Geçenlerde okuduğum bir haber, cep telefonlarında yaygın olarak kullanılan WhatsApp uygulamasıyla ilgiliydi. “Dolandırıcıların yeni mekanı” başlığı ister istemez ilgimi çekti. Habere göre dolandırıcılar buradan kişilere ulaşmaya çalışıp sanki bankadan bize mesaj geliyormuş havası vermeyi planlıyorlar. Mesajın gerçekten de bankadan geldiğini zanneden kişinin belgesellerdeki yırtıcıların ağına düşen kurbandan farkı kalmıyor ne yazık ki.

Bizdeki dolandırıcıların yenilikçi ve çok geniş bir vizyona sahip olmaları insanı gerçekten şaşırtıyor... Dolandırıcılarımızın zekası kabul edelim ki dünya liginde başa güreşir. Bu nedenle en az ülkemizdeki dolandırıcılar kadar zeki olamazsak vay halimize!

Sosyal medya her açıdan uyanık olmayı, faka basmamayı zorunlu kılıyor. Yoksa elinizdeki avucunuzdakinizden olmanız işten değil.

Sosyal medyada dolandırılmayın

Aklınızda olsun, Facebook'ta çok yakından tanıyıp sohbet ettiğiniz kişi gerçekte her zaman sandığınız kişi olmayabilir.

Hele sohbetin bir yerinde muhatabınızdan “senin cep telefonun faturalı mıydı?” diye bir soruyla karşılaşırsanız hemen “kırmızı alarm” pozisyonuna geçmenizi öneririm. Çünkü o soruyla karşınızda tanıdığınız ya da arkadaşınız olduğunu zannettiğiniz kişi sizi dolandırmak için operasyona başlamış demektir. Çünkü, sadece ünlülerin sosyal medya hesaplarının ele geçirildiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Karşınızdaki kişi, size elinde bazı promosyonlar olduğundan bahsedip tanıdığı kişilere bunları vermek istediğini söyleyebilir. Tabii bazı formaliteler olduğunu söyleyip mesela yönlendirdiği bir numaradan telefonunuza gelen mesajlara kibarca “evet” demenizi sizden isteyebilir. Siz de karşınızdakini tanıdığınız için bu yönlendirmede bir beis görmeyerek denileni yaparsanız  geçmiş olsun! Cep telefonunuzun gelecek faturası kabaracak demektir.

Dolandırıcılar kadar zeki olmalıyız!

Durun daha bitmedi!

Dolandırıcı, bu hamlesiyle yetinmeyip daha fazlasının peşine düşecek ve kredi kartı numaranızı kendisine vermenizi isteyip en değerli promosyonu size vermeyi teklif edecektir. Eğer sözümona güzel promosyonu sahip olmak için kredi kartı bilgilerinizi verecek kadar gözünüzü kararttıysanız bu durum yandığınızın da resmi olacaktır.

Sosyal medyanın bu denli hayatımıza girmesine dolandırıcıların ilgisiz kalmalarını bekleyemeyiz. Onlar da becerilerini(!) teknolojiyle daha barışık hale getirnenin derdindeler.

Onlarla mücadele etmenin en iyi iki yolu var. Birincisi, genel olarak tüm hayatınızda ve özelde sanal alemde alabildiğince kuşkucu olmak. Yani, kolay ikna olmamak. İkincisi de en az dolandırıcılar kadar zeki olmayı başarabilmek. Bu iki konuda iyiyseniz çekinmeniz için bir sebebiniz yok demektir.

EVLİLİK PROGRAMLARINDAN NEDEN VAZGEÇİLEMİYOR?

Bence bunun en büyük nedeni kanallar tarafından kendilerinin “malzeme” olarak görülmesinde bir beis olmadığını düşünen ve stüdyonun locasındaki yerlerini almaya meraklı insanların sayıca çok kalabalık olmaları.

Hemen her kanalda izdivaç programı olmasına rağmen kimsenin “malzeme” bulma konusunda bir sıkıntı yaşamadığı aşikar. Stüdyonun locaları hafta sonları AVM'ler gibi dolup dolup taşıyor!

Tüm izdivaç programları Demokles'in kılıcı gibi enselerinin üzerinde bulunan reyting derdinden uzakta ekrandaki varlıklarına devam ediyorlar. Kanallar işin kolayını bulmuş görünüyor. Öyle fellik fellik iş yapacak proje aramaya da gerek yok.

Kanal yöneticilerinin ve yapımcıların gözlerindeki dolar işaretiyle, ellerini ovuşturarak stüdyoyu reyting için değil evlenilecek bir ortamı dizayn ettiklerine bu kitleyi inandırmalarını unutmamak lazım.

Kanallar, bu  ilüzyonu oluşturma konusunda kabul etmek lazım ki çok başarılılar.

Onun için de zaman zaman stüdyoda kurulan nikah masalarının ve gündeme gelen nişan törenlerinin bu ilüzyonun devamı konusunda  hayati bir önemi var bu türden programlar için.

Böylece bu kanmaya muhtaç kitleye locadaki var oluş nedeni daha iyi anlatılmış oluyor.

İnsanların malzeme olma konusundaki duyarsızlıkları, umursamazlıkları izdivaç progralarını uzun süre daha izleyeceğimizin garantisi gibi.