19 Kasım 2015

Trollenecek çok program var

Sosyal medya ile gündemimize giren yeni kavramlardan biri de “troll” kavramı. “Selfie”den sonra TDK, “troll”ün Türkçe karşılığını bulmak için de yakında mesai harcamaya başlayabilir;  demedi demeyin...

Sosyal medya ya da internet trollüğü, insanları tahrik ederek ve kızgınlıkla yazılmış cevaplar vereceklerini umarak, mesaj göndermek olarak tarif ediliyor. Yani troll'ün amacı gündemde ilgili konuda tartışmak, fikir alışverişinde bulunmak değil. Gözüne kestirdiği muhatabı tabiri caizse tamamen çileden çıkarmak, moralini bozup onu çabasından geriletmeye çalışmak.

Özellikle sosyal medyada ortaya çıkan trollük yeni bir mecra daha buldu kendine: TV...

Geçtiğimiz günlerde ilginç bir deneyim yaşadık. Korcan Cinemre isimli genç bir vatandaş evlilik programlarından tutun da yarışmalara varıncaya kadar birçok programda boy gösterdi.

Bu vatandaşın derdi o programların ruhuna uygun davranış içinde olmak değil, tamamen kendi çapında bir bozgunculuk yapmak, insanların sinir uçlarına dokunmak yani yer aldığı programları manipüle etmekti.

En çok trollemek istediğim programlar evlilik programları

Beklenmedik tavırlar ya da cevaplar veren kurnaz vatandaş, sunucuların şaşkın bakışları arasında TV kanallarını  trolleyen kişi olarak tarihe geçti. Hem de ne geçmek!..Koca koca gazetelerin web siteleri dahil, adamın görüntülerini yayınlamayan; trollediği programların videolarını göstermeyen site kalmadı.

Bu kurnaz vatandaşın estirdiği fırtına hala etkisini göstermeye devam ediyor.

Önümüzdeki günlerde ünlü olmak için TV programlarında trollük yapmak isteyenlerin sayısında ciddi bir artış olabilir. Yakında TV kanalları güvenlik amacıyla x-ray cihazı bulundurmanın yanı sıra troll tespit eden cihaz siparişleri vermeye başlayabilirler.

İtiraf edeyim program trollemek fiktrine bayıldım...Vatandaşa öyle özendim ki...Düşünüyorum da; TV kanallarında  trollenecek  ne kadar da çok program var!.. Korcan Cinemre'nin de yaptığı gibi evlilik programında yer alıp ortamı ağız tadıyla trollemek ne keyifli olurdu.

“Maaşınız ne kadar?” diye soran bir hatuna “sana ne!” diye çıkışmak ya da “eviniz var mı?” diye soran başka birine o an boyut değiştirip “Yemek pişirken hangi hayalleri kurarsın; bana en son pişirdiğin yemek sırasında kurduğun hayalini anlatsana” diye alaycı bir karşılık vermek sizi bilmem ama beni çok mutlu ederdi doğrusu.

“Eyy Ahmet Çakar!”

Sonra münkün olsa Beyaz TV'de yayınlanan ekranların “kült” futbol yorum programı Beyaz Futbol'a konuk yorumcu statüsünde katılıp stüdyoda troll rüzgarları estirmek isterdim.

Sevgili Ahmet Ahmet Çakar'ın önce resmini çizip üzerine çarpı işaretini attıktan sonra gözlerinin içine bakıp Ey Ahmet Çakar, “kirpi mi yoksa karga mı daha adamdır?” diye yükses sesle sorardım...

Birgün diziler de trollenecek!

Neyse...Önümüzdeki dönem troll örneklerinin TV ekranlarında daha çok yaşanacağı bir dönem olabilir. Asıl merak ettiğim konu ise gün gelip de dizilerin trollenmesi mümkün olacak mı sorusu...

Mesela, bölüm senaryosuna dışardan müdahale edip sonradan ürettiğiniz karakterlere troll amaçlı repliklerin yazdırılması acayip güzel olurdu.

Yayın sonrası yapımcı ve senaristlerin şaşkınlığına şahit olabilmek eğlenceli olduğu kadar süper bir fikir değil mi?

Neyse... Eger birgün dizilerin trollenmesi mümkün olabilirse bu işin fikir babasının kim olduğunu herhalde kimse unutmaz.