğin her yaş seviyesinde, kızlar erkeklerden daha iyi duyar ve daha iyi dinleyicidirler. (Cone-Wesson ve Ramirez)

Tek cinsiyetli eğitimle karma eğitimin arasındaki kalite farkını anlamaya yönelik pek çok araştırma yapılmıştır. Bunlardan biri İngiltere'de 2002 yılında, 2954 lisenin incelenmesini içeriyordu. İngiltere de pek çok tek cinsiyetli okul bulunmaktadır. Yayınlanan rapora göre öğrencilerin akademik kabiliyetleri ve diğer arka plan faktörleri göz önüne alındığında bile, hem kızların hem de erkeklerin tek cinsiyetli okullarda kayda değer bir şekilde daha başarılı oldukları gözlemlenmiştir.

Avustralya'da da 2000 yılında yapılan bir çalışma sonucunda da kız ve erkeklerin ayrı olarak eğitim gördüğü okullar karma okullara göre %15 ile %22 arasında daha fazla başarı göstermişlerdir.

Ne dersek diyelim, kibirlerine boğulmuş, çakma bilimci, sözde aydın, orjinal yobazların dinmeyecek çığırtılarına aldırılmadan bu konuda önemli adımlar atılmaz ise, nesiller eğitim kalitesiyle birlikte psikolojik ve ahlaki olarak ta büyük zararlar görmeye devam edecektir.

Sadece imam hatip okullarında ki uygulamalar yeterli değildir. Bütün eğitim sistemi tek cinsiyetli sisteme göre dizayn edilmelidir.

Böylece eğitim sistemi içerisinde kazanılan disiplinin sosyal hayatta yer alması sağlanmalı, evlerimizin mimarisi, çarşının pazarın, şehrin tasarımı bile haremlik selamlık kaidesi üzerine düşünülmelidir.

Tabii ki bütün bunları başarabilmek için dindarların dünyası da dâhil, sosyal etkinliklerin, aile toplantılarının, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin bile kadınlı-erkekli, “neşeli-sohbetli” geçtiği bir toplumda, her ne kadar nefsimize zor gelse de, belki hoşumuza gitmese bile, haremlik selamlık kaidesini kendi iç dünyamızda kabullenip hayatımıza geçirme gayreti gütmemiz gerekir.

İşte bu gayret ve mücadele, belki de Allah için cephede savaşan mücahidin cihadından daha zor ama en az onun ki kadar kutsal ve mübarek bir cihattır.

Allah hayatımızın her sahasında İslami fetihler gerçekleştirebilmeyi nasip etsin. Amin.