24 Temmuz 2015

Suruç Patlaması ve Daeş Gerçeği

Pazartesi günü Suruç'ta Kobani'ye geçmek için bekleyen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerine yönelik olarak bir canlı bomba eylemi düzenlendi. Saldırıda 32 kişi ölürken 100'ün üzerinde kişi de yaralandı. Bir gün sonra ise Ceylanpınar'da 2 polis memuru evlerinde öldürülmüş olarak bulundular, bu olayı PKK'nin yapılanması olan YDG-H üstlendi.

Ölüm kötüdür, kimsenin ölüm istememesi gerekiyor. Ölüm toplumu ayrıştırmak için en kolay yoldur. Terör örgütleri de en kolay olan bu yolu tercih ederler.

Işid, Daeş, Daiş, İD, adına ne denirse, hakkında en az bilgi olarak örgütlerden biri. Irak'ta kurulmuş olan daha sonra Suriye'nin karışmasıyla beraber Suriye'de de faaliyet göstermeye başlamış olan tarihin en karanlık örgütlerinden biri. Saddam döneminin Irak ordusunun özel koruma birliklerinin temelini oluşturduğu, Kafkas kökenli (Çeçen) gerilla savaşı tecrübelilerinin desteklediği, Batıdan gelmiş film ve prodüksiyon uzmanlarıyla desteklenmiş, yerel ve uluslarası destek bulan ilginç bir örgütle karşı karşıyayız.Allah ve dini çok rahat kullanabilen, Cenneti kazanma arzusuyla, insanlığa dünyayı Cehennem haline getirmeyi marifet sayan, gittikleri her yere önce korku götüren modern barbar bir örgüt ve bu örgütü çözemeyen bir dünya.

Daeş, Suriye'ye girdikten sonra özellikle Kürt bölgesinin stratejik konumu nedeniyle hedeflediği ana bölgelerden biri haline geldi. Daeş, Türkiye sınırına gelmesiyle beraber Avrupa sınırlarına gelmiş olacaktı. Fikirlerini ihraç etmek, lojistik ihtiyaçlarını gidermek ve stratejik bir konum elde etmek için sınır bölgesine ağırlık vermişti. Kobani saldırısı ve ardından devam eden çatışmaların ana nedeni bu olsa da temeli Saddam askerlerinden oluşan Daeş'in Irak savaşı döneminden beri Kürt fobisi de olduğu düşünüldüğünde  saldırının nedeni daha anlaşılabilir hale gelmektedir.

Daeş üzerinden,Suriyeli mazlumlara ciddi manada destek sunan bir ülkeye yönelik olarak terör estirmek, Esed rejimine destek olmaktan başka ne olabilir ki... bile bile Türkiye, Daeş'i destekliyor demek, kelimenin en basit ifadesiyle aymazlıktır. Kaldı ki, Kürt bölgesinin Daeş'in eline geçmemesi için Peşmergeye koridor açan, yaralıların hepsini tedavi eden, Kobani'ye gıda ve lojistik destek veren bir ülkeye böylesi saldırmak vicdanları yaralar. 

Daeş'i tanımıyoruz, yapabileceklerini bilemiyoruz, ama Daeş'in islama zarar verdiğini, müslümanlara böylesi büyük bir zararı başka kimsenin veremediğini de biliyoruz. Daeş üzerinden bir "müslüman avı" başlatılmak isteniyorsa, ki 6-8 Ekim olaylarında ve Suruç saldırısı sonrası İstanbul ve Adana'da öldürülenlerin kimliklerine bakınca bu Cadı avınının yürürlüğe konması için ciddi bir çabanın olduğunu da görüyoruz. Dünyanın dört bir yanından Daeş'e katılımlar oluyor, ama şu ilde daha çok katılım var bu ilde daha çok katılım var deyip, iller üzerinden olmayan çıkarımlarla insanları suçlamak ayrıştırıcılığın nirvanasıdır.

Galiba Daeş'i meşhur fil nedir? Hikayeciğindeki gibi tarif ediyoruz biz körler. Zira bir gurup âma'nın olduğu yere bir fil getirirler, körlerden her biri filin bir yerine dokunur, biri filin kulağına eller, fil yaprak gibidir,der. Diğeri bacağına eller fil sütun gibidir, der. Bir karın bölgesine dokunur, fil duvar gibidir,der. Yani herkes dokunabildiği yere göre bir tarif yapar. Ama hiçbir bu tariflerin toplamına göre bir tarif yapmaz, yapamaz. Daeş te bizim için bu fil misali gibi hiç birimiz tam tarifini yapamıyoruz. Bu konuda uzmanlarımız yok, olan bilgiler de kulaktan doğma. Her kes bişeyler söylüyor. Kimse bu illete tam tarif getiremediğine göre bu hastalığa şifanın ne olduğunu da tam olarak bulamıyoruz.

Terör konusunda Meclis acil toplanmalı, Daeş masaya yatırılmalı, sorun anlaşılmalı, çözüm ortaya konmalı. Ama kimse de Daeş üzerinden Türkiye'nin birlik ve beraberliğine kasdetmemeli, kasdedememeli.

Suruç patlaması vesilesiyle ölenlere de ardından Şehit edilen Polislere de Allahtan rahmet, Ölenlerin yakınlarına sabır diliyorum. Allah bir daha bizlere bu acıları yaşatmasın. Ama biz de sürekli aynı deliklerden ısırılan mümin olmayalım.

Selam ile efendim.

Ömer Evsen

@evsenomer