Ümmetin dertleri saçlarımı ağarttı
Büyük dertleriniz var mı? Bu soruya cevabınız ’’evet’’ ise müjdeler olsun size.
Şayet
büyük dertleriniz varsa büyük insansınız demektir.
‘’Büyük
başın büyük derdi olur’’ sözü hayatın ve kitabın tam ortasından söylenmiş.
Bu
sözü tersinden okumak bizi şu hakikate götürür.
Küçük
insanlar büyük dertleri taşıyamazlar . Onlara büyük dertler zor gelir, acı
gelir, ağır gelir. Tarihimizdeki büyük fetihler, zaferler, başarılar hep büyük
dertlerin meyvesidir.
‘’Dağına
göre kar yağar’’sözü meramımız anlatmaya yeter de artar bile.
Dertlerimize
değerlerimizin zaviyesinden baktığımızda
gördüğümüz manzara bize aşk ile şevk ile şu cümleyi kurdurur: ’’Derdimiz, yurdumuzdur.’’
Yurdumuza
göz diken aç gözlü mankurtlar elimizden önce derdimizi sonra da yurdumuzu almak
istiyorlar.
Alemde
en büyük dert, dertsizliktir. Dertsizlik derdinin dermanı yoktur. Bana derdini
söyle sana dermanını söyleyeyim.
Dertten
,dermandan bahşetmişken Mevlana’nın şu veciz sözünü de hatırlamadan geçmeyelim.
’’Rabbine benim derdim var deme, dertlerine dön ve onlara benim Rabbim var de’’
Derdimiz;
davamızdır, devamızdır, yurdumuzdur, yuvamızdır. Yıllar önce şöyle yazmıştım:
’’İnsan
dediğin mert olmalı, yüreğinde dert olmalı’’
Son
nefesime kadar sözümün arkasındayım.
‘’Bir
derdim var, bin dermana değişmem.’’ diyebilen bir insana bin kere ‘’maaşallah’’
demekten başka ne diyebiliriz ki.
‘’Derdim
çoktur hangisine yanayım’’ türküsü elvan elvan dertlerimizin dökümünü çıkarır.
Yazar
derdinden dersini almamış olsaydı okurlarına
‘’iyi dertler arkadaşlar’’ diyebilir miydi?
Bizim
derdimizi dersimizden, dersimizi dertlerimizden ayırmaya hiç kimsenin takati
yetmez.
Bizim
derdimiz sadece derdimiz değil, aynı zamanda nefsimiz ile harbimiz şeytan ile derbimizdir.
Sünnetinden
ümmetin dertlerine adanmayı iktibas ettiğimiz rahmet elçisi (s.a.v)
dertlerimize derman olan o hadis-i şeriflerinden
birinde bakınız ne buyurur: ‘’Müslümanın derdiyle dertlenmeyen
bizden değildir’’
Gönüllere
derman olan bu nebevi fermandan ilham alan şair bakınız dertleriyle nasıl coşuyor:
‘’Derman arardım derdime
Derdim
bana derman imiş.’’
****
Kurulduğu
günden bugüne bölgemize kandan, kinden, ölümden ve zulümden başka bir şey getirmeyen
Siyonist İsrail devleti haftalardır Gazze’ye ölüm yağdırıyor. Cami, kilise, hastane,
pazar yeri demeden her yeri yakıyor, yıkıyor. İnsanlığın canisi olan İsrail
hamisinden aldığı sınırsız destekle kudurdukça kuduruyor.
Gazze’de
yaşanan yürek parçalayıcı acılar bütün insanlığın vicdanını sızlatıyor. Özellikle
Müslümanları ağlattıkça ağlatıyor, inlettikçe inletiyor. Bugünlerde çevremdeki
insanlardan en sık duyduğum cümleler şunlar:
‘’Televizyonlara
bakamıyoruz, gördüğümüz acılara dayanamıyoruz. Yediğimiz içtiğimiz hiç birşeyden
lezzet alamıyoruz. Kardeşlerimiz durmadan ölüp, yaralanırken, burada böyle eli
kolu bağlı bir şekilde durmak bize çok ağır geliyor. Ağlamaktan, sızlamaktan, dertlenmekten
başka bir şey yapamıyoruz.’’
Onlara
şöyle diyorum:
‘’Kardeşlerinin
acı ve ızdıraplarını yüreğinin merkezinde hissederek onların dertleriyle dertlenebilmek
ne büyük bir erdem, ne kıymetli bir fazilet. Ne mutlu size. Böyle dertlenmeye
devam edin. Yeryüzünden dertlenmeler
yükseldikçe Allah’ın izniyle gökyüzünden dermanlar yağacak inşallah! Bu kıvamı
ve kıyamı asla bozmayın’’
Yeter
dertlendiğimiz deme gafletine düşmeyin. Akıttığınız gözyaşını asla küçük
görmeyin. Bugün Mescid-i Aksa için gözyaşını akıtmayanlar yarın icab
ettiğinde bu uğurda kanlarını da akıtamazlar.
Söz
Müslümanların derdiyle dertlenmekten açılmışken yazıya Erkam Radyo’da Nurettin
Yıldız hoca’dan dinlediğim büyük İslam Alimi Ebu'l- Hasen en- Nedvî merhuma ait bir hatıra ile esaslı bir nokta
koyalım.
Diyanet
İşleri eski başkanlarından Lütfi Doğan hocamızdan dinlemiştim. Şöyle anlatyordu:
Merhum
Nedvi 5 yıl arayla 2 defa Türkiye’ye
gelmişti. Her iki gelişinde de kendisini havaalanında da ben karşılamıştım. Hocamızı
ilk gördüğümde saçları simsiyahtı.5 yıl sonra 2.görüşümde saçlarının bembeyaz
olduğunu görmüştüm. Onun bu durumuna çok hayret edip sebebini sordum.
Bana
şöyle dedi:
‘’Ümmetin
derdi saçlarımı ağarttı.’’
Saçlarını
ağartacak derecede ümmetin derdiyle dertlenen alimler olduğu müddetçe islam ve
insanlık düşmanı siyonist ve evenjalistlerin ufkuna tarihte olduğu gibi bugünde
koyu bir karanlıktan başka bir şey düşmeyecektir.