Yaşamın ayrıştıran ve ötekileştiren diline karşın mezarlardan yükselen bir kardeşlik var. Yan yana yatıyor yaşarken birbirinden nefret edenler. Ne futbol takımlarının ve siyasi partilerinin farklı oluşu ne de etnik kökenleri sorun olmuyor. Ölüm yaşama dair tüm ayrıştırıcı söylemleri sıfırlıyor, çöpe atıyor.

Farklı siyasi görüş, rakip futbol takımını destekleme, farklı bir inanç ve etnik kimliğe sahip olma gibi yapay ve ayrıştırıcı bahaneler. Toplumları bölmek, insanları ayrıştırmak için icat edilmiş tehlikeli söylemlerdir.

Anadolu'm, eşsiz yurdum nice medeniyete ev sahipliği yapmış, üzerinde yetmiş iki millet yaşamış. Her millet, her medeniyet geride biz iz, bir kültür bırakmış. Böyle olmasaydı nereden bilirdik halayı horonu, zeybeği.

İnsan neden uğraşır ki diğer insanları kendisine benzetmek için. Aslında farklılıklarımız zenginliğimiz değil mi? Hepimiz aynı siyasi partiyi, aynı futbol takımını desteklemiş olsaydık, aynı fiziksel özelliklere, aynı etnik kimliğe ve aynı kültüre sahip olsaydık hayat ne kadar sıradan ve tek düze olurdu.

Oysa kâinatın özünde farklılık var. Allah sadece insanları değil, ağacı, bitkiyi ve hayvanları kaç farklı türde, renkte ve şekilde yatarmış, adeta kudretini göstermek istercesine. Üstelik insan dışındaki diğer canlılar arasında bu farklılıklar bir soruna veya kavgaya neden olmuyor. Mesela hayvanlar birbirinin renginden, görüntüsünden, beslenme alışkanlığından rahatsız olmuyor ve diğer hayvanları dışlamıyor, kovmuyor.

Kuran-ı Kerim'de Rum Suresinin 22. ayetinde “O'nun kanıtlarından biri de gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olmasıdır. Kuşkusuz bunda bilenler için ibretler vardır” ilahi kelamı yer almaktadır. Evet gören için tüm bu farklılıklarda bir hikmet, bir zenginlik ve sayısız nimetler vardır.

Bu ilahi nizamı kem gören ve rahatsız olanlarda var elbette. Gözlerimiz bu dehşetli nefret manzaralarına çok kez şahitlik etti. Hatırımda kalanlardan birkaçı şunlardı. Mesela bir kadın tanıdım henüz dört yaşındaki bir çocuğun tecavüze uğramasına seviniyordu. Gerekçesi ise çocuğun ailesinin siyasi görüşünün kendi siyasi görüşünden farklı olmasıydı. Minik bedeni sahile vuran Aylan bebekle dalga geçen sözde adamlar, farklı bir siyasi görüşe sahip olan bir aydının ölümünün ardından eğlenceler düzenleyen sözde insanlar da gördüm. Sözde medeni batının vahşi şehirlerinde balinaları ve yunus balıklarını öldürme festivalleri düzenleneli daha birkaç gün oldu.

Her kap içindekinden sızdırır. Kalbi nefretle dolu insanın nefretini haklı çıkaracak bahaneler bulması çok zor değil. Diğer insanların farklı kıyafet tercihleri, farklı bir siyasi partiyi destekliyor olmaları, kimi zamanda farklı bir inanç tercihine sahip olmaları nefretinin gerekçesi olabilir. Tüm ayrıştırıcı söz ve fiilleri geçersiz kılan ölümü unutmamak dileğiyle…

İstikbalimize ve Gençlerimize Güveniyoruz

ABD'nin Maryland eyaletinde bu yıl 17'incisi düzenlenen uluslararası insansız hava aracı ve otonom uçuş yarışması AUVSI SUAS-2019'a katılan Yıldız Teknik Üniversitesi ekibi Lagari, üçüncü oldu. Harvard, Berkeley, Stanford, Cornell, UCLA, Penn State, Virginia Tech gibi üniversiteleri geride bırakan Lagari takımı, otonom iniş kalkış, hedef vurma ve nesne tanıma gibi uçuş görevlerinde 75 takım arasından sabit kanat kategorisinde birinci, genel sıralamada ise üçüncü oldu.

Bir diğer uluslararası yarışma olan Amerikan Astronomi Topluluğu (AAS) ve Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) iş birliğiyle düzenlenen ve farklı ülkelerden 42 takımın katıldığı dünyanın en prestijli model uydu yarışması CanSat'ta İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri birinci oldu.

Öğrencilerimizi tebrik ediyor, onlara olan inancımızı bir kez daha yinelemek istiyorum. İstikbalimize ve gençlerimize güveniyoruz.

Vesselam…