08 Aralık 2022

Modern Dünyanın Kanaat Önderleri: Youtuberlar

Modern dünyanın en tesirli silahı; medya. Yaşamı, değerleri, alışkanlıkları ve ilişkileri şekillendiren; hayata yeni boyutlar kazandıran cihanşümul bir araç. Medya, insanlık tarihi boyunca başka hiçbir vasıtanın başaramadığı düzeyde bir yaygın etkiye sahip artık.

 

Medyanın yazılı (basılı), işitsel (radyo), görsel-işitsel (sinema-televizyon) ve yeni medya (dijital medya; sosyal medya) gibi farklı formları olmakla birlikte bugün en fazla tercih edilen formunun yeni medya (dijital medya) olduğunu söyleyebiliriz. Yeni medya, diğer medya türlerinden farklı olarak kullanıcılara kendi içeriklerini üretme, paylaşma ve bunlar üzerinden gelir elde etme olanağı verdi. Bu özellik yeni medyayı diğer tüm medya türlerinden daha işlevsel ve cazip hale getirdi. Andy Warhol’un, “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” dediği zamanlardayız.  

 

Yeni medyayla birlikte; Influencer, TikToker ve YouTuber gibi farklı kavramlarla tanışmış olduk. Üstelik bunlar, kimi çocuklar için idealize edilmiş bir meslek artık. Bu durumun farklı nedenleri var elbette fakat para kazanmak ve popüler olmak post modern insanın motivasyon kaynaklarının başında geliyor. Amerikan iş dünyası dergisi Forbes’a göre YouTube'dan en çok para kazanan ilk 10 YouTuber, 2021 yılında Youtube platformunda paylaştıkları içeriklerden 300 milyon dolar gelir elde etti.

 

Dünya genelinde; 5,31 milyar sosyal medya kullanıcısı, 4,95 milyar internet kullanıcısı ve 4,62 milyar aktif sosyal medya kullanıcısı, 2,56 milyar YouTube kullanıcısı mevcut (Wearesocial, 2022). Çocuklar tarafından en fazla tercih edilen sosyal medya platformu olan YouTube; kullanıcıların amatör videolarını paylaştıkları bir sosyal medya platformu olarak, 2005 yılında kuruldu.

 

Sosyal medya hesapları bugün adeta insanların kimliklerinin bir parçası olmuş durumda. Hatta bazılarının asıl kimlikleri. Popüler olmak veya fenomen olmak kimi çocuklar ve yetişkinler için temel yaşam amacı. Zira sosyal medya platformlarındaki takipçi sayınıza göre size bir değer atfediyor kimi çevreler. Buna göre reklam alıyor, para kazanıyor, kitap satıyor, buna göre konuşmacı oluyorsunuz. Hatta kimi bilimsel ve akademik etkinliklerde bile öncelikle fenomen kişiler tercih ediliyor. Belediyeler fenomen kişilerle etkinlik yapıyor. Yani takipçi sayınıza göre değer bulduğunuz bir toplum.

 

Peki takipçi sayısı bir kişinin; insani, ahlaki, akademik veya sosyal niteliklerinin tek göstergesi olabilir mi? Sadece takipçi sayısına bakarak insanlara değer atfetmek veya bir yetkinlik beklemek ne kadar doğru? Mesela en değerli bilim insanlarımızdan biri olan Prof. Dr. Aziz Sancar’ın resmi YouTube kanalının 2,75 bin abonesi var. Ama küfürleri ve skandallarıyla ünlü bir fenomenin YouTube kanalının 15 milyon abonesi var.

 

Medya, faydalı işler yapmak, iyilikleri paylaşmak, yaşamı kolaylaştırmak ve bilgiye erişimi desteklemek için çok fazla fırsatlar sunuyor. Medyanın her türü ve tüm içerikler kötüdür düşüncesini doğru bulmuyorum. Rezaleti, ahlaksızlığı, şiddeti ve diğer kötülükleri cazip gösteren ve bu tür paylaşımlarıyla öne çıkarılan, çocuklara model olarak sunulan YouTuber hesaplarını da onaylamıyorum.

 

İnsanlar her çağda yolunu aydınlatacak, kendisine ilham verecek öncüler aradılar. Bu öncüler kimi zaman filozoflar, kimi zaman bilgeler, kimi zaman da peygamberler oldu. Bugün ise yol göstericilik rolü YouTuberlara verilmiş durumda. Sosyal medyayı çocuklara, topluma ve insanlığa fayda üretmek için kullananlar var olsunlar. Fakat sosyal medyayı; argo, küfür, şiddet, ahlaksızlık, hazcılık ve tüketimi yaymak için kullananlar çok daha fazla. Peki bu rezalete kim dur diyecek?

 

Hollanda’da 16 yaşın altındaki kullanıcıların veri gizliliğini ihmal ettiği gerekçesiyle Tik Tok’a Avrupa'daki 64 bin ebeveyn adına 1,4 milyar Euro tutarında bir dava açıldığını hatırlatmak isterim. Bizim çocuklarımız daha mı değersiz?

 

Vesselam…