11 May 2022

Selçukluların Türklüğüne Dair

Selçuklular son devirlerde ülkemizde ilgi uyandırmaya devam ediyor. Biz kısa bir yazı dâhilinde bu devletin Türk kimliğine dair bazı malumatı der-hatır eylemek ve ilgilisine ulaşılacak bütün bir bilgi sağlamak gayesi ile bu meseleyi incelemek istiyoruz. Zira Selçukluların Yahudi olduklarına dair bile bazı iddiaların olduğunu düşünecek olursak kaynaklarda ve sahaya dair kitaplarda bulunabilecek bazı dağınık bilgilerin bütün halinde ortaya konulması bu devlete bakışı bilgi merkezinde sağlam bir zemine ulaştıracaktır. Bu mülahaza ile devletin ve milletin adı meselesi başlıklarında konuyu ele alarak meseleye kısaca dokunmak istiyoruz.

Selçuklu Devleti’nin Türk Adı

Orta Çağ kaynaklarındaki bilgilerden öğrendiğimizde göre Selçuk oğullarının soyu otuz dört göbek öteden Afrasiyab’a ulaşırdı. Afrasyab, bilindiği üzere, eski Türk hanlarının bağlandığı efsanevi cedleridir. Alp Er Tunga, efsanevi Türk hükümdarı ve destan kahramanı (ö: M.Ö. 623’ten sonra)’dır. Hayatıyla ilgili bilgiler efsanelere dayanan Alp Er Tunga’nın, Türklerin en eski atası olduğu kabul edilen Türk’ün soyundan geldiği iddia edilmektedir. Ayrıca, Divân-ı Lügat it-Türk’te ve Kutadgu Bilig geçen İran destanı Şehname’nin kahramanı Afrasiyab’la aynı kişi olduğu da ifade edilmektedir.  Öldürülmesiyle ilgili olan Alp Er Tunga Sagusu,  Divan-ı Lügat it-Türk’ün çeşitli yerlerinde örnek metin olarak verilmiştir. Aynı menşe Türk Hakanlığı/Karahanlılar için de zikredilmektedir ki görüleceği üzere Selçuklular Türk Devlet yapısının köklerinden menşeini bulan bir devlettir.

İşte tam burada belki de ilim âleminde ilk kez tarafımızdan neşredilme şansı bulunan bir bilgiyi de paylaşmak istiyoruz. Memlûk tarihçisi el-Makrizi Sultan Baybars’ı anlatırken Memlûk tarihçiliğinden görülen karşılaştırma yapmak sadedinde Tuğrul Bey ile Baybars’ı karşılaştırır. Bu meyanda Selçuklu Türk Devleti’ni (Devle et-Türk es-Selcûkî) kuranın Rükneddin Tuğrul Bey ve Rükneddin Baybars’ın ise Türk Devleti’ni (Devle et-Türk) ‘Ayn Câlûd olayı sonra kuran olduğu kayıt edilir ki bu hem Selçuklu Devletini Türk adı ile görmek ve tespit bakımından hem de Selçuklu-Memlûk sürekliliğini tespit ve Türk lafzının bu iki devlet için de ad olarak kaydını bu şekilde ortaya koymak tarihçiliğimiz açısından son derece önemlidir.

 

 

Selçukluları Kuran Türk Milleti yahut Oğuzlar/Türkmenler

Devletin menşe ve adını bu şekilde kaynaklardan tespit ettikten sonra şimdi bu devleti kuranın kimliğini ele alabiliriz. İlim âlemince bilinen bir konudur ki Büyük Selçuklu Devleti, Oğuzların Kınık boyuna bağlı bulunan Selçuk Bey’in oğulları ve torunları tarafından tesis olunmuştur. Bu devirde esas dayanılan unsur Oğuzlar idi. İbn Haldun’un bahsettiği asabiye teorisi bağlamında işte bu Oğuzlar hem devleti kurarak mülke sahip olmuşlar hem de konar-göçer hayat yaşayan Oğuzlar zamanla hadari bir yapıya kavuşmuşlardır.

Selçukluların bu Oğuz/Türkmen menşeini tespit noktasında Nizamülmülk’ün Siyasetnamesinde bir kayıtan da yararlanmak konuyu izah babında faydalı olacaktır. Büyük Selçuklu Devleti'nin bu bakımdan başlangıcına ve akabinde geçirdiği dönüşüme dair bir bilgi olarak Nizamülmülk'ün siyasetnamesindeki şu kayıtlar calib-i dikkattir: “Her ne kadar –sayıları çok olan- Türkmenlerden üzüntü (melâl) husule gelmişse de, onların devlet üzerinde çok hakları olmuştur. Zira devletin başlangıcında hizmetler etmişlerdir ve sıkıntılar çekmişlerdir. (Sonra) akraba cümlesindendirler. (Bu sebeple), onların oğullarından 1000 kişiye ikta (nan) yazılmalı, saray gulamları tarzında onları tutmalıdır.” Görüleceği gibi bu devlet Oğuz/Türkmen yani Türk menşe üzerine kurulmuş bir Türk Devleti’dir.

            Selçuklu Devleti’ni kuran millet olduğu gibi yöneticilerin de Oğuz/Türkmen kimliği muhakkaktır. Bunu sultanların Tuğrul, Alparslan, Berkyaruk, Tapar, Sancar gibi adlarında da görmemiz mümkündür. Hülasa Selçuklu Devleti’nin Türk kimliğine dair zihinde bilgileri toplamak amaçlı yazdığımız bu kısa makalede görüleceği üzere medeniyetin ana esaslarından gördüğümüz toplum/millet ve devletin adı ve menşei Türklükle doğrudan alakalıdır. Özellikle şimdiye kadar kaynaklarda zikredilmeyen bu devlete Devle et-Türk es-Selcukî olarak ad veren Memlûk tarihçisinin kaydı hayati önem taşır. Afrasyab soyu olmak ile bağlantılı olarak Türk milleti ve devlet geleneğine bağlanan Selçuklular devletin adı itibariyle de bir kaynakta da Selçuklu Türk Devleti olarak kaydedilmiştir.

            Selçuklu nizamı bir umran olarak Türk Devleti’nin ve milletinin tarihteki tezahürlerinden birisi olarak tarihte yerini almıştır. Süreklilik ve bütünlük içinde kendi tarihimizi ne kadar gerilerken bugüne kadar şuurumuzda bilgi ile temessül edebilirsek geleceğe dair tarihin faydası da o oranda yüksek olacaktır. Orta Çağın zaman ruhu içerisinde daha önceki yazılarımızda ortaya koyduğumuz gibi din ve toprak zemininde nizamını kuran Selçukluların Türk kimliğini devlet ve millet olarak en temel olarak bu şekilde ortaya koyduğumuzda bu devletin dayandığı ana dinamikleri de anlamaya başlarız.

Vesselam