23 Haziran 2017

Siyasal çıkış, iktisadi çıkışa muhtaçtır

Türkiye'nin siyasal manada son 10 yılda dünya konjonktüründe  attığı adımlar,  Türk milletinin tarihsel devlet  kurma geleneğinden olup,  küllenmiş yapının yeniden  belirgin hale gelmesi adımları izini taşıyor. Her ne kadar bu adımlar iç ve dış ortak hareketle engellenmeye çalışılsa da artık belli bir noktaya gelmiştir. Artan  zulüm rüzgarları, uyuyan devin  üzerinden toprağı alıp götürdü...

Yeri geldi söz çok çelişkili söylendi, yeri geldi dünya beşten büyük  dendi. Bu bir  yeniden ayağa kalkmanın siyasal trendiydi. Ancak bunu fark eden ve en çok kaybedecek olan  güçler,  Türk toplumunu kutuplaştırmak için, iç savaş çıkarmak için, her metodu denedi. Siyasal gücün derinliğinde, teknolojik üstünlük olmadan bütün toplumu  15 temmuzda ki gibi harekete geçirecek tarihsel genetik kotların canlanması,  siyasal söylemlerle  çok yoğun biçimde   zamana yayılmış bir yumruk sıkma süreci ile  sürdürüldü.

Türkiye'nin bölgesinde bağımsız karar alma kabiliyetinin dumura uğratılması için en iyi çalışma, toplumdaki adaletsizlikleri yaymak, öbek öbek toplumsal çatışmalara, adaletsizliklere zemin hazırlamaktır. Bunu en güçlü olarak ekonomik kararlarla yaptıkları gerçeği ayan beyan ortadadır. Ekonomik silah, toplumu parçalamak için en güçlü metot dur. Siz, en güçlü milli ve manevi değerler dizisini, toplumu bir arada tutmak için sık sık söylemlerinizde kullanabilirsiniz. Ancak insanların geçim sıkıntıları ve borç batağında köle gibi banka sistemine hizmet etmeleri yüzünden, toplum size inanmayacak, güvenmeyecek ve destek vermeyecektirÇünkü sistemi yöneten, milletin kaderini taktir eden kararları alan siz siniz...

Muhalefetin her yolu deneyerek  başarıya ulaşamayışının gerçeği, hep örtülür. Aslında  muhalefet  nasıl davranırsa tabanda daha sempati, ilgi ve hatta  iktidara giden yolun açılacağını biliyor. Muhalefetin eleştirilerinin iktidarı  daha doğru ve  toplumda çatışmadan uzak tutacak  kararlar almaya itebilecek kabiliyet varken  ‘'iktidarı çatışma yaparak yıpratmak'' danışmanlarca önerilince, halk muhalefetin  yapacağı katkıdan mahrum bırakılmış olur. Oysa muhalefet, Türkiye'de hiç bir şeyi taktir etmez, sürekli eleştiren, iktidar her ne yaparsa  muhalefet bunu eleştirmelidir yaklaşımı,  muhalefetlerin iktidara yürüme yollarını  en ciddi biçimde kapayan bir  siyasal üsluptur.

Son anayasal değişikliğinde ana muhalefetin kopardığı kıyamet aleyhine dönüşmüştür. İnsan soruyor, hiç mi stratejiler milletin lehine olacak  eksende  kurgulanmıyor ?  Sayın Kılıçtaroğlu çıkıp referandumdan önce milletin kararına saygı gösterilmesi gerektiğini söylerken,  referandum sonrası öyle ya da böyle gerekçelerle  referandumun iptal edilmesine kadar giden talepler, bugün sayın Kılıçtaroğlu'nu parti içinde zor duruma düşürmüştür. Kılıçtaroğlu'nun gelişi ile ilgili eleştiriler CHP içinde de muhalefetin kozu olarak kullanılacağına benziyor.Bizim tespit etmek istediğimiz şudur; Türkiye'de siyaset kurumu, parti teşkilatlarında ki koltuk kapma mücadelesini besler niteliktedir. Artık muhalefetin önünde  ciddi bir   oy potansiyeli oluşmuştur. Artık oyun yeni kuruluyor. Kurallar değiştir, değişiyor. Siz, değişen kuralları  sürekli parti içi çekişmelerle  görmezden gelirseniz muhalefet olarak  millete vereceğiniz bir şey yoktur ve millet muhalefet adına arayışa geçecektir.

Gelelim iktidara....

Çok cüz'î bir  oy  oranı ile  geçen referandum, hukuken geçerlidir. Ancak toplumun büyük bir kesimi bundan memnun olmadığını ‘'hayır'' diyerek ortaya koymuştur.  Sık sık gündeme getirilen 2023 tarihi ‘' Yeni Türkiye ‘'  hangi temel yenilikler üzerine  inşa edilecek ? Geçirilmiş yasalarla yeni bir  sistem mi kast ediliyor ?  Yeni Türkiye demek, İş demektir. Yeni Türkiye  aş demek, yeni Türkiye ev demek  eş demektir.  Bunları oluşturacak adalet  mekanizmasını iktisadi yapılanmaya taşıyacak projeler mi var?   Türkiye'nin, Yeni bir iktisadi modele  ihtiyacı var. Çok açık söylüyoruz, şu ana kadar  liberalist  politikaları uygulayan, faizli bir yapıdan başka alternatif bilmeyen kadrolar geri plana çekilmedikçe, ilk seçimlerde  millet iktidarı çok ağır biçimde cezalandıracaktır. Çünkü artık  millet şunu söylüyor. Önünüzü açtık, faizli ekonomiyi bitirin.  Hamasi duygularla ekonomi yürümüyor. Devlet  üretim ekonomisi yerine  sosyal yardımlarla geçinen insanların sayısını arttırmakla sorunları süreklilik adına çözemez. Seçilecek olan başkan, ülkeyi yönetirken, ülkenin bütün fikir kaynaklarından istifade etmelidir.Herkes sadece dinlenmemelidir. Üretkenliklerini  meyveye dönüştürecek biçimde zeminler  oluşturulmalıdır.

Tabi bölgemizde yeni devlet yapılanmaları sürekli aralıksız biçimde sürmektedir. Biz inanıyoruz ki gizli antlaşmalarda yapılagelmektedir.Türkiye,  yeni yönetim biçiminde  bu dışsal tehlikelere karşı alacağı en güçlü  tedbiri, yeni bir iktisadi yapılanma sürecinde  olduğunu görmek zorundadır. Öyle   kısa dönem ödemelere döviz bulmak için yurt dışından gayrimenkul alanlara  KDV siz olanaklar sağlayarak bu gemi yürümez.  Taşıma su ile değirmen dönmez.