21 Haziran 2018

Yeni bir hastalık türü: Bilgisayar oyunları bağımlılığı

Yaşadığımız modern çağın muhteşem ikilisi, bilgisayar ve internet. İlk kişisel bilgisayar İtalyan Olivetti markası tarafından üretildi ve 1965 yılında satışa sunuldu. Bu muhteşem makinayı tamamlayan internet ise 1990'lı yıllardan sonra hayatımıza girmeye başladı.

 

Aradan geçen yıllar boyu, yaşam ve insan üzerindeki etkisini giderek artıran bu muhteşem ikilinin sağladığı çok sayıda kolaylık söz konusu elbette. Bugün pek çok işimizi oturduğumuz yerden kolaylıkla halledebiliyoruz. Bankacılık işlemlerinden, alışverişe, eğlenceden, seyahate, iletişimden sağlığa kadar pek çok alanda faydaları söz konusu bilgisayar ve internetin.

 

Bilgisayar ve internetin yaşamımıza kattığı kolaylıkların yanında, bazı olumsuz etkileri de var elbette. Bu muhteşem ikilinin azımsanmayacak kadar çok mağduru var. Sağladığı konfor ve kolaylıktan nasıl ki hepimiz yararlanıyoruz, zararlı etkilerine de hepimiz maruz kalıyoruz.

 

Bozulan sosyal ve toplumsal ilişkiler, artan boşanma oranları, duygusal problemler, olumsuz tüketim alışkanlıkları ve ruhsal sağlık problemleri gibi pek çok farklı alanda olumsuz etkileri var, bilgisayar ve internetin.

 

Dünya Sağlık Örgütü, bilgisayar oyunları bağımlılığının "ruhsal sağlık problemi" kategorisine alındığını açıkladı. Böylelikle yeni bir bağımlılık ve ruhsal sağlık tanısı daha yapılmış oldu. Üstelik bu yeni ruhsal sağlık probleminin dünya genelinde yaklaşık 300 milyon insanı etkilediği tahmin ediliyor.

 

Dünya sağlık örgütüne göre oyun bağımlılığının ruhsal sağlık problemi olarak tanılanması için problemin en az 12 aylık bir süre boyunca devam etmesi, bireyin diğer aktivitelerini ve yaşamını olumsuz etkilemesi ve oyun oynama isteğine karşı koyma noktasında kişisel kontrolün kaybedilmesi gibi çeşitli tanı kriterleri söz konusu.

 

Çocukların ve özellikle gençlerin oyun bağımlılığına dair ülkemizde ve dünyada yapılan çok sayıda araştırma mevcut. Ne yazık ki çocuklar aile bireylerine, okula, derslerine, kişisel ihtiyaçlarına ayırmaları gereken saatleri oyunlara ayırıyor ve saatlerce bilgisayar başında zaman geçiriyorlar.

 

Zamanının büyük bir kısmını bilgisayar başında geçirdiği için, sağlıklı beslenmeyen, sağlıklı uyumayan, sağlıklı iletişim kurmayan, aile bireyleriyle vakit geçirmeyen ve akademik başarısı düşen çocukların tüm bu olumsuzlukların bir sonucu ve olarak ruhsal sağlık problemlerinin olması da kaçınılmaz bir hal alıyor.

 

Online oyunlar yüzünden intihar eden veya hayatını kaybeden çocukların haberleri sıklıkla medyada yer alıyor. En son mavi balina isimli online oyun yüzünden dünya genelinde yüzlerce çocuk ve genç intihar etti. Bu tür haberlerle daha sık karşılaşacağımız aşikâr.

 

Peki bu önemli sorunun çözümü için neler yapabiliriz? Öncelikle anne babaların çocuklarını gerçek yaşamdan uzak tutmamaları gerekir. Aile içindeki olumlu ilişkilerin ve birlikte geçirilen zamanın bu sorunun çözümüne katkı sağlayacağını düşünüyorum.

 

Çocukların ilgi ve yeteneklerine göre çeşitli spor, sanat veya kültür etkinliklerine yönlendirilmesi ve bu tür etkinliklerin teşvik edilmesi sorunun çözümüne katkı sağlayabilir. Bu anlamda öğretmenlere de ciddi görev ve sorumluluklar düşmektedir. Çocuklara yalnızca bilgisayar ve internet yoluyla değil, kitaplar, kütüphaneler veya bilim merkezleri üzerinden hazırlanabilecek ödevler verilmelidir.

 

Ve tabi ki devlet kurumlarının kontrol ve denetim görevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesi gerekir. Çocuklar ve gençler için sakıncalı olabilecek oyunlara ve internet içeriklerine erişimin kısıtlanması ve bu tür oyunların ve internet sitelerinin yaygınlaşması engellenebilir.

 

Toplumlar, çocukları ve gençleri, bedenen, ruhen ve aklen sağlıklı olduğu müddetçe varlık tasavvurunda bulunabilirler. Bu yüzden çocuklarımızın ve gençlerimizin şahsiyet sahibi, ahlaklı, bilgili, kültürlü ve inançlı olmaları için herkesin dikkatli ve duyarlı olması gerekir.

 

Vesselam…