11 Şubat 2016

Subaylara Kıyak Emekliliğin ikramiyesi FETÖ’ye!

Ocak ayı başında, kimi AK Parti milletvekilleri imzasıyla TBMM'ye sunulan teklifle, TSK'da kadrosuzluk nedeniyle oluşan Albay yığılmasını gidermek için, 1986, 1987 ve 1988 dönem mezunları için “kıyak emeklilik” getirilmesinin planlandığına dair haberler düştü medyaya...

Haberin veriliş şekli, binlerce Albay'a umut algısı üzerine kurulmuştu. Bir bit yeniği olduğunu düşünmedim değil. Ve hatta TSK içerisindeki Fetullahçı Örgüt mensuplarının tasfiyesine yönelik bir adım olabileceğini bile değerlendirdim.

Oysa kazın ayağı hiç de öyle değilmiş.

Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele kararlılığı nedeniyle örgütün hedefi haline gelen bir askeri yetkili, AK Parti milletvekilleri tarafından TBMM'ye sunulan bu teklifin, ordu içerisinde büyük hayal kırıklığına sebep olduğunu söyledi.

TSK'daki vatansever subayların, Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadeleyi bir İstiklal Mücadelesi olarak addettiklerini, siyasi arenada bu mücadeleye omuz veren tek siyasi oluşumun da Recep Tayyip Erdoğan nezdinde sadece AK Parti olduğunu düşündüklerini aktaran askeri yetkili, Fetullahçı Örgüt mensupları için bir güvenceye dönüşecek bu teklifin AK Parti milletvekillerinin imzasıyla verilmesiyle birlikte partiye olan inancın ve güvenin zedelendiğini aktardı.

Uzun zamandır biz de bu yönde bir kanaate sahibiz. AK Parti'nin Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele noktasında Erdoğan'dan sonra büyük bir zafiyet gösterdiğini defalarca ifade ettik.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün firari isimlerinin sosyal medya hesaplarından paylaştıkları ve Başbakan Davutoğlu'na yakın kimi isimlerin örgüt elebaşı Fetullah Gülen ve Türkiye'deki etkin isimleri ile uzlaşı arayışına girdikleri iddialarının muhatapları tarafından yalanlanmaması bu endişelerimizi daha da kuvvetlendirdi.

Bunla beraber, örgütün en güçlü olduğu Emniyet teşkilatında, kamuoyuyla dalga geçercesine, Fetullahçı yaftası vurularak yüzlerce insan tasfiye edilir, rütbeleri sökülürken, örgütün etkin isimlerinin bu operasyonlarla perdelenmesi, Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadelede siyasi otoritenin topu taca attığı fikri ağır basmaya başladı.

Emniyet tepe yönetiminde yer alan bazı isimlerin örgüte hareket alanı açan eylemlerine seyirci kalınması, örgütün finansal networkunu çözecek soruşturmanın ana hatlarının, örgütün korunup kollanan elemanları vasıtasıyla finansal aktörlere aktarılması ve hemen tümünün tek tek firar ettiğinin ortaya çıkması da cabasıydı...

Bütün bu gerçekler bir tarafta dururken, AK Parti'den kimi milletvekillerinin imzasıyla TBMM'ye sunulan “86-87-88 dönem mezunu Albaylara kıyak emeklilik” teklifinin, TSK'daki Paralel Yapı unsurlarının tasfiyesine yönelik muhtemel operasyonlara karşı sigorta işlevi göreceği iddiasını işitince “ne oluyor” dememek elde değil. Bu teklifin yasallaşması durumunda önümüzdeki Ağustos'ta 31 yılını doldurduğu için TSK'dan rutin şekilde emekli edilecek 85 mezunlarıyla birlikte 4 dönemlik bir kayıp yaşanacak.

Daha önemlisi 2007'de başlayan Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk Davaları sonrasındaki kadrolaşmasıyla şu an TSK'da en güçlü dönemini yaşayan örgüt, mensuplarına düzenlenmesi kaçınılmaz bir operasyona karşı bu teklifle yaşanacak süreci bir güvence olarak kullanacak.

Bir başka bilgi de, örgütün 86-87-88 mezunları içerisindeki kendi mensuplarını yukarıda saydığım davalar sürecinde zaten general amiral yaptığı yönünde.

Teklifin yasallaşması sonrasında başlatılması muhtemel operasyona, “Emeklilik formülüyle binlerce subayı emekli ettik. Şimdi bunları da tasfiye edersek ordunun gücü zayıflar savunma ve taarruz gücünü kaybeder” gerekçesiyle karşı çıkarak kalan bakiyelerini korumayı ve TSK'nın gelecek yıllardaki komuta kademesini örgüt mensuplarından oluşturmayı hedeflediği öne sürülüyor.

Teklifin ana hatlarına dair fikrin TSK içerisindeki Fetullahçı Örgüt uzantıları tarafından ortaya atıldığı da iddiasını göz önünde bulundurduğumuzda önemli bir operasyonun işaret fişeğiyle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim.

Teklifte imzası bulunan vekilleri töhmet altında bırakmak istememekle birlikte, teklifin arka planına dair derinlemesine bir araştırma yapılması gerektiği de mutlak.

Geçtiğimiz Ağustos öncesinde, oluşacak komuta katı için Yeni Söz Gazetesinde kaleme aldığım yazılarımdaki “Mısır benzeri bir vaka yaşamamaya dair” uyarılarım için Yeni Akit'ten rahmetli Hasan Karakaya'ya ulaşıp, “Zihni Çakır ne demek istiyor” diye soran karargah aklının bu araştırmayı yapacak idraka sahip olup olmadığının kararını kamuoyuna bırakıyorum ama en azından Fetullahçı Örgütle mücadeledeki tek dayanak olan sayın Cumhurbaşkanının bu yönde bir araştırma yapması isabetli olur.

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir