ZHU RONGJİ'YE ALTIN SİLAH HEDİYE EDEN BAHÇELİ Mİ MİLLEYETÇİ?
Suriye'nin Kuzeyi'nde yaşananların aslında ne anlama geldiği hergün biraz daha
berraklaşıyor. Bu bölgede Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit eden bir hat oluşturulmaya çalışıldığını ve bu hattın kontrolsüz Kürt çetelerin denetimine bırakılacağını uzun zamandır yazıyoruz. Daha bu işin başında gerekli olan sınır ötesi askeri harekat için atılan adımların asker tarafından 'savsaklandığı' iddiaları var. Bu iddialar pek hayra alamet değil. Türkiye'nin toprak bütünlüğü birilerinin 'keyfiyetine' ve 'çekincelerine' feda edilemez edilmemeli de. Bu tür durumlarda görevden alma gibi bir seçenek geçmişte nasıl uygulandıysa şimdi de pekala uygulanabilir. Tez elden de uygulanmalı. Bu arada, Kuzey Suriye'nin, Türkiye'nin öncelikli gündemi haline gelmesi, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi belli ki çok rahatsız etmiş. Sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulunan Bahçeli, "Herkes Kobani'yle yatıp kalkıyor, Nişantaşı'ndan Yüksekova'ya kadar önüne gelen Kobani'deki iki terörist grubun kapışmasını mesele ediyor. Doğu Türkistan'daki Çin zalimliğini kimseler konuşmuyor, ağzına dahi almıyor. Kobani'ye ağlayanlar, Kaşgar'a gülüyor ve zulme ortak oluyor" şeklindeki ifadelerle bilhassa Erdoğan ve AK Parti'yi hedefe koydu. Bahçeli'nin bu iddialarına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cevabı Birlik Vakfı iftarında geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece Araplarla, sadece Kobani'dekilerle uğraşanlar Uygur Türkleri'ni unutuyor' diyor. O zata sesleniyorum, sen o Uygur Türkleri'nin olduğu yere gittin mi?" ifadelerini kullanırken, Bahçeli'nin koalisyon ortağı olduğu dönemde kaç Uygur Türkünü vatandaşlığa kabul ettiği sorusunu da sordu. Devlet Bahçeli ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu çıkışlarına yine sosyal medya hesabı üzerinden cevap verirken, Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde Çin'e yaptığı tek ziyaret esnasında çekilmiş bir fotoğrafı paylaşarak, Uygur Türkleri bölgesine gittiğini ispata çalıştı. Doğru Bahçeli o dönem o bölgeye bir ziyaret gerçekleştirdi. Lakin bu ziyaret öncesinde Çin Devlet Başkanına, Devlet Liyakat Nişanı veren de Bahçeli'nin ta kendisiydi. Parti içerisinde bu yönde yükselen sesleri susturmak için öne sürdüğü tek gerekçe ise Süleyman Demirel'in çok ısrarcı olduğu" yönünde idi. Skandal bu kadarla da kalsa iyi... 2002 yılı Mayıs ayının son haftasında Başbakan Yardımcısı sıfatıyla Çin'e ziyarette bulunan Devlet Bahçeli, 28 Mayıs 2002 günü dönemin Çin Başbakanı Zhu Rongji ile biraraya geldi. Çin Başbakanı, bu ikili görüşmede, son Türkiye ziyaretinde verimli sonuçlar elde edildiğini belirtirken, ikili ilişkilerin gelişmesinden de ziyadesiyle memnuniyet duyduklarını ifade etti. Devlet Bahçeli ise bu temaslar sırasında Çin Başbakanına altın bir tabanca hediye etti. Doğu Türkistan'a yönelik yayın yapan televizyonlar bu görüntülerle, Bahçeli'nin Devlet Liyakat Madalyası veriş törenini haftalarca, üstelik günde 20- 30 tekrarla ekranlarına taşıdı. Mesela Bahçeli'nin ziyaretinin hemen akabinde, yani Zhu Rongji'ye altın tabanca hediye etmesinden hemen sonra Doğu Türkistan'da Uygur Türkçesi ile eğitim ve 18 yaş altı Uygur Türkleri'nin camiye girişleri yasaklandı. Bu arada Devlet Bahçeli'nin bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a cevaben paylaştığı o meşhur Çin ziyareti esnasında, "Çin'in toprak bütünlüğünü savunduğunu" ısrarla dile getirdiğini de unutmayalım. Bugün Erdoğan'ı Doğu Türkistan davasına sahip çıkmamakla suçlayan Devlet Bahçeli'nin, Erdoğan'ın 2009'da Urumçi'de yaşanan katliamlara yönelik tavrından rahatsız olduğunu da hatırlatmakta yarar var. Erdoğan'ın o dönem Urumçi katliamı için "soykırım" ifadesi kullanması sadece Bahçeli değil Türkiye'de monşer diplomasisinin önemli isimlerinden, İlter Türkmen, Onur Öymen ve İnal Batu gibileri de rahatsız etmişti. Bu monşerler, 2009 Temmuz'unda Urumçi'de yaşanan katliamlar için "soykırım" ifadesini kullanan Erdoğan'a gösterdikleri tepkide, "Başbakan'ın olayı soykırım olarak nitelendirmesi, Türkiye'nin Ermeni iddalarına yönelik tezlerine aykırı. Urumçi'deki olaylarla ilgili olarak elbette hassasiyet gösterilmeli. Asıl Erdoğan'ın olayları 'adeta soykırım' olarak nitelendirmesi doğru değil, aşırı bir terim" beyanlarında bulunmuşlardı. Demem o ki; bugün ülkesinin yanıbaşındaki olayların milli güvenlik sorunu olduğunu görüp adımlar atması gerekirken bu olayları etnik bir merkezden analiz ederek kendisi dışındakilere suçlamalar yönelten MHP Genel Başkanı Bahçeli, geçmişte koalisyon ortağı olduğu dönemde ise Uygur Türkleri'ni katleden Çin yönetimine "soydaşlarımı daha iyi katlet" dercesine altın silah hediye etmiş. Şimdi biz bunun neresinden tutalım, samimiyeti ve milliyetçiliği Bahçeli'nin hangi duruşunda arayalım?