12 Nisan 2017

Yeniden ‘Evet’ ama…

Referanduma artık bir elin parmakları kadar gün kaldı.

16 Nisan'da gerçekleşecek oylamayla mevcut Anayasa'nın 18 maddesi için nihai fikrimizi beyan edeceğiz hep birlikte.

‘Evet' çıktığı vakit, yürürlükteki parlamenter sistemin yerine cumhurbaşkanlığı sisteminin getirilmesi gibi kapsamlı bir değişikliği de onaylamış olacağız tabii ki.

Kendi adıma cumhurbaşkanlığı sisteminden umutla beklediklerimin hatırına oyumun rengi belli. Nicedir bunu yazılarımda paylaşıyorum da.

O yüzden artık maddelerle ilgili yazmak yerine muhalefetin ‘Tek Adam Rejimi' diye korkular saldığı yönetimsel değişimden net beklentilerimi dillendirmenin daha mühim olduğuna inanıyorum.

Çünkü değişiklikler üzerine onca genel geçer lakırdıyı tekrarlamak yerine çok daha muhik bir tavır oluyor bu.

***

Devleti daha hızlı ve dinamik bir yapıya kavuşturacağını düşündüğüm yeni sistemde memlekete 15 Temmuz gibi bir alçaklığı yaşatan FETÖ ile olması gereken ciddiyette ve kararlılıkta bir mücadelenin yapılmasını istiyorum öncelikle.

Binlerce insanın alın terini, kazancını çalan, hayallerini, kariyerini, geleceğini tarumar eden bu cehennemi örgütle bağı olan her ‘Kodaman'dan yaptıkları kötülüklerin hesabının sorulmasını bekliyorum.

Kirli davası için yıllardır bu ülkenin her bireyine ait kaynaklarını, madenlerini talan edenlerin, mevki ve makamlarını gasp edenlerin, kredi, teşvik, ihale, hibe türü imkanlarını çalanların burunlarından getirilmeden gerçek bir yeni sistemi kurmanın imkânı olmadığına inanıyorum çünkü.

O yüzden hukuk devletinin gerektirdiği her hassasiyete itina göstererek bu alçaklar sürüsünün palazlanmasına göz yuman, destek veren, çöreklendikleri makamları hak eden liyakatli ve ehliyetli insanlardan çalıp bu hainlere sunan herkes bu rezillikteki payının hesabını vermeli ilkten. Hem de bu türden ahlaksızlıkları bundan sonrası için aklından geçirenleri titretecek düzeyde.

Yoksa bugün hâlâ meydanlarda, ekranlarda, gazete sayfalarında gözlerimizin içine baka baka en yaman FETÖ düşmanı ya da Reis-sever kesilen akıl danelerine hadleri bildirilmeden milletin yüreği soğumaz...

Ya da zalimin bankasına emekli maaşını yatıranından, zeki çocuğunu okuluna gönderen dar gelirlisinden önce türlü hesaplar için hainliği besleyen ve ondan beslenen büyük başların iflahı gevretilmeden gerçek adalet sağlanamaz

Veya FETÖ ile bağını hâlâ sürdürüp, sürdürmediğine bakılmaksızın onunla münasebeti olan her bir siyasetçiden, teşkilat mensubundan, bürokrattan, iş yükleniciden hesap sorulmaz ve gasp ettikleri geri alınmazsa yeni sistem asla ‘Yeni' olmaz çünkü.

Üstüne 15 Temmuz'da bu ülkenin bekası için ölen, yaralanan her bir canın vebali de hakkı yenilen insanların ahı da benim Evet'in hakkını helal etmememden çok daha ağır olur ki, bu da yabana atılmasın.

İkincisi hazır Cumhurbaşkanının partili olabilmesinin yolu açılmışken, Sayın Cumhurbaşkanından parti teşkilat yapısını ahlak, liyakat, bilgi, ehliyet ilkeleri temelinde ve adalet ve vicdani duyguları sızlatmayacak bir özenle yeniden inşa etmelerini istiyorum.

Bu hususta başlatılacak ‘itina seferberliği' ile memleketin bütün partilerine ilelebet örnek olunmasını bekliyorum.

Siyasetle ilişkisini gözü doymaz sahiplenme hırsına göre şekillendiren insan posalarının gayri partilerin, dolayısıyla milletin kamburu olmasına izin verilmemesini diliyorum çünkü.

Üçüncüsü kamu hizmeti veren Belediyelere Başkan ve Meclis Üyesi olacak kişilerin, beldeleri huzur ve refah içinde yaşanabilir kentlere dönüştürecek ilgiye, bilgiye, vizyona sahip insanlar olmasına özen gösterilmesini istiyorum.

Bu makamların ne mal olduğu gözlerine bakıldığında anlaşılan kirli ilişki ve işlerle haşır neşir olan, kaptıkaçtı ve kendi hesabını düşünen zihinsizlere peşkeş çekilmesi geleneğinin gayri tarihin çöplüğüne fırlatıp, atılmasını bekliyorum.

Dördüncüsü devletin sağladığı her tür imkândan din, dil, mezhep, siyasi gelenek benzerliklerini kıstas alan ilkel ve haksız anlayışın akıllardan, kalplerden hiç uygulanamazcasına sökülüp atılmasını istiyorum.

Her imkânın ehliyetiyle, liyakatiyle, profesyonelliğiyle ve sahip olduğu olanaklarıyla hak edenlere verilmesi geleneğinin bu topraklarda yerleşmesinin hakkımız olduğunu düşünüyorum çünkü.

Beşincisi yedi düvelin saldırısına en etkin şekilde karşı durmak için ihtiyacımız olan birliğin ve çokluğun sağlanabilmesi hususunda başta siyasetçilerin ve bürokratların lanet gidesi kutuplaştırıcı, ötekileştirici dil ve tavırlardan bütünüyle uzak durdukları bir kültürün yerleşmesini istiyorum artık.

Altıncısı ülkenin ve milletin bekası söz konusu olduğunda kişisel ve siyasi çıkarların kör kuyularına düşmeyen, yiğidi öldürüp hakkını yemeyen, eleştiriyi daha iyinin kaygısıyla yapabilen, yaranmayı ve hataları örtbas etmeyi gazetecilik saymayan dürüst ve haysiyetli bir medyanın memlekette inşa edilmesine ön ayak olunmasını istiyorum.

***

Bir Evet'ten ne olur demeden, bu ülkenin her bir alanında eski tasları atıp, eski hamamları kapatmadan bir şeylerin değişmeyeceğini samimi hislerimle hatırlatmak istedim.

Aklımızda ve yüreğimizde yıllar içinde açılan yaraların kapılarının başka türlü kapanmayacağını biliyorum çünkü.