05 Kasım 2015

Şimdi manifesto zamanı

 Şimdi yapılması gereken, ülkenin 2013 vizyonunda da olacağı düşünülen bu siyasi bloğun manifestosunu yazmak. Bugün yüzde 50 kapısına dayanan iradeyi, yüzde 70'lere yakın olan potansiyelin içinden yüzde 55-60 çıtasına taşımak için, bu siyasi hareketin en temel ihtiyacı, yazılı bir manifestosunun olması.

Elbette 1 Kasım seçim sonuçlarını okuyabileceğimiz bir çok perspektif var. Sosyolojik perspektiften baktığımızda bir milletin isyanını çıkarabiliriz. 7 Haziran'dan 1 Kasıma kadar geçen dönem zarfında millete yönelik ötekileştirme ve yok sayma söylemine karşı bir duruşun yansıması diyebiliriz.

Siyaset bilimi açısından baktığımızda, toplumun ülkenin geçmekte olduğu önemli eşiği görüp duruş sergilediğini söylemek mümkün. Milletin, ‘ben koalisyon istemiyorum, güçlü bir tek parti iktidarıyla yoluma devam etmek istiyorum' mesajını verdiğini söyleyebiliriz. Siyasetin meşru kanallarını bir kenara bırakıp, ülkeyi kan ve şiddet sarmalına hapseden terör yöntemlerinin merkezine dönüşenleri AK Parti'yi devirecek argümana dönüştürmeye bir tepki de diyebiliriz. Deyim yerindeyse, azınlığın çoğunluğa tahakkümü anlamına gelecek yönelimlere millet sandık yoluyla cevap verdi de diyebiliriz.

Nihayetinde her perspektifte öne çıkan psikolojik refleksin sahibi olan millet, 1 Kasım seçim sonuçları ile Türkiye'yi istikrar ve güven ortamından uzaklaştıracak hiç bir siyasi eğilim ve söyleme, bu yöndeki hiç bir girişime icazet vermedi diyebiliriz.

Koalisyon sandıkta kuruldu

Ama millet başka bir mesaj daha verdi. Millet, çarpık ilişkiler üzerine kurulacak koalisyon yönetimlerinin getireceği kaos yerine sandıkta bir koalisyon kurdu. Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş'in deyimi ile “Millet muhalefet liderlerine güvenmediği, onlardan güven ışığı almadığı için” AK parti etrafında bir koalisyona evet dedi. Açık ve net bir şekilde ortada olan sonuç da bu koalisyonun tanımı.

1 Kasım'dan çıkan yüzde 49,6'lık AK Parti oyu, Milliyetçi muhafazakar demokrat tabanın koalisyonu.

Türkiye fiilen ontadan kalkan parlamenter sistemin yerine ikame etmeye çalıştığı Başkanlık Sisteminin toplumsal tercihi noktasında önemli bir dönemeci geçti 1 Kasım'da. Başkanlık sisteminin istikrar ayağını güçlendirmek açısından kaçınılmaz olan iki kutuplu siyaset fotoğrafının, milliyetçi-muhafazakar demokrat bloğunun biraz daha belirginleştiği bir sonuç bu.

Hedef ve vizyonlar belli

Şimdi yapılması gereken, ülkenin 2013 vizyonunda da olacağı düşünülen bu siyasi bloğun manifestosunu yazmak. Bugün yüzde 50 kapısına dayanan iradeyi, yüzde 70'lere yakın olan potansiyelin içinden yüzde 55-60 çıtasına taşımak için, bu siyasi hareketin en temel ihtiyacı, yazılı bir manifestosunun olması. Kitlelerin aidiyet duygusunun dönemsel sarsılmalar içerisinde bile aşınmasını engelleyecvek yazılı bir ideoloji. Bu aynı zamanda Yeni Türkye hedefinin de kurucu aklı olabilir. Bu aynı zamanda 2023-2050-2071 vizyonlarını her dönem dinamik tutacak ortak bir değerler bütünü oluşturabilir.

Bugün Milliteçi Hareket partisi için kullanılan kemik taban söyleminin en temel gerekçesi 9 Işık doktrini. Her ne kadar Devlet Bahçeli yönetimi bu değerleri aşındırdıysa da bu partinin kemik oylarının dayandığı temel felsefe bu.

Bunu Cumhuriyetin kurucu iradesi olmakla övünüp bu algıyla varlığını sürdüren CHP için de söylemek mümkün. CHP tabanını bu parti etrafında tutan en temel argüman 6 ok anlayışı.

Altı dolu ya da boş önemli değil. 90 yıla yakın bir süreçte kendini yenilemediği için altı elbette boş. Ancak var olan da bir realite.

Bu hatırlatmalar ışığında, AK Parti'nin 1 Kasım seçim sonuçları ile birlikte ortaya çıkan en önemli önceliğinin, bu partinin temel felsefesini teşkil edecek, içerisinde 2013-2050-2071 vizyonlarının da yol haritasının bulunduğu, ona oy veren kitleleri ortak bir aidiyet duygusu etrafında muhafaza edecek bir manifesto. Buna idoloji de diyebiliriz.

Ama bu metnin yazılması, seçmen tabanını ortak değerler bütünü etrafında kenetlendirecek bir manifestonun ortaya konması, Başkanlık Sistemi ile ilgili yürütülecek sürecin de yol haritalarını içerebilir.

Haliyle, parlamenter sistemin yerine ikame edilecek yeni rejimin kurucu iradesi de bu manifestoda yer alan vizyonlar ve hedefler bütünü ile örtüşür.

Unutmayalım ki, hiçbir siyasi hareket, kitleleri bir arada tutacak aidiyet duygusu aşılayacak anlayışlar ortaya koymadan süreklilik arzedemez.

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir