20 Nisan 2024

​Soykırımcı İsrail ürünlerine boykot nasıl olmalı?

 

Katil, barbar, soykırımcı İsrail, 6 ay önce Hamas’ın silahlı güçlerinin yaptığı saldırıyı kendilerine gerekçe yaparak Gazze’yi bombalamaya, çoluk-çocuk, kadın, genç yaşlı demeden masum sivillerin üzerine bomba yağdırmaya, tarihin gördüğü en büyük soykırımı yapmaya başladılar.

Katil, barbar, vandal terör devleti İsrail, şu ana kadar yaklaşık 32 bin Gazzeli Müslüman kardeşimizi şehit etti, 70 binin üzerinde Müslüman kardeşimiz de yaralı durumda. Hiçbir savaş hukukunu tanımayan barbar, vandal, katil Siyonis İsrail, hastaneleri bombalıyor… Kiliseleri bombalıyor… Camileri bombalıyor… “Güvenlidir, o bölgelere gidin diyerek sürgün ettiği” Müslüman kardeşlerimizin üzerine fosfor bombaları yağdırıyor. Her akşam bu tarihin gördüğü en büyük soykırımın görüntülerini dünya izlemekle yetiniyor… Belki de soykırımcılara “Durun durduğunuz yerde, oturun oturduğunuz yerde” diyebilecek küresel emperyalist güçler bu vahşete ses çıkarmadığı için Siyonistler, daha da azarak Müslüman kardeşlerimize bomba yağdırmaya devam ediyorlar.

Bir lokma ekmeğe, bir yudum suya muhtaç ediyorlar. Utanmaz, arlanmazlar, “Gazzeliler nasıl olsa açlar, şu anda onları öldürmenin tam zamanıdır” diyerek Ramazan ayında vahşetlerini daha da artıracaklarının sinyallerini veriyorlar. Uzun zamandır ilk defa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde –Amerika çekimser kalsa da-Gazze’de sürdürülebilir bir ateşkes çağrısı oylandı ve kabul edildi. Barbarlar, vandallar bu ateşkes çağrısını dikkate bile almadılar. Birkaç gündür vahşetlerini ve soykırımlarını daha da artırarak devam ediyorlar. Konuyu fazla dağıtmadan şuraya gelmek istiyorum. Gazze topraklarında tarihin gördüğü en büyük soykırım yaşanırken, bir elin parmaklarını bile bulmayan birkaç ülke dışında bu katliam için dünyanın tüm ülkeleri sessizliğe büründü. Zaten bu barbarların katliamlarını artırmalarının nedeni de bu sessizlik oldu.

Gazzeli kardeşlerimiz şehit edilirken, yurtlarından sürülürken, özellikle bizim ülkemizde çok önemli gördüğüm bir sivil inisiyatif başlatıldı. Siyonist Yahudi ürünlerine yönelik boykot çağrısı. Katliamların başladığı ilk günlerde sosyal medyada dolaşan Siyonist Yahudilere ait ürünleri, markaları görünce ben de inanın şok olmuştum. Meğer bizim ülkemizde gıdadan temizlik maddelerine, kozmetik ürünlerinden içecek markalarına ne kadar çok Siyonist Yahudi ürünü cirit atıyormuş?

Dolayısıyla Siyonist Yahudilerin ürünlerine, markalarına yapılacak bu boykotta da farklı segmentte diyebileceğim zorluklar da yaşanmaya başladı. Ellerinde tuttukları küresel ticaret gücünü insanlarımızın ceplerini boşaltmak, cüzdanlarına nüfuz etmek için kullanan Yahudiler, hem kendi markalarıyla sektörleri kuşatmışlar, hem de ülkemizin yerli ve milli bir çok markasını da satın alarak bizi kelimeni tam anlamıyla kendi ürünlerine mecbur bırakacak bir ekonomik alanda hapsetmişlerdi.

Açıkça demek istediğim şudur: Süpermarketlerde, marketlerde raflarda uzandığımız, ya da üzerimize başımıza alacağımız bir giysi ve kılık kıyafette, kozmetik ürünlerinden, temizlik ürünlerine, gıdadan tekstile kadar her sektörü bir ahtapot gibi kuşatan Siyonistlere karşı elimiz mecbur hale geldi… Daha çarpıcı bir deyimle, yapmaya çalıştığımız bu ekonomik boykotta, at iziyle it izi birbirine karışmış oldu. Gazzeye ölüm yağdıran bu Siyonistlerin boğazını keselim derken, hangi ürünün, hangi markanın, hangi hizmetin bu barbarlara ait olduğu konusunda çelişkiler yaşamaya başladık, aklımız karıştı…  Sormamız gerekiyor: Neden bizim yerli ve milli firmalarımız, bu Siyonistlerden daha kaliteli ve tercih edilebilir ürünler ortaya koyamıyor?

Şunu bilmeliyiz: Daha düşük fiyatta ürün satmaya çalışan yerli ve milli firmalarımız aslında büyük bir yanlış içindedir. Ticaretin ana kuralı ve ilkesi şudur: Daha çok ürün veya hizmet satmak için ya kalitenizi düşüreceksiniz, ya da fiyatınızı… İşlerinizi artırmak için sattığınız ürünün kalitesini yükseltmeniz gerekir. Yani, Siyonist Yahudilerin tekellerine aldığı kozmetik, deterjan gibi sektörlerde daha kalitelisini yapmadan, onları piyasadan silemezsiniz… İnsanımızın gönlüne, mutfağına, banyosuna giremezsiniz… Türkiye’nin %80’nin  kullandığı bir tıraş bıçağı markası var. Bu markanın karşısında ise 10 tane Türk markası var. Ancak bu tıraş bıçağı markası bir Yahudi tıraş bıçağı markası bile olamıyor. Siyonist Yahudilerin ürünlerine, markalarına boykotu bu gözlükle değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.

Her sektörde, her hizmette her şeyin en iyisini yapmak… Biz daha güzelini, daha iyisini, daha kalitesini yapmazsak bu azılılara karşı yaptığımız boykotun hiçbir anlam ve önemi kalmıyor. Yahudiler dünya ticaretini nasıl ele geçirdi? Kaliteli ve en çok satan ürünlerin ülkelerdeki firmaları veya markaları satın aldılar…  Ya da her sektörde kalite olanı üretip marketleri işgal ettiler… Aynen Gazze’yi işgal ettikleri gibi… Reklam verdiler, güven kazandılar… İnsanlarımızın zihinlerine girdiler… Demek istediğim şudur: Bizim Siyonistlere karşı boykotumuzu öncelikle zihinlerimizde başlatmamız gerekiyor… Vesselam