01 Ağustos 2016

Tarihin en büyük bedhah temizliği…

15 Temmuz vahşetinden sonra her gün FETÖ ile bağlantılı kamu personeline dönük çalışmalar yansıyor haberlere.

Zihinleri tütsülenmiş bu ruhsuzlar ordusunun ne kadar hain olabileceklerini yazıp, çizenlerin feryatlarına rağmen, yıllardır çöreklendikleri mevkilerde devletin olanaklarını kullanan asalaklar en nihayetinde temizleniyor.

Gasp ettikleri mevkileri bu kadim toprakları, kapısında göbelez oldukları zalimlere peşkeş çekmek için kullanan başıbozuk Haşhaşilere dönük toplumsal mücadelenin kuşkusuz en önemli ayağı bu çalışmalar olacaktır.

O kadar önemli ki kamuyla sınırlı da kalmayıp, FETÖ'ye hem devasa boyutlarda ekonomik güç hem sosyal destek hem de potansiyel insan kaynağı yaratan özel sektördeki her varlığının da aynı titizlikle incelenmesi ve gereğinin yapılması gerekiyor.

Hukuktan ve hakkaniyetten ayrılmadığı ve her bir vakayı en ince ayrıntısına kadar, titizlikle inceleyerek karara bağlamayı değişmez prensip ettikten sonra devletin bunu gittiği yere kadar götürmesinden doğal bir şey yok.

Varsın Türkiye'yi diz çöktürmek için her yolu mubah gören bedbahtlar boş durmayıp, aşağılık mevzilerinin tamamıyla kaybedilmesine engel olmak için çabalasınlar yeniden.

Biliyoruz, hem kendi içimizdeki avallar ve hainler hem de dışarıdaki unsurları aracılığıyla özellikle de  ‘insan hakları' görüntüsü altında bu konudaki baskılarını da üzerimizden eksik etmeyecekler.

Yani hangi maksat ve niyetle hangi türden yaygaraları koparacaklarına hazırlıklı olmak gerekiyor.

Her biri, kanlı bir işgal girişiminin en sıcak saatlerinde dahi içten bir ‘geçmiş olsun' demeden önce tutuklanan darbeci müttefiklerine üzülen J. Votel veya J. Clapper misali Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışan kendini bilmezler çünkü.

Şimdiden savurdukları insan haklarına bandırılmış her tepki ve uyarı ise, CIA'e bandrollü düşünce derneği Stratforların üfledikleri, biliyoruz çok şükür.

Ne kadar yoğun ve sistematik bir saldırı planlasalar da onlara verilecek en iyi cevap, her şeye rağmen sürdürülen bütün işten el çektirmelerde hukuktan ayrılmamaya gösterilecek özen olacaktır.

Akla hayale gelmeyen yöntemlerle içine sızan cehennemi bir örgüte karşı bağımsız ve demokratik bir hukuk devletinin yapması gereken şeyi yapıyor olduğumuzu o vakit âleme er ya da geç anlatabileceğiz.

Türlü hilelerle, yalanlarla, haniliklerle gasp edilen o mevkilerden cehennemi bir örgütün ölüm mangalarının, uyuyan neferlerinin, kıyım sempatizanlarının durmasına göz yumacak denli düşmüş bir ülke olmadığımızı da...

Haddini bilmez soysuzlar ordusunun, o mevkileri çalarken hem Allah'ın bana gelmeyin dediği kul hakkına riayet etmediğini hem de evrensel hukukun koruması altındaki dünyevi insan haklarına saygı duymadığını da gösterebileceğiz dünyaya.

O yüzden Türkiye kararlılıkla yılmadan, esnemeden, sulandırmadan, tek bir suiistimale dahi imkân vermeden işine bakmalıdır sadece.

Devletin her bir Bakanlık ve bağlı kuruluşlarındaki müsteşarından genel müdürüne, daire başkanından il ve ilçe müdürüne, memurundan çaycısına kadar çalışan herkes bu temizlik seferberliğinin eleğinden geçirilmelidir. 

Özel sektördeki her bir şirket, işletme, teşekkül, dernek, vakıf gibi Parti teşkilatları, Belediyeler ve STK'lar da aynı şekilde titizlikle incelenmelidir.

Hukuktan ayrılmamak kadar dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise, bu temizliği yapacak kişilerin FETÖ ile hiçbir şekilde ilişkilerinin olmadığından emin olunması olacaktır kuşkusuz.

Kanlı bir örgütle mücadele ettiği imajı verirken hem kendini saklayan hem de Türkiye'yi insan hakları konusunda dünya kamuoyu nezdinde zor durumda bırakmaya çabalayan kriptoları birçok kez deneyledikten sonra özellikle.

O yüzden bu bedhah temizleme hareketinde alanlarında deneyimli, bilgili, bağımsız uzman ve denetleyicilerin yetkilendirilmesi fikri dahi yabana atılmamalıdır.

***

Evet, hiç kuşku yok ki bu toprakların tarihinde gördüğü en büyük temizlikle karşı karşıyayız. Asla kolay olmayacak ve hatasız geçiştirilmesi neredeyse imkânsız olan bir süreç bu.

En az hasarla atlatılması için vicdanının sesini dinleyebilen, adalet ve hakkaniyeti bilen, kul hakkından ve beşeri hukukun ihlalinden korkan herkesi meşakkatli bir görev bekliyor.

Soysuzlarla mücadelede Allah savaşanın yardımcısı olacaktır elbet. Tıpkı bu kutlu görev sırasında ve sonrasında işini ciddiye almayan, suiistimal eden, eski hastalıklara meyledenleri şaşırtacağı gibi.