27 Mart 2019

Üretmeden tüketmek köleleştirir

Beyan Yayınları'nın artık bir Cumartesi klasiği haline gelen Meclis-i Beyan (benim tabirimle) buluşmalarının bu haftaki konuğu katılım bankacılığının teorisyenlerinden Temel Hazıroğlu idi.

Temel Hoca İslam İktisat tasavvuru merkezinde 40 dakikalık samimi ve verimli bir konuşma gerçekleştirildi. Ben Temel Hazıroğlu hocanın bu konuşmasından alabildiğim bazı notları sizlerle paylaşmak istiyorum. Okuyacağımız notlar size belki çok bildik ve tanıdık gelecek. İlgili notları bildik ve tanıdık olmanın ötesine taşıyacak olan şey kurulması kolay gibi gelen cümlelerin her kelimesinin içinin yaşanan zorlu tecrübelerle dolu olmasıdır.

Bu kısa girizgahtan sonra ben aradan çekiliyor, sözü Temel Hazıroğlu hocaya bırakıyorum.

***

Ben bir toplumun kendine yetmesini çok önemsiyorum. Bir Fransız iktisatçı der ki: “Kendi kendine yetmeyen toplumların sonu ya işçiliktir, ya köleliktir. Sanayileşmenin gizli tarihini yazan Çeyn'e göre de gelişmişliğin göstergesi içerde yeterli kaynaklara sahip olup dışarıyada vergi aracılığıyla gümrük duvarları kurmaktır.

***

Şayet bir konuda milliyetçilik yapılması gerekirse bu konu iktisadi milliyetçilik olmalıdır.

***

İmam-ı Gazali'nin fevkalade önemli bir görüşü var.

O der ki:” Kendi kendine yeten insanın, ibadeti kendi kendine yetmeyen insanın ibadetinden efdaldir.”

***

Geçenlerde İsviçre'den gelen bir tanıdığım anlattı. Koca bir apartmanda sadece bir çamaşır makinesi var. Apartman sakinleri o makineyi dönüşümlü olarak kullanıyorlar. Ben de gezdiğim gelişmiş ülkelerde eski arabaların yeni arabalardan çok çok fazla olduğunu görüp, şaşırmıştım. Bu ülkelerin milli gelirlerinin yüksek oluşu onları israfa sürüklememiş.

***

Ben tüketme kavramının  insana hakaret olduğunu düşünüyorum. Bizim anlayışımıza göre insan tüketmez, değerlendirir. Şayet insan çılgınca tüketecek olursa üretmeden tüketmenin sonu köleliktir.

***

İktisat iki kavram üzerine oturur.

  1. Arz
  2. Talep

 

Arz verimli olmalı, talep ise yetecek kadar olmalı.

***

Batı'nın en büyük hatası kendinden başkasını insan görmemesidir.

***

Bir şeye İslami demekle o şey İslami olmaz. Bir şeye İslami diyorsak onun içini  doldurmalıyız. Batıdan aldığımız şeyleri yeşile boyayarak bir yere varamayız.

***

İşin özüne inmeli kabukla uğraşarak zaman kaybetmemeliyiz. Şayet özü kuvvetlendirirsek kabuk mutlaka zayıflayacaktır.

***

Ahlaki değerlerimizi konuşmaktan çok yaşamalıyız çünkü konuşuldukça ahlakın değeri düşer, yaşadıkça yükselir.

***

Bir toplumda hukuk güçlü değilse ahlak zayıf demektir.

***

Kapitalizm mülküyeti bireye, sosyalizm devlete verir. Bizde ise mülk emanettir.

***

Ben yıllardır ekonomiyle iktisadın birbirinden farklı olduğunu düşünüyor, söylüyorum. Ekonomi dünyevi, iktisat ise uhrevi bir kavramdır. Biri dünyevileşmenin diğeri ise eldeki kaynakları dengeli bir şekilde kullanmanın adıdır.

***

Kitaplarda iktisat şöyle tanımlanır: “İktisat sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçların karşılanmasıdır.”

Ben bu tanıma karşıyım çünkü bu tanım insanı kapitalizme götütürür.

***

İktisadi millilik zorunludur. Asıl bağımsızlık bir toplumun kendi ihtiyaçlarını kendisininin karşılayabilmesidir.

***

Bugün bizim yapmaya çalıştığımız şey islam iktisat felsefesinden hareket ederek katılım bankacılığını uygulamaktır.

***

Güç ve servet sahipleri, güçlerini ve servetlerini korumak için her şeyi yaparlar. Ben büyük sermayeye sahip olmanın insan için büyük bir sorun olduğunu düşünüyorum. Sermayenin bir sınırının olması gerektiğini inanıyorum.