27 Ekim 2023

Ümmetin dertleri saçlarımı ağarttı

Büyük dertleriniz var mı?  Bu  soruya cevabınız ’’evet’’ ise müjdeler olsun size.

Şayet büyük dertleriniz varsa büyük insansınız demektir.

 

‘’Büyük başın büyük derdi olur’’ sözü hayatın ve kitabın tam ortasından söylenmiş.

Bu sözü tersinden okumak bizi şu hakikate götürür.

Küçük insanlar büyük dertleri taşıyamazlar . Onlara büyük dertler zor gelir, acı gelir, ağır gelir. Tarihimizdeki büyük fetihler, zaferler, başarılar hep büyük dertlerin meyvesidir.

‘’Dağına göre kar yağar’’sözü meramımız anlatmaya yeter de artar bile.

Dertlerimize değerlerimizin zaviyesinden  baktığımızda gördüğümüz manzara bize aşk ile şevk ile şu cümleyi kurdurur: ’’Derdimiz, yurdumuzdur.’’

Yurdumuza göz diken aç gözlü mankurtlar elimizden önce derdimizi sonra da yurdumuzu almak istiyorlar.

Alemde en büyük dert, dertsizliktir. Dertsizlik derdinin dermanı yoktur. Bana derdini söyle sana dermanını söyleyeyim.

Dertten ,dermandan bahşetmişken Mevlana’nın şu veciz sözünü de hatırlamadan geçmeyelim. ’’Rabbine benim derdim var deme, dertlerine dön ve onlara benim Rabbim var de’’

Derdimiz; davamızdır, devamızdır, yurdumuzdur, yuvamızdır. Yıllar önce şöyle yazmıştım:

’’İnsan dediğin mert olmalı, yüreğinde dert olmalı’’

Son nefesime kadar sözümün arkasındayım.

‘’Bir derdim var, bin dermana değişmem.’’ diyebilen bir insana bin kere ‘’maaşallah’’ demekten başka ne diyebiliriz ki.

‘’Derdim çoktur hangisine yanayım’’ türküsü elvan elvan dertlerimizin  dökümünü çıkarır.

Yazar derdinden dersini almamış olsaydı okurlarına  ‘’iyi dertler arkadaşlar’’ diyebilir miydi?

Bizim derdimizi dersimizden, dersimizi dertlerimizden ayırmaya hiç kimsenin takati yetmez.

Bizim derdimiz sadece derdimiz değil, aynı zamanda nefsimiz ile  harbimiz şeytan ile derbimizdir.

Sünnetinden ümmetin dertlerine adanmayı iktibas ettiğimiz rahmet elçisi (s.a.v) dertlerimize derman olan  o hadis-i şeriflerinden  birinde bakınız  ne buyurur: ‘’Müslümanın derdiyle dertlenmeyen bizden değildir’’

Gönüllere derman olan bu nebevi fermandan ilham alan şair bakınız dertleriyle  nasıl coşuyor:

 ‘’Derman arardım derdime

Derdim bana derman imiş.’’

****

Kurulduğu günden bugüne bölgemize kandan, kinden, ölümden ve zulümden başka bir şey getirmeyen Siyonist İsrail devleti haftalardır Gazze’ye ölüm yağdırıyor. Cami, kilise, hastane, pazar yeri demeden her yeri yakıyor, yıkıyor. İnsanlığın canisi olan İsrail hamisinden aldığı sınırsız destekle kudurdukça kuduruyor.

 

Gazze’de yaşanan yürek parçalayıcı acılar bütün insanlığın vicdanını sızlatıyor. Özellikle Müslümanları ağlattıkça ağlatıyor, inlettikçe inletiyor. Bugünlerde çevremdeki insanlardan en sık duyduğum cümleler şunlar:

‘’Televizyonlara bakamıyoruz, gördüğümüz acılara dayanamıyoruz. Yediğimiz içtiğimiz hiç birşeyden lezzet alamıyoruz. Kardeşlerimiz durmadan ölüp, yaralanırken, burada böyle eli kolu bağlı bir şekilde durmak bize çok ağır geliyor. Ağlamaktan, sızlamaktan, dertlenmekten başka bir şey yapamıyoruz.’’

Onlara şöyle diyorum:

‘’Kardeşlerinin acı ve ızdıraplarını yüreğinin merkezinde hissederek onların dertleriyle dertlenebilmek ne büyük bir erdem, ne kıymetli bir fazilet. Ne mutlu size. Böyle dertlenmeye devam edin. Yeryüzünden  dertlenmeler yükseldikçe Allah’ın izniyle gökyüzünden dermanlar yağacak inşallah! Bu kıvamı ve kıyamı asla bozmayın’’

 

Yeter dertlendiğimiz deme gafletine düşmeyin. Akıttığınız gözyaşını asla küçük görmeyin. Bugün Mescid-i Aksa için gözyaşını akıtmayanlar yarın icab ettiğinde  bu uğurda kanlarını da  akıtamazlar.

 

Söz Müslümanların derdiyle dertlenmekten açılmışken yazıya Erkam Radyo’da Nurettin Yıldız hoca’dan dinlediğim büyük İslam Alimi Ebu'l- Hasen en- Nedvî  merhuma ait bir hatıra ile esaslı bir nokta koyalım.

Diyanet İşleri eski başkanlarından Lütfi Doğan hocamızdan  dinlemiştim. Şöyle anlatyordu:

Merhum Nedvi  5 yıl arayla 2 defa Türkiye’ye gelmişti. Her iki gelişinde de kendisini havaalanında da ben karşılamıştım. Hocamızı ilk gördüğümde saçları simsiyahtı.5 yıl sonra 2.görüşümde saçlarının bembeyaz olduğunu görmüştüm. Onun bu durumuna çok  hayret edip sebebini sordum.

Bana şöyle dedi:

‘’Ümmetin derdi saçlarımı ağarttı.’’

 

Saçlarını ağartacak derecede ümmetin derdiyle dertlenen alimler olduğu müddetçe islam ve insanlık düşmanı siyonist ve evenjalistlerin ufkuna tarihte olduğu gibi bugünde  koyu bir karanlıktan başka bir şey düşmeyecektir.