24 May 2023

Uyan da su başına in YSK

Son altı yıl içerisinde gerçekleşen referandum ve seçim sonuçları bize şunu gösteriyor. Ak Parti’nin ya da Erdoğan’ın artık bu ülkede %2 fark ile herhangi bir seçimi kazanması mümkün değil. Zira seçim gecesi saat 21:00’den sonra çalışmaya başlayan tuhaf bir algoritma, ritmik vuruşlarla Ak Parti’nin yüzdelik dilimindeki görünür payını kırpmaya, muhalefetin payını ise aynı oranda artırmaya başlayacak. Ak Parti’nin böyle bir seçimi %2 ile kazanabilmesi için seçim gecesi saat 21:00’e en az %5’lik bir farkla girmesi lâzım.

2017 Başkanlık sistemi referandumunda aynı şey oldu! 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 2019 Yerel seçimlerinde ve nihayet 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde. Saat 21:00’den sonra oyların taraflara doğal dağılım oranı nedense bir anda bozuluyor. Yani bir taraf sürekli düşmeye diğer taraf ise sürekli yükselmeye başlıyor. Özellikle İstanbul ve Ankara’da verilen oylar istatistiğin doğal dağılım oranlarının imkân ve ihtimal veremeyeceği şekilde tek taraflı iniş ve yükseliş ivmesine saplanıyor. Ve hiç kimse bunun nasıl olabildiğine ilişkin herhangi bir açıklama getirmiyor hatta soru sormuyor. Bunun gittikçe tabii kabul edilmesi ve içselleştirilmesi isteniyor. Ama neden, daha doğrusu nasıl doğal olsun?

Size basit bir soru soracağım. Hangi siyasi hatta aklı başında sıradan bir şahıs, birkaç saat sonra söylediğinin yalan olduğunun anlaşılacağını bildiği spekülatif bir iddiayı, kendi itibarının, ikbalinin yerle yeksan olacağını bile bile hem de kitleler karşısında cüretle dile getirir. Üstelik kısa bir süre sonra rezil olup örselenişinin şiddetini daha da arttıracak vurgulu bir netlik ve ısrarla! Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aslında seçimin hiç bir aşamasında oy oranı Erdoğan’ın oy oranının önüne geçmediği hâlde Kılıçdaroğlu’nun kazandığını, açıkladıkları, hatta ân itibariyle de oy oranlarının %49’a %45’de seyrettiğini ve seçim sonunun aslında belli olduğunu iddia etmesi hangi amaca mâtuftu? Kimse seçmene moral vermek, motivasyonu arttırmak filan demesin çünkü bu tutum, birkaç saat sonra o moral ve motivasyonu çok daha ağır yaralayacak. Üstelik sıkıştırılmış öfkenin basıncını iyice artırarak yönetilmesini imkânsız hâle getirecek. Aynı şekilde Kılıçdaroğlu’nun attığı “öndeyiz” tweeti de! Öyleyse ne?

Bunun bir açıklaması ve mantıklı bir nedeni olması gerekir. Bakıldığında görebildiğim tek sebep seçim sonuna doğru oyların dağılımında ve yüzdelik paylarda gerçekleşen bu tek taraflı değişim amacına ulaşırsa durumun sorgulanmasını engellemek. Yani, “aslında bir sürpriz ya da tuhaflık yok! Bize gelen verilerle sonucun böyle olacağını biz zâten bildirmiştik. Anadolu ajansı gerçeği bir türlü kabullenemedi, AKP son ana kadar manipüle etmeye çalıştı, YSK sonuçla yüzleşemediği için sonu belli olmuş bir süreci uzattıkça uzattı, iktidar oyları tekrar tekrar saydırdı” gibi cümlelerle ortada aslında yadırganacak bir durum olmadığına kitleleri ikna etmek. Kısaca oyların sistematik olarak tek taraflı ritmik düşüş görüntüsünün sebebi ön ve ardıl açıklamalarla böyle kamufle edilecekti. Ama aradaki oy farkını kapatmaya bu algoritma yetmeyince seçim esnasında yapılan “kazandık, sürecin sonunda 13.Cumhurbaşkanı’nın Kılıçdaroğlu olduğu görülecek” gibi ifadelerin ne amaçla yapıldığını açıklamak oldukça güçleşiyor ve şüphelerin uyanmasını engellemeye yönelik yaylım hâlinde bir koruma ateşi, karşı tarafı seçim hilesi yapmakla suçlayarak açılıyor. Bu şekilde iktidar ve devlet kurumları savunmada bırakılarak dikkatlerinin esas tuhaflığa yönelmesi engelleniyor.

Bakın seçimden önce Anadolu Ajansı’nın verilerine güvenmediklerini belirterek alternatif sistemler kuran ve sandıklardan gelen verileri kendi yazılımlarına girerek veren muhaliflerin kurduğu Anka Ajansı’ndan gelen sonuçları, paralel olarak paylaşan Fox TV ve diğer muhalif mecralar bunu kısa bir süre sonra durdurmak zorunda kaldılar. Çünkü orada sandıklar açılıp veriler girildikçe Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki fark YSK verilerini paylaşan Anadolu Ajansı’nın aksine Erdoğan lehine açılıyor dahası 1. turda nihayetleniyordu. Nitekim Merdan Yanardağ yaptığı bir açıklamada farkında olmadan belki de kendisinin de bilmediği bu durumu istemsizce ifşâ etti. Merdan Yanardağ çıktığı televizyon programında CHP’yi ‘aymazlıkla’ eleştirirken, “YSK’dan gelen verilerde Kılıçdaroğlu “önde” görülürken, CHP’de kurulan dört adet seçim değerlendirme merkezinde açık bazı ekranlarda ilk turda Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazandığı görülüyordu” dedi. Hatta aynı konuşmada bunun sebebini, üstelik vurgulu şekilde “YSK verilerini paylaşmamak” olarak açıkladı. Yani anlıyoruz ki CHP Genel Merkezi’nde de sahadan gelen sandık sonuçları YSK yazılımı dışında farklı bir programa girildiğinde, saat 21:00’dan sonra başlayan o tuhaf algoritmik sarmal çalışmıyor ve seçim sonuçlarının doğal yüzdelik pay ve görünüm dağılımları değişmeden seçim bitiyordu. Şimdi can alıcı soru şu; Ak Parti’de ya da MHP’de sahadan gelen sandık sonuçlarını girdikleri YSK’nın kullandığı yazılım dışında alternatif bir programları var mı yoksa YSK’nın sistemini çok güvenli ve yeterli mi buluyorlar? Görünüyor ki Gazeteci Emin Çapa’nın seçim sonuçlarına bir yazılım sistemiyle müdahale edildiği iddiası teknik olarak doğru.

YSK’nın kullandığı bu yazılımın hangi tarihte kimlere yaptırıldığının acilen incelenmesi gerekir. Yani her sandık sonucu doğru şekilde sisteme girildiği hâlde bunun toplam oylardaki yüzdelik karşılığının ne olduğunun nasıl denetleneceği kritik eşik. Türkiye bunu daha önce İmar Bankası’nın içi boşaltılırken kullanılan benzer bir yazılımla tecrübe etmişti. Girilen verinin görünümü sabitken toplam bilginin birbirinden bağımsız ve ayrı tablolar olarak farklı arayüzlere yansıtılışını tecrübe etmiş ve çok şaşırmıştık.  Merkez bankası sahadaki gerçek verilerin sisteme girildiği hâlde sonucunun kendi denetim ekranlarında ne kadar farklı göründüğüne aydığında atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmişti.

 İmamoğlu’nun oyların sayımının daha ortalarında üstelik tablo bariz şekilde Tayyip Erdoğan’ın lehine ve Kılıçdaroğlu’nun aleyhineyken yaptığı “kazandık” açıklamasını ve “2019’daki aynı filmi izliyoruz, ipin ucu bizdedir, biz süreci biliyoruz, aramızda kalsın anladınız siz ne demek istediğimi, aramızda kalsın, unutmayın bu dediğimi” sözlerini bir de bu yazılanlar eşliğinde değerlendirin.